Bir ormanın yetişmesi yıllar alıyor. Sanki bir bir ömür gibi, eğer ağaçlara bakmasanız çalı gibi olur. Zaman zaman o ağaçları sulamak gerekiyor. Belleme denilen sistemle ağacın etrafını açıp yağmur sularının köküne gitmesini sağlamak çok faydalıdır. Hatta bazı hastalıklara karşı ilaçlamak da zorunlu oluyor. Elhasıl bir ormanı yetiştirmek hiçte kolay olmuyor yıllarca ekilen ağaçları teker teker kontrol etmek gerekiyor.

Özetlersek bir çocuğa verilen ihtimam gibi, ağaçlarda ihtimam istiyor.

Urfa'nın kavurucu sıcak yaz günlerinde hem serinlemek ve hemde çocukların daha rahat hareket etmeleri için ormana zaman zaman giderim.

Hatta başka illerden gelen bazı arkadaşları Ormana götürmek istediğimde Urfa da Orman ne gezer diye itirazda bulunurlardı. Onları Ormana götürdüğümde çok büyük bir orman olmasa da eh işte Urfa da orman ancak bu kadar olur demekten kendilerini alamazlardı.

Eskiden Urfa ormanında ceylanlar vardı. Bilhassa gençler ve çocuklar bu hayvanları merakla seyrederken onları tanıma fırsatı bulurlardı.

Bir kaç yıldır artık bu hayvanları ormanda göremiyoruz. Bir kaç Ceylana bakmak çok mu zordu. Zaten bulundukları alanda su vardı, ormanın tabii bitkileri arasında da otluyorlardı. Belki yem olarak bazı takviyeler yapılıyordu.

Urfa; hak vere zaten orman fakiri olan bir yer, kendi ellerimizle yaptığımız bir oranımız var. Onunda ancak dörtte biri belki piknik yapmaya elverişlidir. Maalesef ormanın büyük bir kısmı bomboş duruyor, ormana gidenlerin büyük bir çoğunluğu da oturacak masa ve yer bulamıyor.

Orman Müdürlüğüne sormak lazım bu ormanı neden kendisi işletmez. Bu da ayrı bir problemdir elbette. Yıllarca emek vererek ve büyük masraf yaparak bir orman yetiştireceksiniz, sonrada işletmeyi birine devrederek ortadan kaybolacaksınız.

Türkiye de bu gibi işler hep böyle oluyor. Devlet büyük masraflar yaparak bir tesis yapsa da , işletmeyi birisine verip, risk almadan idareciler rahatına bakıyor.

Urfa'nın yanı başında bulunan Ormana gerekli ihtimam verilseydi halkın istifadesi kat kat fazla olurdu. Ayrıca bir hayvanat bahçesi bile yapılabilirdi.

Bu işler hep böyle oluyor dedik ya, kocaman bir ormanın işletmesini bir adama veriyorlar, o da ormana giriş yapan arabaların fiyatını her yıl istediği fiyatla belirliyor. Şüphesiz ki kiracının suçu yok, sonucu kiraya verenler düşünmeli.

Bizimde böylesine enteresan bir orman hikayemiz var. Onun için diyoruz ki;

Başta sayın Milletvekillerimiz, valimiz Hasan Şıldak ve tüm Belediye Başkanları ve yetkililer bir gün ormana gidip neler olup bittiğini lütfen müşahede etsinler. Bu hususta ki düşüncelerini şahsen merak ediyorum.

Haydi kalın sağlıcakla.