Bir yıldan fazla bir zamandan beri infaz yasası hakkında gerek iktidar ve gerekse diğer bazı partiler tarafından bazı yorumlar yapıldı.
Sayın Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri yapılmazdan evvel kalabalık bir gurup tarafından “af af” bağıran bazı insanlarımız Sayın Reisicumhura bu mesajı verdi. Sayın Reisicumhur ise bu hususta gerek Adalet Bakanlığı ve gerekse Meclisin bu konuyu ele aldığını ifade etti.
Geçmişte de bazı iktidarlar zaman zaman af kanunu çıkarmışlardır Hukuki boyutunu hukukçulara bırakarak başka bir hususu değerli okuyucularla paylaşmak istiyorum.
Cezaevinden tahliye edilen bazılarından özellikle soruyorum . Çünkü cezaevlerinin durumu son derece vahim bir hale gelmiş, yaşama şartları nerede ise ortadan kalkmış ve cezaevleri adeta işkence evi haline dönüşmüştür.
Mesela Urfa eski cezaevinin kapasitesi 380 kişi olarak tasarlanmış iken şu anda 1400 kadar kişinin bu cezaevinde bulunması, hayat şartlarının ne kadar dibe vurduğunun açık bir göstergesidir. Tahliye olmuş birisi aynen şunu anlatıyor. Koğuşlarda nerede ise yatacak yer kalmamış, sabah namazını kılmak isteyen birinin seccadesini serip namaz kılması imkansız hale gelmiştir. Çünkü insanlar yan yana ve hiç yer kalmayacak şekilde yatmaya mecbur kaldıklarından adım atacak bir yer kalmamıştır. Bu kadar sıkışık bir durumda kalan mahkum veya tutukluların nefes almaları da ayrı bir çiledir.
Evli olan her mahkum veya tutuklunun her üç ayda bir eşiyle pembe odada bir araya gelmesi ni kanun emreder. Ancak l400 kişinin yarısı evli olsa bile cezaevindeki bir insanın böyle bir haktan istifade etmesi nasıl ve hangi imkanlarla sağlanacaktır. Çünkü koca cezaevinde sadece iki adet pembe oda bulunmaktadır.
Cezaevindeki yakınını ziyaret etmek isteyen başta , kadın, ihtiyar ve çocukların çektiği eziyet ancak görülmek le anlaşılır.
Bütün bunlara ilaveten bir yıldır tartışılan ve bir türlü hayata geçirilmeyen, infaz yasası gerek cezaevindeki insanların ve gerekse yakınlarının psikolojisini ne hale getirdiğini tasavvur edin. Her geçen dakika saatlere, günler ise senelere dönüşen bir bekleyiş haline gelmiştir.
İslam da bazı suçlar devlet tarafından asla affedilemez. Adam öldürme, hırsızlık ve zinanın dışındaki suçları hukukçular tartışabilirler.
Ülkeyi yönetenler konu ister af olsun ister infaz yasasındaki değişiklik olsun ya bundan hiç bahsetmeyip gündeme getirmeyeceklerdi, yahut ta bu projeyi derhal hayata geçirmeleri gerekirdi. Çünkü bazı insanlara artık bu kadar EZİYYET YETER diye haykırmak geliyor içimden.. Ey siyasetçiler bazı insanlarımızı boş bir hayal ve ümitsizliğe sürüklemeyin ve onlara hayatı zehir etmeyin lütfen, aradan geçen bu kadar zamana rağmen infaz yasası hakkında bir karar vermenin zamanı hala gelmedi mi ? Hani geciken adalet, adalet değildi.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir İKBAL
İnfaz yasasının gecikmesi
Bir yıldan fazla bir zamandan beri infaz yasası hakkında gerek iktidar ve gerekse diğer bazı partiler tarafından bazı yorumlar yapıldı.
Sayın Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri yapılmazdan evvel kalabalık bir gurup tarafından “af af” bağıran bazı insanlarımız Sayın Reisicumhura bu mesajı verdi. Sayın Reisicumhur ise bu hususta gerek Adalet Bakanlığı ve gerekse Meclisin bu konuyu ele aldığını ifade etti.
Geçmişte de bazı iktidarlar zaman zaman af kanunu çıkarmışlardır Hukuki boyutunu hukukçulara bırakarak başka bir hususu değerli okuyucularla paylaşmak istiyorum.
Cezaevinden tahliye edilen bazılarından özellikle soruyorum . Çünkü cezaevlerinin durumu son derece vahim bir hale gelmiş, yaşama şartları nerede ise ortadan kalkmış ve cezaevleri adeta işkence evi haline dönüşmüştür.
Mesela Urfa eski cezaevinin kapasitesi 380 kişi olarak tasarlanmış iken şu anda 1400 kadar kişinin bu cezaevinde bulunması, hayat şartlarının ne kadar dibe vurduğunun açık bir göstergesidir. Tahliye olmuş birisi aynen şunu anlatıyor. Koğuşlarda nerede ise yatacak yer kalmamış, sabah namazını kılmak isteyen birinin seccadesini serip namaz kılması imkansız hale gelmiştir. Çünkü insanlar yan yana ve hiç yer kalmayacak şekilde yatmaya mecbur kaldıklarından adım atacak bir yer kalmamıştır. Bu kadar sıkışık bir durumda kalan mahkum veya tutukluların nefes almaları da ayrı bir çiledir.
Evli olan her mahkum veya tutuklunun her üç ayda bir eşiyle pembe odada bir araya gelmesi ni kanun emreder. Ancak l400 kişinin yarısı evli olsa bile cezaevindeki bir insanın böyle bir haktan istifade etmesi nasıl ve hangi imkanlarla sağlanacaktır. Çünkü koca cezaevinde sadece iki adet pembe oda bulunmaktadır.
Cezaevindeki yakınını ziyaret etmek isteyen başta , kadın, ihtiyar ve çocukların çektiği eziyet ancak görülmek le anlaşılır.
Bütün bunlara ilaveten bir yıldır tartışılan ve bir türlü hayata geçirilmeyen, infaz yasası gerek cezaevindeki insanların ve gerekse yakınlarının psikolojisini ne hale getirdiğini tasavvur edin. Her geçen dakika saatlere, günler ise senelere dönüşen bir bekleyiş haline gelmiştir.
İslam da bazı suçlar devlet tarafından asla affedilemez. Adam öldürme, hırsızlık ve zinanın dışındaki suçları hukukçular tartışabilirler.
Ülkeyi yönetenler konu ister af olsun ister infaz yasasındaki değişiklik olsun ya bundan hiç bahsetmeyip gündeme getirmeyeceklerdi, yahut ta bu projeyi derhal hayata geçirmeleri gerekirdi. Çünkü bazı insanlara artık bu kadar EZİYYET YETER diye haykırmak geliyor içimden.. Ey siyasetçiler bazı insanlarımızı boş bir hayal ve ümitsizliğe sürüklemeyin ve onlara hayatı zehir etmeyin lütfen, aradan geçen bu kadar zamana rağmen infaz yasası hakkında bir karar vermenin zamanı hala gelmedi mi ? Hani geciken adalet, adalet değildi.