Yüce Allah tarafından yasaklanan her şeyde, insanlar için mutlaka bir yarar vardır. Zaman zaman, insanların bu yasakları dinlemeyip; İlahi buyruklara muhalif hareket etmeleri,onları bazen telafisi mümkün olmayan hataların failleri durumuna düşürür...
Şimdi bu yasaklardan biri olan içkiden bir örnek vererek; bahs etmek istiyorum..!
Bir arkadaşın sana, ilerde iadesini isteyeceği bir bilgisayarı emanet etti diyelim...Sen bu bilgisayarı kurallarına göre kullanmayıp, rast gele veyahut kötü amaçlar için kullanıp bozarsan; birgün sana bu bilgisayarı emanet veren , senden elbette bunun hesabını soracaktır...
Şimdi Allah'ın yarattığı beyin içinde, kendi 99 ism-i şeriflerini yükleyip programladığı akıl,birkaç dakikalık keyif için , içilen içki yüzünden tahrip edilmesinin hesabı sorulmaz mı?..
İçilen bir yudum içkinin insan beyninde oluşturduğu tahribatı ve binlerce hücreyi öldürdüğünü az çok herkes bilir. Bile bile bir insanın kendine bu denli zarar vermesi gerçekten garipsenecek bir durumdur. Bu, bir nevi hastalığa veyahut ileride olabilecek felaketlere resmen davetiye çıkarmaktır...Bu beden Allah'ın mülkü olduğuna göre,bizim buna zarar vermek gibi bir yetkimiz var mıdır? Çoğu, eş dostun bir araya gelip,içki eşliğinde tatlı başlattıkları sohbetlerin ; sonradan facialarla sonuçlandığı vaki olmamış mıdır? Buna rağmen yine de içiliyor olmasının mantığını anlamak mümkün değil..!
Düşünün biraz..! İnsan oğlunun alay-ı illiyinden;esfel-i safilin derekesine düşmesi gerçekten akıl kârı mıdır..?Bir makam'da oturan bir kişinin, ona o makamı veren efendisini dinlemeyip,talimatlarına muhalif hareket etmesi yüzünden , işgal ettiği makamdan alaşağı edimesi hoş bir durum mudur..?
İçkinin nasıl bir kötülük olduğunu, isterseniz sizlere kısaca Harut ve Marut isimli iki meleğin hikayesini anlatarak anlatmaya çalışayım...
Adem'in oğullarından Kabil;Habili öldürdükten sonra, Allah tarafından sefil bir hayat yaşamaya mahkum edilir...
Birgün Adem peygamberin oğullarından birisi , torunuyla çölde gezerlerken,hali son derece perişan, sefil birine raslarlar.Çocuk, bunun kim olduğunu dedesine sorunca; dedesi onun atası olan Habili öldüren Kabil olduğunu söyler.Çocuk hırsla yerden bir taş alıp,Kabile fırlatır.Kabil kafasına isabet eden taşla oracıkta ölür...
Bu olayı görüp duyan melekler,insanları kınayan sözler ederler.Allah "siz de dünyada olup,hırs,intikam,şehvet gibi duygular içinde olsanız aynısını yapardınız "diye buyurur...
Melekler buna itiraz edince ,Allah; "Aranızda takvaca en üstün olan iki Melek gönderin; anlarsınız " der...
Melekler, Harut ve Marut isminde iki Meleği; yeryüzüne, Babil şehrine gönderirler... Allah; adı Zühre olan bir çöl çiçeğini çok güzel bir kadın suretinde yaratıp;onların karşısına çıkartır...Zühre'yi gören iki Melek aşık olup; akılları başlarından gider... Kadın" Benimle beraber olmak istiyorsanız,şu yanımdaki çocuğu öldürün" der ... Melekler"olmaz!.. Günahsız birini öldüremeyiz!.."diyerek itiraz ederler... Ertesi gün cazibesi ve güzelliği daha da fazlalaşan kadın,"O zaman bana İsm-i Azam duasını öğretin"diye ısrarda bulunur... Melekler buna da itiraz ederler... Üçüncü gün ;kadın elinde içi şarap dolu şişe'yi gösterip,"O halde bundan için "deyince ,melekler birer yudum alırlar.İçtikçe içme arzuları daha da artan melekler,sarhoş olur,hem çocuğu öldürürler,hem İsm-i Azam duasını farkına varmadan öğretirler,hem içilmesi haram olan içkiden içerler...Ayıldıklarında,son derece pişman olan melekler, cezalarını ahirette değil de;bu dünyada çekmek istediklerini Allah'tan istirham ederler... Çünkü biliyorsunuz ahiret yurdu ebedidir, azabı, mükafatı da öyle...Rivayetlere göre,Babil,'de bir çölde bulunan derin bir kuyuda baş aşağı asılı kalıp, kıyamette kadar kurtulacakları günü beklerlermış...Zühre'de İsm-i Azam duasını okuyup; gökyüzünde parlayan bir yıldıza dönüşmüş... İçkinin, Melek huylu insanları dahi etkisi altına alıp,onlara her türlü kötülüğü yaptıracak bir madde olduğu zaten içenin de;içmeyenin de bilgisi dahilindedir... Allah böyle bir günahı işlemekten bizi korusun..!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mustafa Kaplan
İÇKİ TÜM KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR
Yüce Allah tarafından yasaklanan her şeyde, insanlar için mutlaka bir yarar vardır. Zaman zaman, insanların bu yasakları dinlemeyip; İlahi buyruklara muhalif hareket etmeleri,onları bazen telafisi mümkün olmayan hataların failleri durumuna düşürür...
Şimdi bu yasaklardan biri olan içkiden bir örnek vererek; bahs etmek istiyorum..!
Bir arkadaşın sana, ilerde iadesini isteyeceği bir bilgisayarı emanet etti diyelim...Sen bu bilgisayarı kurallarına göre kullanmayıp, rast gele veyahut kötü amaçlar için kullanıp bozarsan; birgün sana bu bilgisayarı emanet veren , senden elbette bunun hesabını soracaktır...
Şimdi Allah'ın yarattığı beyin içinde, kendi 99 ism-i şeriflerini yükleyip programladığı akıl,birkaç dakikalık keyif için , içilen içki yüzünden tahrip edilmesinin hesabı sorulmaz mı?..
İçilen bir yudum içkinin insan beyninde oluşturduğu tahribatı ve binlerce hücreyi öldürdüğünü az çok herkes bilir. Bile bile bir insanın kendine bu denli zarar vermesi gerçekten garipsenecek bir durumdur. Bu, bir nevi hastalığa veyahut ileride olabilecek felaketlere resmen davetiye çıkarmaktır...Bu beden Allah'ın mülkü olduğuna göre,bizim buna zarar vermek gibi bir yetkimiz var mıdır? Çoğu, eş dostun bir araya gelip,içki eşliğinde tatlı başlattıkları sohbetlerin ; sonradan facialarla sonuçlandığı vaki olmamış mıdır? Buna rağmen yine de içiliyor olmasının mantığını anlamak mümkün değil..!
Düşünün biraz..! İnsan oğlunun alay-ı illiyinden;esfel-i safilin derekesine düşmesi gerçekten akıl kârı mıdır..?Bir makam'da oturan bir kişinin, ona o makamı veren efendisini dinlemeyip,talimatlarına muhalif hareket etmesi yüzünden , işgal ettiği makamdan alaşağı edimesi hoş bir durum mudur..?
İçkinin nasıl bir kötülük olduğunu, isterseniz sizlere kısaca Harut ve Marut isimli iki meleğin hikayesini anlatarak anlatmaya çalışayım...
Adem'in oğullarından Kabil;Habili öldürdükten sonra, Allah tarafından sefil bir hayat yaşamaya mahkum edilir...
Birgün Adem peygamberin oğullarından birisi , torunuyla çölde gezerlerken,hali son derece perişan, sefil birine raslarlar.Çocuk, bunun kim olduğunu dedesine sorunca; dedesi onun atası olan Habili öldüren Kabil olduğunu söyler.Çocuk hırsla yerden bir taş alıp,Kabile fırlatır.Kabil kafasına isabet eden taşla oracıkta ölür...
Bu olayı görüp duyan melekler,insanları kınayan sözler ederler.Allah "siz de dünyada olup,hırs,intikam,şehvet gibi duygular içinde olsanız aynısını yapardınız "diye buyurur...
Melekler buna itiraz edince ,Allah; "Aranızda takvaca en üstün olan iki Melek gönderin; anlarsınız " der...
Melekler, Harut ve Marut isminde iki Meleği; yeryüzüne, Babil şehrine gönderirler... Allah; adı Zühre olan bir çöl çiçeğini çok güzel bir kadın suretinde yaratıp;onların karşısına çıkartır...Zühre'yi gören iki Melek aşık olup; akılları başlarından gider... Kadın" Benimle beraber olmak istiyorsanız,şu yanımdaki çocuğu öldürün" der ... Melekler"olmaz!.. Günahsız birini öldüremeyiz!.."diyerek itiraz ederler... Ertesi gün cazibesi ve güzelliği daha da fazlalaşan kadın,"O zaman bana İsm-i Azam duasını öğretin"diye ısrarda bulunur... Melekler buna da itiraz ederler... Üçüncü gün ;kadın elinde içi şarap dolu şişe'yi gösterip,"O halde bundan için "deyince ,melekler birer yudum alırlar.İçtikçe içme arzuları daha da artan melekler,sarhoş olur,hem çocuğu öldürürler,hem İsm-i Azam duasını farkına varmadan öğretirler,hem içilmesi haram olan içkiden içerler...Ayıldıklarında,son derece pişman olan melekler, cezalarını ahirette değil de;bu dünyada çekmek istediklerini Allah'tan istirham ederler... Çünkü biliyorsunuz ahiret yurdu ebedidir, azabı, mükafatı da öyle...Rivayetlere göre,Babil,'de bir çölde bulunan derin bir kuyuda baş aşağı asılı kalıp, kıyamette kadar kurtulacakları günü beklerlermış...Zühre'de İsm-i Azam duasını okuyup; gökyüzünde parlayan bir yıldıza dönüşmüş... İçkinin, Melek huylu insanları dahi etkisi altına alıp,onlara her türlü kötülüğü yaptıracak bir madde olduğu zaten içenin de;içmeyenin de bilgisi dahilindedir... Allah böyle bir günahı işlemekten bizi korusun..!