TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İdareciler ve Yöneticiler…

Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.10.2024 06:10

“Her biriniz çobansınız. Her biriniz yönetimi altındakinden sorumludur. Devlet Başkanı çobandır. Yönettiği kimselerden sorumludur. Erkek de ailesinin çobanıdır. Gözetimi altındakilerden sorumludur. Hizmetçi efendisinin malının gözeticisidir. Onlardan sorumludur. Hepiniz çobansınız. Gözetiminizdekilerden sorumlusunuz.” (Buhari) 
Sorumluluk insana bir görevle yükümlü olmayı gerekli kılar. Ya bu görevi yerine getirir kişi yahut ta ihlal eder. 
İnsan birilerini yönetme girişimi altına girdiğinde ne kadar ağır bir yükün ve vebalin altına girdiğini görmez. Bazen de görüp de görmek istemez. Almış olduğu sorumluluğu yerine getiremeyen Aile Reisleri, Devlet Başkanları, İdareciler, Yöneticiler, Patronlar gibi yönettiği kişi veya kişilere karşı 
Sorumluluklarının bilincinde olmayanlar ağır bir günah yükünün altına girdiklerinin farkında bile olmazlar. Alınan sorumluluk hakkıyla yerine getirilmediği takdirde bu kişi veya kişiler yönettiği kişilerin hakkına ihanet etmiş olur. İsterse bu ailesinden teşekkül eden küçük bir grup olsun. Hüküm yine değişmez. 
Resululllah (s.a.v): 
“Allah’ın herhangi bir topluluğun gözetimine verdiği kimse, o topluluğa hıyanet ederek ölürse, Allah ona cenneti haram kılar.” (Müslim) 
Cennetin haram kılınması demek o hamallığını yaptığı günah yükü kadar cehennemde yanması demek oluyor. Ama kulaklarımız o kadar aşina ki cehennem lafzına, artık bu gerçek bile gönüllerimize tesir etmiyor. Sanırım bizler ateşe karşı çok cesaretli oluyoruz. Ne de olsa cahilin cesareti çok olurmuş. Buda bizim cehaletimizden, dinimizi yeterince bilmeyişimizden kaynaklanıyor. 
Aiz b.Amr, Übeydullah b.Ziyadın yanına gelerek ona şöyle dedi; 
“Oğlum! Ben Resulullah’ın (s.a.v)”idarecilerin en kötüsü, katı yürekli, sert ve şiddetle yönetendir. Sakın onlardan olma!”buyurduğunu işittim. (Müslim) 
Evet! Sakın onlardan olma. İster bir aile reisi ol, istersen bir yönetici. Ama emrinin ve yönetiminin altındakilere karşı sert ve şiddetli davranma. Gönüllerini kırma. 
Resulullah (s.a.v): 
“Allahım! Ümmetimin işlerini yürütmek için amir durumunda olup da zorluk çıkaranlar sende zorluk göster. Her kim ümmetimin herhangi bir sorumluluk görevini yüklenirde, onlara rıfk ile davranırsa sende onlara karşı rıfk ile davran.” (Müslim) 
Peygamberimiz (s.a.v) bir idarecinin karekterinide bize böylece çizmekte. 
Amir veya idareciler emri altındaki yönettiği kişilere, sert ve haşin değil de, merhametli ve yumuşak bir huyla davranması tavsiye edilir. Böyle bir tutum sergilendiği takdirde Allah, amir ve idarecinin bu hareketinden dolayı işlerinin düzgün gitmesini sağlar. Çünkü o emri altındaki kişilere nasıl merhametli ise Allah’ta ona merhametli ve yumuşaktır. Zaten insan böyle bir tutum ve davranış içinde olan kişilere gönülden itaat eder, mecburiyetten değil. Gönülden itaat sadakati doğururken, mecburiyetten itaat gün gelir düşmanlıkla da sonuçlanabilir. 
İşte ne olursa olsun bize verilen görevlerin emanet olduğunu, bu görevler hakkıyla icra edilmediği takdirde kul hakkı gibi çok büyük bir vebal taşıdığını unutmayalım. 
Ey Rabbimiz! Bize kendi tarafından bir rahmet ver. Ve bizim için işimizden dolayı bir muvaffakiyet hazırla. (Âmin) 
Selam ve dua ile.


Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.