Gidişat Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminin 2023’e kalmayacağı doğrultusunda… Atılan adımlar, yapılan hamleler bunu gösteriyor. İktidarı oluşturan Cumhur İttifakı bileşenleri yeniden iktidar olma, Millet İttifakını oluşturan bileşenler ise, 20 yıllık iktidara son verme hedefinde.
Adına ‘Başkanlık Tipi Hükümet Sistemi’ denen modele 16 Nisan 2017 referandumu ile geçildi, 2018 itibari ile uygulamaya başlandı. Sistemle; Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkileri kısıtlanırken, cumhurbaşkanının yetkileri artırıldı, partili cumhurbaşkanlığı dönemi başladı, meclis dışından bakan atama imkanı getirildi. Bir kişinin iki kez seçilmesine olanak veren sistemin ilk tartışması ise, mevcut cumhurbaşkanının önceki görev süresi ile başladı ve halen devam ediyor.
İktidar ve muhalefeti oluşturan partilerin hamlelerine geçmeden önce çok merak ettiğim bir soruyu paylaşmak isterim. Acaba başa dönülse Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 50+1 ile cumhurbaşkanı olmaya 'evet' der miydi, yoksa başka bir yöntem mi tercih ederdi. Benim cevabım MHP’nin ‘mahkum’ edici siyasetini bilseydi başka bir yol denerdi diye düşünüyorum.
Dönelim siyasetteki erken seçim havasına. Aslında bu hava yeni değil, bir yıldan bu yana süre geliyor. Millet İttifakının büyük ortağı CHP’den ziyade Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti’nin mitingler yerine bizzat seçmenin ayağına giderek sorunlarını birinci ağızdan dinlemesi, dinlemekle kalmayıp meclis grubunda söz hakkı vererek seslerini duyurması ve bunun sonucu olarak partinin tüm anketlerde en fazla yükseliş göstermesi, doğru yolda olduğunu ortaya koyuyor.
İYİ Parti Liderinin öncülüğündeki bu politikanın karşılık görmesi üzerine uzun bir süre kendisine yönelik saldırılar nedeniyle sahayı kurmaylarına bırakan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, son zamanlarda Akşener gibi seçmenin ayağına gitmeye başladı. Duruma kayıtsız kalmayan Millet İttifakının diğer partileri de aynı yöntemi kullanmaya başladı.
Millet İttifakı cephesinde bunları olurken, kendinden öncekileri halktan kopuk olarak tanımlayan ve bu boşluktan yararlanarak iktidara gelen Cumhur İttifakının büyük ortağı AK Parti, sistemin değişmesiyle birlikte halktan kopmaya, sorunlarını çözme yerine halkın isteklerini göz ardı etmeye ve ülkeye saraydan bakmaya başladı. Buna bir de MHP’nin ‘teslim alıcı’ yaklaşımı da etkilenince oy kaybı kaçınılmaz oldu. Nitekim Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan bunun farkına varsa gerek, teşkilatı sokağa kapı-kapı dolaşmaya, 2023 seçiminin önemine vurgu yapmaya başladı.
MHP’ye gelince; tüm anketlere göre en fazla oy kaybeden parti olduğunun farkına varmış olacak ki, sürekli sertlik ve tansiyonu yükseltici politikalar üretiyor, sahaya inme gereği bile duymuyor.
Ekonomide halkın yükünün her geçen gün ağırlaşması doğal olarak Cumhur İttifakındaki oy kaybının artmasına neden oldu. Cumhur İttifakından en fazla oy geçişi ise İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi ile Gelecek Partisine oluyor. Önceki seçimlerde İYİ Parti’ye çok fazla yüklenmeyen ve sol bir parti ile kavga görüntüsü veren Cumhur İttifakı, şimdi İYİ Parti ve Lideri Meral Akşener'i CHP’nin önüne koydu. Yanına da Demokrasi ve Atılım Partisi ile Gelecek Partisini yerleştirdi. Yani bu kez seçime giderken rakip birden fazla oldu.
Cumhur İttifakı, kapatma davası devam eden HDP’yi ‘terörize’ ederek Millet İttifakını dağıtmak isterken, önümüzdeki günlerde ittifakın dağılması içinde elinden geleni ardına koymayacağını da gösteriyor. Ancak AK Partililerin sessiz bir çoğunluğu MHP ile süren ortaklıktan rahatsız. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki AK Partililer, sahada MHP ile ortaklığı anlatmakta güçlük çekiyorlar, hatta anlatamıyorlar. Yani AK Parti, MHP’den daha iyi ortak veya ortaklar bulduğu takdirde ortaklığı bitirmekte biran olsun tereddüt etmeyecektir kanaatindeyim.
Millet İttifakı ise, daha fazla genişlemek arzusunda. Fakat küçük partiler mızıkçılık ederek isteklerini en üst seviyede tutmak istiyor. HDP konusunda ise fikir ayrılığı taşıyorlar. Ancak hiç biri koptukları partilere dönmek istemiyor. Çünkü bunu halka anlatamayacaklarını biliyorlar. İlk kez bu kadar gerileyen Cumhur İttifakına da darbeyi vuranlar arasında yer almak istiyorlar.
Doğrusunu isterseniz her iki ittifakta da çatlak var. Görünen o ki, hangi ittifak dirençli çıkarsa o ittifak başarılı olacak.
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Ercan AKKAR
HANGİ İTTİFAKTA ÇATLAK VAR…
Gidişat Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminin 2023’e kalmayacağı doğrultusunda… Atılan adımlar, yapılan hamleler bunu gösteriyor. İktidarı oluşturan Cumhur İttifakı bileşenleri yeniden iktidar olma, Millet İttifakını oluşturan bileşenler ise, 20 yıllık iktidara son verme hedefinde.
Adına ‘Başkanlık Tipi Hükümet Sistemi’ denen modele 16 Nisan 2017 referandumu ile geçildi, 2018 itibari ile uygulamaya başlandı. Sistemle; Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkileri kısıtlanırken, cumhurbaşkanının yetkileri artırıldı, partili cumhurbaşkanlığı dönemi başladı, meclis dışından bakan atama imkanı getirildi. Bir kişinin iki kez seçilmesine olanak veren sistemin ilk tartışması ise, mevcut cumhurbaşkanının önceki görev süresi ile başladı ve halen devam ediyor.
İktidar ve muhalefeti oluşturan partilerin hamlelerine geçmeden önce çok merak ettiğim bir soruyu paylaşmak isterim. Acaba başa dönülse Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 50+1 ile cumhurbaşkanı olmaya 'evet' der miydi, yoksa başka bir yöntem mi tercih ederdi. Benim cevabım MHP’nin ‘mahkum’ edici siyasetini bilseydi başka bir yol denerdi diye düşünüyorum.
Dönelim siyasetteki erken seçim havasına. Aslında bu hava yeni değil, bir yıldan bu yana süre geliyor. Millet İttifakının büyük ortağı CHP’den ziyade Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti’nin mitingler yerine bizzat seçmenin ayağına giderek sorunlarını birinci ağızdan dinlemesi, dinlemekle kalmayıp meclis grubunda söz hakkı vererek seslerini duyurması ve bunun sonucu olarak partinin tüm anketlerde en fazla yükseliş göstermesi, doğru yolda olduğunu ortaya koyuyor.
İYİ Parti Liderinin öncülüğündeki bu politikanın karşılık görmesi üzerine uzun bir süre kendisine yönelik saldırılar nedeniyle sahayı kurmaylarına bırakan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, son zamanlarda Akşener gibi seçmenin ayağına gitmeye başladı. Duruma kayıtsız kalmayan Millet İttifakının diğer partileri de aynı yöntemi kullanmaya başladı.
Millet İttifakı cephesinde bunları olurken, kendinden öncekileri halktan kopuk olarak tanımlayan ve bu boşluktan yararlanarak iktidara gelen Cumhur İttifakının büyük ortağı AK Parti, sistemin değişmesiyle birlikte halktan kopmaya, sorunlarını çözme yerine halkın isteklerini göz ardı etmeye ve ülkeye saraydan bakmaya başladı. Buna bir de MHP’nin ‘teslim alıcı’ yaklaşımı da etkilenince oy kaybı kaçınılmaz oldu. Nitekim Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan bunun farkına varsa gerek, teşkilatı sokağa kapı-kapı dolaşmaya, 2023 seçiminin önemine vurgu yapmaya başladı.
MHP’ye gelince; tüm anketlere göre en fazla oy kaybeden parti olduğunun farkına varmış olacak ki, sürekli sertlik ve tansiyonu yükseltici politikalar üretiyor, sahaya inme gereği bile duymuyor.
Ekonomide halkın yükünün her geçen gün ağırlaşması doğal olarak Cumhur İttifakındaki oy kaybının artmasına neden oldu. Cumhur İttifakından en fazla oy geçişi ise İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi ile Gelecek Partisine oluyor. Önceki seçimlerde İYİ Parti’ye çok fazla yüklenmeyen ve sol bir parti ile kavga görüntüsü veren Cumhur İttifakı, şimdi İYİ Parti ve Lideri Meral Akşener'i CHP’nin önüne koydu. Yanına da Demokrasi ve Atılım Partisi ile Gelecek Partisini yerleştirdi. Yani bu kez seçime giderken rakip birden fazla oldu.
Cumhur İttifakı, kapatma davası devam eden HDP’yi ‘terörize’ ederek Millet İttifakını dağıtmak isterken, önümüzdeki günlerde ittifakın dağılması içinde elinden geleni ardına koymayacağını da gösteriyor. Ancak AK Partililerin sessiz bir çoğunluğu MHP ile süren ortaklıktan rahatsız. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki AK Partililer, sahada MHP ile ortaklığı anlatmakta güçlük çekiyorlar, hatta anlatamıyorlar. Yani AK Parti, MHP’den daha iyi ortak veya ortaklar bulduğu takdirde ortaklığı bitirmekte biran olsun tereddüt etmeyecektir kanaatindeyim.
Millet İttifakı ise, daha fazla genişlemek arzusunda. Fakat küçük partiler mızıkçılık ederek isteklerini en üst seviyede tutmak istiyor. HDP konusunda ise fikir ayrılığı taşıyorlar. Ancak hiç biri koptukları partilere dönmek istemiyor. Çünkü bunu halka anlatamayacaklarını biliyorlar. İlk kez bu kadar gerileyen Cumhur İttifakına da darbeyi vuranlar arasında yer almak istiyorlar.
Doğrusunu isterseniz her iki ittifakta da çatlak var. Görünen o ki, hangi ittifak dirençli çıkarsa o ittifak başarılı olacak.
Sevgiyle kalın.