Hep sıradan cümlelerle yaşıyoruz bu hayatı değil mi?
Sevdiğimiz birisi için: “O olmazsa yaşayamam ama yaa” ile başlayıp O olmadıktan sonra daha güzel ve çılgınca yaşadığımız gibi.
Belki de gerçek manada sevmemişizdir hiç, birisini.
Klişe seviyoruz bu hayatın içindekileri ve sıradanlığın hazzıyla kendimizi avutuyoruz sanki.
Öyle değil mi?
Oysa sevmek nasıl tarif edilebilir ki en güzel?
Ya da en güzel nasıl sevilir ki?
İşte bunu gerçekten bilemiyoruz belki...
Dünyanın en naif hissidir sevmek bana göre.
Tarif edilmesi de pek imkanı olmayan bir duygudur.
Aynı zaman da dilden dile dolaşıp, aynı bardakta ağızdan ağıza dolaştırılan sırlı bir sudur.
Ömrü naz uğruna, kışı güz uğruna, papatyaları da hakiki olmayan sevginin uğruna harcadık hep.
Evet sadece hakiki sevmeyi murad edenin hakkıdır papatyaları sevmek.
Ve naz ancak hakikaten sevilene yakışır.
Hatta şiir bile hakiki sevilene yazılır. Gerisi beyhude çizilmiş iki çizik, ya da anlamsız bir iki satır...
Hakk ve hakikati hakiki mana da sevmek lazım.
Gerisi günah olur sonra neme lazım.
Dedim ya öyle beylik laflarla sevgi mi olur?
Sevgi dediğin kalbin en derininden eder zuhur.
Hem öyle saatlik nefis uğruna gösterilmez sevgi?
Öyleyse Mecnun ve Leyla’nın yaptıkları neydi?
Tabiki hakiki manada sevginin kutsal ilahi aşka dönüştürülmüş sevgi Okyanus’unun bir katresiydi.
Değerli okurlarım sevgi kavramı günümüz dünyasında basitleştirilmiş ve sıradanlığın zirvesine çıkarılmış bir halde olup, hakiki mana da sevmek, çıkarsız ve tamamen yürekten sevmek, hatta nefsi arzuları ortaya koymadan sevmek neredeyse imkansız bir vaziyet almış durumda.
Ziynet Eşyası için sevmek olmuş moda, mal mülk veya vasıta için sevmek ise bu modanın baş aktörleri olmuş durumda. makam için sevmek veya sevmiş bulunmak için sevmek varken gerçek sevmek zaten kimin umurunda?
Gelin samimi bir sevginin gücüne inanalım ve illa sevgi azığımızı tüketeceksek içten ve samimi sevelim. Onun verdiği görünmeyen enerjinin gücünü keşfettiğimizde ise ayrı bir hazzın doruğuna ulaşacağımızı unutmayalım.
Gittikçe karmaşıklaşan bu dünya düzeninde sevmeyi basite indirgemeden ama aynı zamanda karmaşık hale getirmeden sevelim.
Hem sevelim ki sevilelim.
Son olarakta Yunus Emreden bir sözle konumuzu nihayete erdirelim.
Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz.
Saygılarım ve en içten sevgilerimle...
Yorum Ekle
Yorumlar
21.Yüzyılda Kuşak Atışması
09.02.2022 16:31
Pardon kuşak çatışması mı olacaktı acaba?
Adına X,Y,Z dedikleri kuşaklar ve bunların gölgesinde büyümüş, büyüyen ve büyüyecek olan önyargının ipine sımsıkı tutunmuş yurdum insanı...
Öyle genelleme yaptığıma bakmayın siz, tenzih ediyorum o kültür abidesi olan Z Kuşağını ve hatta bir daha tenzih
21.Yy dünyanın var olan tüm düzeni için çok çeşitli değişimleri meydana getiren ve getirecek olan; adı konulmamış çılgınlıklar, ekonomik buhranlar, politik ve insani krizler, petrol temelli ve yeraltı kaynakları destekli yıkımlar meydana getiren, kısa metrajlı senaryolarla kurgulanmış uzun sol
Günümüz teknolojisinin zirve yaptığı dünya da iletişim mecraları git gide çeşitlilik kazanıyor. Elbetteki bu insanlık adına mükemmel bir gelişme olup; kısa süre içerisinde birçok işi yapabilmek, uzak mesafelere yolculuksuz bir şekilde yolculuk yapmak, var olan duygularımızı, iletmek istedi
Off bilmez miyim ya? Onu en iyi ben bilirim.
Diğer taraftan bir diğer ses:
-Kardeşim bu iş benden sorulur bu işin piri benim. İnanmıyorsan herkese sorabilirsin.
Başka biri de ordan:
-Ya akşam bir televizyon programında bir alt yazı okudum: “kıyamet yakınmış” diye.
Yazının doğrus
Hayatımızın her anı kalabalık, heryeri ayrı bir fazlalıkla dolu.
Çok Eşya da, renk renk kıyafette, aşırı malayani sözlerde bulmuşuz doğru sandığımız yolu.
Ölçülü yaşamalı bence eşref-i mâhlükat denilen insanoğlu.
Evet son yılların trendlerinden bir tanesidir minimalist yaşam felsefesi.
F
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Ferit Bugenç
HAKİKİ MANADA SEVGİ
Hep sıradan cümlelerle yaşıyoruz bu hayatı değil mi?
Sevdiğimiz birisi için: “O olmazsa yaşayamam ama yaa” ile başlayıp O olmadıktan sonra daha güzel ve çılgınca yaşadığımız gibi.
Belki de gerçek manada sevmemişizdir hiç, birisini.
Klişe seviyoruz bu hayatın içindekileri ve sıradanlığın hazzıyla kendimizi avutuyoruz sanki.
Öyle değil mi?
Oysa sevmek nasıl tarif edilebilir ki en güzel?
Ya da en güzel nasıl sevilir ki?
İşte bunu gerçekten bilemiyoruz belki...
Dünyanın en naif hissidir sevmek bana göre.
Tarif edilmesi de pek imkanı olmayan bir duygudur.
Aynı zaman da dilden dile dolaşıp, aynı bardakta ağızdan ağıza dolaştırılan sırlı bir sudur.
Ömrü naz uğruna, kışı güz uğruna, papatyaları da hakiki olmayan sevginin uğruna harcadık hep.
Evet sadece hakiki sevmeyi murad edenin hakkıdır papatyaları sevmek.
Ve naz ancak hakikaten sevilene yakışır.
Hatta şiir bile hakiki sevilene yazılır. Gerisi beyhude çizilmiş iki çizik, ya da anlamsız bir iki satır...
Hakk ve hakikati hakiki mana da sevmek lazım.
Gerisi günah olur sonra neme lazım.
Dedim ya öyle beylik laflarla sevgi mi olur?
Sevgi dediğin kalbin en derininden eder zuhur.
Hem öyle saatlik nefis uğruna gösterilmez sevgi?
Öyleyse Mecnun ve Leyla’nın yaptıkları neydi?
Tabiki hakiki manada sevginin kutsal ilahi aşka dönüştürülmüş sevgi Okyanus’unun bir katresiydi.
Değerli okurlarım sevgi kavramı günümüz dünyasında basitleştirilmiş ve sıradanlığın zirvesine çıkarılmış bir halde olup, hakiki mana da sevmek, çıkarsız ve tamamen yürekten sevmek, hatta nefsi arzuları ortaya koymadan sevmek neredeyse imkansız bir vaziyet almış durumda.
Ziynet Eşyası için sevmek olmuş moda, mal mülk veya vasıta için sevmek ise bu modanın baş aktörleri olmuş durumda. makam için sevmek veya sevmiş bulunmak için sevmek varken gerçek sevmek zaten kimin umurunda?
Gelin samimi bir sevginin gücüne inanalım ve illa sevgi azığımızı tüketeceksek içten ve samimi sevelim. Onun verdiği görünmeyen enerjinin gücünü keşfettiğimizde ise ayrı bir hazzın doruğuna ulaşacağımızı unutmayalım.
Gittikçe karmaşıklaşan bu dünya düzeninde sevmeyi basite indirgemeden ama aynı zamanda karmaşık hale getirmeden sevelim.
Hem sevelim ki sevilelim.
Son olarakta Yunus Emreden bir sözle konumuzu nihayete erdirelim.
Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz.
Saygılarım ve en içten sevgilerimle...
21.Yüzyılda Kuşak Atışması
09.02.2022 16:31Pardon kuşak çatışması mı olacaktı acaba? Adına X,Y,Z dedikleri kuşaklar ve bunların gölgesinde büyümüş, büyüyen ve büyüyecek olan önyargının ipine sımsıkı tutunmuş yurdum insanı... Öyle genelleme yaptığıma bakmayın siz, tenzih ediyorum o kültür abidesi olan Z Kuşağını ve hatta bir daha tenzih
“ASIM’IN NESLİNİN KİMLİK ARAYIŞI”
16.02.2022 12:5521.Yy dünyanın var olan tüm düzeni için çok çeşitli değişimleri meydana getiren ve getirecek olan; adı konulmamış çılgınlıklar, ekonomik buhranlar, politik ve insani krizler, petrol temelli ve yeraltı kaynakları destekli yıkımlar meydana getiren, kısa metrajlı senaryolarla kurgulanmış uzun sol
“Zehirli Bir Ok Sosyal Medya”
23.02.2022 13:30Günümüz teknolojisinin zirve yaptığı dünya da iletişim mecraları git gide çeşitlilik kazanıyor. Elbetteki bu insanlık adına mükemmel bir gelişme olup; kısa süre içerisinde birçok işi yapabilmek, uzak mesafelere yolculuksuz bir şekilde yolculuk yapmak, var olan duygularımızı, iletmek istedi
CEHALET ŞÖVALYELERİ
02.03.2022 13:15Off bilmez miyim ya? Onu en iyi ben bilirim. Diğer taraftan bir diğer ses: -Kardeşim bu iş benden sorulur bu işin piri benim. İnanmıyorsan herkese sorabilirsin. Başka biri de ordan: -Ya akşam bir televizyon programında bir alt yazı okudum: “kıyamet yakınmış” diye. Yazının doğrus
“KURAN-I KERİM IŞIĞINDA MİNİMALİST YAŞAM”
09.03.2022 13:38Hayatımızın her anı kalabalık, heryeri ayrı bir fazlalıkla dolu. Çok Eşya da, renk renk kıyafette, aşırı malayani sözlerde bulmuşuz doğru sandığımız yolu. Ölçülü yaşamalı bence eşref-i mâhlükat denilen insanoğlu. Evet son yılların trendlerinden bir tanesidir minimalist yaşam felsefesi. F