Başarının sırrı birkaç kelimeyle, birkaç cümleyle ifade edilemez. Merhum Enver Ören abi başarıyı, “Âhirette işe yarayan şeydir” diye özetlemişti. “Başarıyla ilgili kendi görüşümüz değil, büyüklerimizin sözleri önemlidir” derdi. Başarının sırrı, yapmak değil, sormaktır. Başarılı insan, her zaman “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” Hadis-i Şerifine uygun hareket eder. Başarılarını Allahü Teâlâ’dan, başarısızlıklarını günahlarından bilir. Hakkı, doğruyu kim söylerse söylesin kabul eder.
Efendim;
Merhum Enver Ören abinin başarıyı, “Âhirette işe yarayan şeydir” sözlerinden her şeyi en iyi şekilde anlıyoruz ki, dünyada ahret için çalışırsak bütün işlerimiz kendiliğinden halledilmiş olur. Yani dünyada Allahu Teâlâ’nın rızasını kazanmak için insanlarımıza hizmet edersek, ihtiyaç sahiplerini elimizden geldiğince meşru ve dinimize aykırı olmayan ihtiyaçlarına cevap verebilirsek, memleketimizi imar edersek, insanımıza dinini öğrenmesi için önemli ve dinimizin emir ve yasaklarını Kur’an-ı Kerim ve Sevgili Peygamberimizin sünnetine uygun anlatan, yani yazarın kendi kafasından yazdığı değil de İslam âlimlerinden nakledildiği gibi yazan (İmam-ı Rabbani Hazretlerinin Mektubat ve Tam İlmihal Saadeti Ebediyye gibi) kitapları hediye ederek, önermek, kısaca insanımızın huzur ve refahı, ahret hayatının inşası, yanlışların ıslahı için çalışmaktır.
Geçmiş odaklı düşünmek yanlış değildir. Yaptığı işlerin muhasebesini yapmak, yapacağı işlerin başarılı olması için faydalıdır. Gelecek odaklı düşünse de, yanlış düşünüyorsa gelecek odaklı diye makbul sayılır mı?
İnsan çok çalışır, ama lüzumsuz işlerde çalışıyorsa yine kötüdür. Faydalı iş ise, her zaman meşgul olmak kötü değildir. Her zaman boş durmak kötüdür. Boş duran insana şeytan musallat olur. Elbette iyi işlerle meşgul olmalıdır.
İşte büyüklerimizin diliyle başarılı insanın vasıflarından bazıları şöyledir:
Güler yüzlü, tatlı dilli ve siyaseti güzeldir. Güzel siyaset, herkesin memnun olmasıdır. Güler yüz ve tatlı dil, hem bizi koruyan, hem de düşmanımıza bile zarar vermeyen, aksine onu ferahlandıran çok güzel bir huydur. Günümüzün insanına verilecek en güzel hediyenin, güler yüz ve tatlı dil olduğunu bilir. Öfkelenmez, hiç sertlik göstermez. Güler yüz ve tatlı dil, zamanın cihadı ve başarının sırrıdır. Çok kimse öfke küpüdür. Geçimsizlikler, cinayetler, ailedeki bütün sıkıntılar hep bundandır.
İmanlıdır, adaletlidir, doğru ve fedakârdır. Birlik ve beraberliğe önem verir, hedefini iyi seçer.
Nefsini terbiye edip, çürütür. Tohumu toprağa atınca çürümeden ağaç meyve vermez. Nefis tohuma benzer. Nefsimiz çürüyünce meyve verir. Öyle insanı da herkes sever.
Günahlardan sakınarak sabreder, herkese iyilik eder. Mütevazıdır. Tevazu göstereni Hak Teâlâ yükseltir. O tevazu ettikçe daha yükselir. Kibredeni alçaltır. O kibirlendikçe halk onu aşağı görür. Hele mahşer günü gururlu ve kibirliler, ayaklar altında kalıp hakaret görür. Din büyüklerimizin yoluna sarılır. “Sonra yaparım diyenler, işini sonraya bırakanlar helâk oldu” Hadis-i şerifini bilir, işini geciktirmez, yarına bırakmaz. Araya sonra girince, o iş kaldı demektir, çünkü unuturuz, bir mani çıkar, hastalık olur, ölüm olur, bir daha o işi yapamayız. Kalbini Cenab-ı Hakk’a döndürür ve güler yüzlü olur. Bu ikisi, başarının sırrıdır. Mutlu, huzurlu ve sıhhatli olmaya çalışır.
İstişarenin önemini bilir ve sormadan bir şey yapmaz. Kendi başına hareket etmez, işin ehli olanlarla istişare eder. Başarının sırrı, yapmak değil, sormaktır.
Hiç kimsenin kalbini incitmez. Bir hizmet, bir iş yaparken, gıybetle, dedikoduyla, iftirayla, münakaşayla, sertlikle kimsenin kalbini incitmez. İnsanların kalbini kırıp, kul hakkına girdikten sonra, yaptığımız iyiliklerin hiç faydası olmaz. Sevaplarımız hak sahiplerine verilir, bu da az gelirse, onların günahlarını yükleniriz. İşte buna iflas denir.
Her zaman “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” Hadis-i şerifine uygun hareket eder. İş yaparken, teklif getirirken yeni alternatifler üretir. Daima yeni durumlara uyum sağlar. Kanunsuz iş yapmaz. Herkese iyi davranır, saygılı, edeplidir. Kimseyle tartışmaz. Münakaşaya girişmez, bilir ki, tartışma dostun dostluğunu giderir, düşmanın düşmanlığını artırır. Kısa ve net konuşur, işi sürüncemeye bırakmaz.
Başarılarını Allahü Teâlâ’dan, başarısızlıklarını günahlarından bilir. Hakkı, doğruyu kim söylerse söylesin kabul eder. Söyleyene değil, sözüne bakar. Söz dinler. İşi bilen değil, peki diyen kıymetlidir. Söz dinlemeyen, kabiliyetli olsa da başarılı olamaz.
Acele etmez. Acele eden, hata yapar. Ağır ve temkinli hareket eden, ya isabet kaydeder veya isabete yaklaşır. Acele şeytandandır. Temkinli hareket Rahman’dandır.
Başarılı kimse, eğer idareci ise:
Her işi kendisi yapmaya çalışmaz, bunun yanlış olduğunu bilir. Çalışanlara tam yetki verir. Böyle tam yetkiyle çalışanlar başarılı olur. Herkesin fikrine saygı duyar, sabırla dinler. Sonunda da doğru olanı söyler. Elemanların getirdikleri teklifleri, uygunsuz olsa bile, takdirle karşılamaya çalışır. İşi ehline verir. Elemanlardan önce kendine çeki düzen verir. Başkasını düzeltmek isteyenin, önce kendini düzeltmesi gerektiğini bilir. Kendi nefsini terbiye edemeyen, başkasınınkini hiç terbiye edemez. Her iki taraf dinlenilmeden, karar vermez. Maiyetiyle yani emri altındakilerle laubali olmaz, ciddi ve mert olur. Özür dileyenin özrünü kabul eder. Hedefi vermektir. Liderlik vermek sanatıdır. Başarının sırrı vermektir. Almayı düşünen kaybeder. Yerinde ve ihtiyaç kadar müdahale eder. Çok fazla müdahale başarıyı önler. Kabiliyetli, iyi yönetici, şahsa göre uygun iş verir. Onun kendiliğinden iş yapmasını beklemez. Kibirlenmez. Maiyetine karşı kibirlenen, zayıftır, boştur. Âcizler kibirli olur. Maiyetine kendini sevdirir. Maiyeti kendisini sevmiyorsa, ondan çekiniyorsa, uygun tekliflerde bulunamıyorsa, o yöneticiye iyi denmez. Hevesleri hep canlı tutar. İnsan çalıştırmanın temel şartı, heves kırmamaktır.
Yukarıda sayılanları yapmayan veya yapamayan insan da başarılı olamaz.
Efendim…
Arzu eden özellikle dini bilgiler başta olmak üzere her tür bilgileri Tam İlmihal (Sıddık Gümüş/Hüseyin Hilmi Işık) , Mektubat (İmam-ı Rabbani) veya kısa yoldan www.dinimizislam.com sitemizden faydalanabilir. Hiçbir sakıncası ve zorluğu yoktur. Yazılanlar hep0 nakildir. Kimse kendi kafasından yazmamıştır.
Allahu Teâlâ cümlemizi başarılı ve adil insanlarla haşreylesin. (Amin)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Müslüm Abacıoğlu
İnsanlar başarılı olmak için çalışmalı
Muhterem Kardeşlerim…
Başarının sırrı birkaç kelimeyle, birkaç cümleyle ifade edilemez. Merhum Enver Ören abi başarıyı, “Âhirette işe yarayan şeydir” diye özetlemişti. “Başarıyla ilgili kendi görüşümüz değil, büyüklerimizin sözleri önemlidir” derdi. Başarının sırrı, yapmak değil, sormaktır. Başarılı insan, her zaman “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” Hadis-i Şerifine uygun hareket eder. Başarılarını Allahü Teâlâ’dan, başarısızlıklarını günahlarından bilir. Hakkı, doğruyu kim söylerse söylesin kabul eder.
Efendim;
Merhum Enver Ören abinin başarıyı, “Âhirette işe yarayan şeydir” sözlerinden her şeyi en iyi şekilde anlıyoruz ki, dünyada ahret için çalışırsak bütün işlerimiz kendiliğinden halledilmiş olur. Yani dünyada Allahu Teâlâ’nın rızasını kazanmak için insanlarımıza hizmet edersek, ihtiyaç sahiplerini elimizden geldiğince meşru ve dinimize aykırı olmayan ihtiyaçlarına cevap verebilirsek, memleketimizi imar edersek, insanımıza dinini öğrenmesi için önemli ve dinimizin emir ve yasaklarını Kur’an-ı Kerim ve Sevgili Peygamberimizin sünnetine uygun anlatan, yani yazarın kendi kafasından yazdığı değil de İslam âlimlerinden nakledildiği gibi yazan (İmam-ı Rabbani Hazretlerinin Mektubat ve Tam İlmihal Saadeti Ebediyye gibi) kitapları hediye ederek, önermek, kısaca insanımızın huzur ve refahı, ahret hayatının inşası, yanlışların ıslahı için çalışmaktır.
Geçmiş odaklı düşünmek yanlış değildir. Yaptığı işlerin muhasebesini yapmak, yapacağı işlerin başarılı olması için faydalıdır. Gelecek odaklı düşünse de, yanlış düşünüyorsa gelecek odaklı diye makbul sayılır mı?
İnsan çok çalışır, ama lüzumsuz işlerde çalışıyorsa yine kötüdür. Faydalı iş ise, her zaman meşgul olmak kötü değildir. Her zaman boş durmak kötüdür. Boş duran insana şeytan musallat olur. Elbette iyi işlerle meşgul olmalıdır.
İşte büyüklerimizin diliyle başarılı insanın vasıflarından bazıları şöyledir:
Güler yüzlü, tatlı dilli ve siyaseti güzeldir. Güzel siyaset, herkesin memnun olmasıdır. Güler yüz ve tatlı dil, hem bizi koruyan, hem de düşmanımıza bile zarar vermeyen, aksine onu ferahlandıran çok güzel bir huydur. Günümüzün insanına verilecek en güzel hediyenin, güler yüz ve tatlı dil olduğunu bilir. Öfkelenmez, hiç sertlik göstermez. Güler yüz ve tatlı dil, zamanın cihadı ve başarının sırrıdır. Çok kimse öfke küpüdür. Geçimsizlikler, cinayetler, ailedeki bütün sıkıntılar hep bundandır.
İmanlıdır, adaletlidir, doğru ve fedakârdır. Birlik ve beraberliğe önem verir, hedefini iyi seçer.
Nefsini terbiye edip, çürütür. Tohumu toprağa atınca çürümeden ağaç meyve vermez. Nefis tohuma benzer. Nefsimiz çürüyünce meyve verir. Öyle insanı da herkes sever.
Günahlardan sakınarak sabreder, herkese iyilik eder. Mütevazıdır. Tevazu göstereni Hak Teâlâ yükseltir. O tevazu ettikçe daha yükselir. Kibredeni alçaltır. O kibirlendikçe halk onu aşağı görür. Hele mahşer günü gururlu ve kibirliler, ayaklar altında kalıp hakaret görür. Din büyüklerimizin yoluna sarılır. “Sonra yaparım diyenler, işini sonraya bırakanlar helâk oldu” Hadis-i şerifini bilir, işini geciktirmez, yarına bırakmaz. Araya sonra girince, o iş kaldı demektir, çünkü unuturuz, bir mani çıkar, hastalık olur, ölüm olur, bir daha o işi yapamayız. Kalbini Cenab-ı Hakk’a döndürür ve güler yüzlü olur. Bu ikisi, başarının sırrıdır. Mutlu, huzurlu ve sıhhatli olmaya çalışır.
İstişarenin önemini bilir ve sormadan bir şey yapmaz. Kendi başına hareket etmez, işin ehli olanlarla istişare eder. Başarının sırrı, yapmak değil, sormaktır.
Hiç kimsenin kalbini incitmez. Bir hizmet, bir iş yaparken, gıybetle, dedikoduyla, iftirayla, münakaşayla, sertlikle kimsenin kalbini incitmez. İnsanların kalbini kırıp, kul hakkına girdikten sonra, yaptığımız iyiliklerin hiç faydası olmaz. Sevaplarımız hak sahiplerine verilir, bu da az gelirse, onların günahlarını yükleniriz. İşte buna iflas denir.
Her zaman “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” Hadis-i şerifine uygun hareket eder. İş yaparken, teklif getirirken yeni alternatifler üretir. Daima yeni durumlara uyum sağlar. Kanunsuz iş yapmaz. Herkese iyi davranır, saygılı, edeplidir. Kimseyle tartışmaz. Münakaşaya girişmez, bilir ki, tartışma dostun dostluğunu giderir, düşmanın düşmanlığını artırır. Kısa ve net konuşur, işi sürüncemeye bırakmaz.
Başarılarını Allahü Teâlâ’dan, başarısızlıklarını günahlarından bilir. Hakkı, doğruyu kim söylerse söylesin kabul eder. Söyleyene değil, sözüne bakar. Söz dinler. İşi bilen değil, peki diyen kıymetlidir. Söz dinlemeyen, kabiliyetli olsa da başarılı olamaz.
Acele etmez. Acele eden, hata yapar. Ağır ve temkinli hareket eden, ya isabet kaydeder veya isabete yaklaşır. Acele şeytandandır. Temkinli hareket Rahman’dandır.
Başarılı kimse, eğer idareci ise:
Her işi kendisi yapmaya çalışmaz, bunun yanlış olduğunu bilir. Çalışanlara tam yetki verir. Böyle tam yetkiyle çalışanlar başarılı olur. Herkesin fikrine saygı duyar, sabırla dinler. Sonunda da doğru olanı söyler. Elemanların getirdikleri teklifleri, uygunsuz olsa bile, takdirle karşılamaya çalışır. İşi ehline verir. Elemanlardan önce kendine çeki düzen verir. Başkasını düzeltmek isteyenin, önce kendini düzeltmesi gerektiğini bilir. Kendi nefsini terbiye edemeyen, başkasınınkini hiç terbiye edemez. Her iki taraf dinlenilmeden, karar vermez. Maiyetiyle yani emri altındakilerle laubali olmaz, ciddi ve mert olur. Özür dileyenin özrünü kabul eder. Hedefi vermektir. Liderlik vermek sanatıdır. Başarının sırrı vermektir. Almayı düşünen kaybeder. Yerinde ve ihtiyaç kadar müdahale eder. Çok fazla müdahale başarıyı önler. Kabiliyetli, iyi yönetici, şahsa göre uygun iş verir. Onun kendiliğinden iş yapmasını beklemez. Kibirlenmez. Maiyetine karşı kibirlenen, zayıftır, boştur. Âcizler kibirli olur. Maiyetine kendini sevdirir. Maiyeti kendisini sevmiyorsa, ondan çekiniyorsa, uygun tekliflerde bulunamıyorsa, o yöneticiye iyi denmez. Hevesleri hep canlı tutar. İnsan çalıştırmanın temel şartı, heves kırmamaktır.
Yukarıda sayılanları yapmayan veya yapamayan insan da başarılı olamaz.
Efendim…
Arzu eden özellikle dini bilgiler başta olmak üzere her tür bilgileri Tam İlmihal (Sıddık Gümüş/Hüseyin Hilmi Işık) , Mektubat (İmam-ı Rabbani) veya kısa yoldan www.dinimizislam.com sitemizden faydalanabilir. Hiçbir sakıncası ve zorluğu yoktur. Yazılanlar hep0 nakildir. Kimse kendi kafasından yazmamıştır.
Allahu Teâlâ cümlemizi başarılı ve adil insanlarla haşreylesin. (Amin)