TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İnsan Değerlendirme Kıstaslarımızı Gözden Geçirmeliyiz!

Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.10.2024 15:16

Biz insanlar, fıtratımız gereği bir arada yaşamak durumundayız ve bir arada yaşıyoruz.

Her birimizin tutum ve eylemleri etrafımızdakini ve bütün toplumu iyi ya da kötü yönde etkilemektedir.

Çünkü tüm insanlar bilirler ki, tutum ve eylemlerinden kendisine, insanlığa ve Allah’a karşı sorumluluğu bulunmaktadır.

Kişinin, hakikate ve hikmete erişmiş olarak düşünce ve davranışlarında doğru olabilmeyi başarabilmişse, “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.” Emri gereğince doğru olan kişi ve doğru olan toplumla beraber olmak durumundadır. Öyle iman etmişiz ki, bu emir ve ilahi tüm emirlerin gayesi, bizlerin dünya ve ahiret mutluluğuna giden yolu göstermektir.

Bu anlayıştan hareketle insan, yakınında ve etrafındaki insanların da hakikate ve hikmete erişmiş; düşünce ve davranışlarında doğru olmasını ister. İstemekle kalmaz, varsa doğru olmayanı, etkilemek ve düzeltmek çabası içerisine girer. Kimisinin doğru olmasında başarılı olabilir, kimisinde muvaffak olamayabilir. Bu durum insanlar arasında çatışmalara, kavga ve küslüklere de yol açabilir. Hemen herkes bu durumları yaşamaktadır. Öyle ki, etrafındaki insanlarla sürekli bir didişme içinde olan; neredeyse tüm yaşamında başkasının tutum ve davranışlarına kabahat yüklemeyen, ya da toplumun genel ahlak durumundan yakınmayan insan yoktur.

Evet, çünkü başlangıçta da ifade ettiğim gibi, her birimizin tutum ve eylemleri etrafımızdakini ve bütün toplumu iyi ya da kötü yönde etkilemektedir. Sevinç ve mutluluklarımız, başarılarımız; hüzün ve huzursuzluklarımız,

başarısızlıklarımızdan etrafımızdaki insanları ve toplumu sorumlu tutarız!

Bu denli bir etkileşimin varlığı yadsınamaz.

Öyle ise, insanlık ve toplum olarak bugün içinde bulunduğumuz durumun nedeni ne olabilir diye düşünmek, hepimizin yakındığı bu durumdan kurtulmak için bir gayretin içine girmemiz gerekmez mi?

İnsan yaşamı için temel değer olan güven olmadan, bireysel ve toplumsal huzuru yaşamak mümkün olabilir mi?

Olamaz!

İnsani değerlerimizden uzaklaşınca, ölçüyü kaybettik!

Doğru olmamız, doğrularla beraber olmamız emredilirken, doğruyu kaybettik.

İnsanı ve olayları değerlendirme kıstaslarımızda doğruyu terk ettik.

Her birimizi ve hepimizi doğrudan ilgilendiren, etkileyen toplumsal kurumlarımız doğruluktan uzaklaştı. Aile, eğitim, siyaset, din ile ilgili yapılar, ekonomi, hukuk; sosyal yardım ve dayanışma, kültürel yapılar kendi içinde çelişkili ve istikrarsız, birbirleri ile karşılıklı ilişkilerinde samimiyetsiz ve güvensiz bir durumdalar.

Daha önceki zamanlarda toplumda barış ve huzuru sağlayan sosyal ve kültürel kurumlar kaybolmuş. İnsanlar ve insan, toplum arasındaki anlaşmazlık ve uyuşmazlıkları gideren; toplumda güven duyulan, hakikat ehli kanaat önderlerinin yerini ikbal peşinde olanlar almış.

Eskiden evlilik için talipli olunan kızın ailesi tarafından damat adayı hakkında bilgi edinmek için etrafındakilerden sorulurdu. İnsanlar vicdanına göre onun hakkında bilgiler verilirdi. Şimdi ise böyle bir şey kalmadı. Sorulsa, hakikati söyleyecek insan yok!

Sağlıklı Aile kurumunu oluşturmak bu yüzden mümkün olmuyor.

Toplumu temsil edecek temsilciler doğru kişilerden seçilemiyor.

Topluma önderlik edecekler doğru kişilerden seçilemiyor.

Toplumsal kurumların yönetimi doğru kişilerden seçilemiyor.

Nasıl olacak peki?

 

Falanca nasıldır diye sorulduğunda, cevabımızı belirleyen ne olmalıdır?

Kişiyi nasıl tarif etmeliyiz?

Kul hakkına girmemek ve müminin, din kardeşini korumak sorumluluğu içinde hareket etmek gerekmez mi?

Günümüzde insanların iyi niyet ve duygularının ne denli istismar edildiğini görüyoruz, biliyoruz.

Kötülüklerin önüne geçmek ve iyileri korumak, doğruyu bulmak için İnsan değerlendirme kıstaslarımızı gözden geçirmeliyiz.

Kişinin iyi mi kötü mü olduğunu; imanlı mı, hakkı bilir mi, adaletli mi, ahlaklı mı, emin mi, güvenilir mi, dürüst mü, iffetli mi, gayretli mi?

Yoksa, inkarcı, hakkı bilmez, zalim, gaddar, güvenilmez, emanete ihanet eder, yalan söyler, hırsızlık yapar, ahlaksız, iffetsiz, tembel mi? şeklinde yapmalıyız.’

Doğrularla beraber olmanız dileğiyle…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.