Artık gözlerimizin önünde hiç bitmeyecek bir savaş alanı beliriyor. İblis tarafından temsil edilen kötülük ile Allah'ın yeryüzündeki halifesi arasındaki savaş...

“Dedik ki; "Ey Adem, sen ve eşin Cennet e yerleşiniz, oranın yiyeceklerinden istediğinizi bolbol yiyiniz, fakat şu ağaca yanaşmayınız, yoksa zalimlerden olursunuz. "

Bu ağaç belki de insanın yeryüzündeki hayatında mutlaka yer alacak olan "yasak" kavramını sembolize eder. Çünkü yasak kavramı olmaksızın irade ortaya çıkmaz; İnsanın ahdine bağlı kalıp kalmadığı, Demek ki, irade, yol ayrımı noktasıdır.

 “Fakat Şeytan onların ayaklarını oradan kaydırarak, kendilerini içinde bulundukları nimet yurdundan çıkardı. Biz de dedik ki; "Birbirinize düşman olarak oradan aşağı inin. Yeryüzü belirli bir süreye kadar size barınak ve geçim yeri olacaktır."

Yüce Allah'ın bu buyruğu, belirlenmiş bir alan içerisinde Şeytan ile insan arasında kıyamete kadar sürecek olan savaşın başlangıcını ilan etmektedir.

“Derken Adem, Rabbinden bir takım kelimeler aldı da Rabbi onu affetti. Hiç şüphesiz O, tövbelerin kabul edicisidir ve merhametlidir.”

Yüce Allah Azimüşşan!

Bu yeni varlığı, tecrübe ile donamış, içine atılacağı yorucu savaşa hazırlamış, bu savaşın karakteri ve akıbeti hakkında uygulamalı bir şekilde ders almış ve uyarılmış olarak halifelik misyonunun karargâhına, görev yerine inmesini gerekli görmüştür.

İnsanın yeryüzünde Allah'ın temsilcisi olacağına ve bunu kıyamete kadar bozmayacağına dair yapılan sözleşmeye geliyor sıra.

 “Dedik ki; "Hepiniz oradan aşağı inin. Tarafımdan size bir yol gösterici geldiğinde kim benim hidayetime uyarsa onlar için korku yoktur ve onlar artık hiç üzülmezler."

“Kâfir olup ayetlerimizi yalanlayanlar ise orada ebedi olarak kalıcı olmak üzere Cehennem'liktirler” (Bakara:35-39)

İnsanoğlu, eğer bu savaşı kazanmak istiyorsa nasıl kazanacağını; eğer yenik düşmeyi seçerse nasıl yenik düşeceğini de Allah Azimüşşan insana öğretiyor.

Devamı yarın...