Herhangi bir konuda birilerine ne olduğu, nasıl olduğu sorulduğunda tabiî ki herkes kendine göre yada kendi bildiğince yorumlar ve cevaplar. Bizde gazetecinin nasıl olması gerektiğini anlatmaya çalışalım, bakalım vatandaş bizim gazetecileri nasıl görüyor, nasıl değerlendiriyor…
Efendim;
Gazeteci; her zaman gerçeğin ve doğrunun peşinde, basın meslek ahlak ilkelerine bağlı, kamu yararını her şeyin üzerinde tutan, insan haklarına ve farklı düşüncelere saygılı bir anlayışla çalışmalarını sürdürmelidir.
Bilindiği gibi 40 yıl önce bugünkü gibi makinalar, ulaşım, iletişim araçları vs teknoloji yoktu. Bizim zamanımızda (Gazetecilikte 48 yıl oldu maşallah…) gazetecilik çok daha zor ve heyecanlıydı. Hiç bir haber ve röportajımız nedeniyle mahkemelik olmadık. Çünkü hep doğruları yazdık. Haber kaynağımızı asla yalancı durumuna düşürmedik, hangi fikirden olursa olsun, ne dedilerse onu yayınladık. Gazeteci asla doğrudan vazgeçmemeli ve haber kaynağını küstürmemeli. Haberin içeriklerini düzenli şekilde, yani bizim 5N-1K dediğimiz kuralları aynen uygulayarak yazmalı. Haberin giriş gelişme ve sonuç bölümlerini net bir dille yazmalı. Yani haberin başlığı, spotu, haber nerede ne zaman ve nasıl olmuş bunu açık bir dille anlatmalı.
Haberleri doğru, farklı görüş ve düşünceleri uygun bir dille ortaya koymada, toplumun bilgilenmesinde, bilinçlenmesinde ve toplumsal barış, huzur, güven ortamının güçlenmesinde basının önemli payı vardır. Demokrasinin güçlü ve sağlam temeller üzerine oturtulmasında, fikir ve düşünce hürriyetinin geliştirilmesinde etkin rol oynayan gazetecilik mesleği, en dinamik ve fedakârlık isteyen mesleklerin başında gelmektedir. Gazeteci; her zaman gerçeğin ve doğrunun peşinde, basın meslek ahlak ilkelerine bağlı, kamu yararını her şeyin üzerinde tutan, insan haklarına ve farklı düşüncelere saygılı bir anlayışla çalışmalarını sürdürmelidir.
Kısaca; Gazeteci namusludur, onurludur, ahlâklıdır, dürüsttür, asla yalan yazmaz. Gazeteci satılık değildir. Makam, mevki, para pul peşinde koşmaz. Rüşvet almaz, parayla haber yazmaz. Ya da yazacağı haberi yazmaktan para karşılığında vazgeçmez. Ülkesini, milletini, memleketinin menfaatini ön planda tutar. Hiçbir zaman kendi yada birilerinin menfaatini ön plana çıkarmaz, menfaat beklemez.
Gazetecilik zor meslektir, sorumluluk ister. Basın, ahlak kurallarına uymayı gerektirir. Gazetecilik; yazanların, yazmayı bilenlerin, zeki, yetenekli insanların mesleğidir. Toplumun gözü, kulağı, dilidir. Gazeteci; topluma karşı sorumluluklarını unutmayan, adil, objektiflik, gerçekçi ve doğru kimsedir.
‘Şimdilerdeki gazeteciler nasıldır’ diye de sormayın…
Ehhh. Ben o böyle, şu şöyle demeyeyim, haklı yada haksız hiç kimseyi rencide etmeyeyim. Varın sizler karar verin…
Değerli Okuyucularımız…
Derler ya; madalyonun diğer yüzü de vardır. İşte; 40 yıl ve daha öncesinde insanlar okumayı şimdikilere göre daha çok severlerdi. Hatta bir gazetenin reklam yazılarına kadar okuyan benden yaşlıları bile gördüğümü söyleyebilirim. (Yaşımız 64 oldu. Allahu Teâlâ herkese hayırlı uzun ömürler versin…) Şimdilerde okumayı sevenler azınlıkta olduğu gibi, gazete okumasını bile hiç sevmeyenler var…
Son yıllarda da filmli makinalar yerine dijital olanlar ön plana çıktı ve şu an hemen herkes dijital makine kullanıyor. Filimler önceleri siyah beyaz, sonrasında da slayt denilen dia olarak çekilip gönderilirdi.
Dijital makineler sayesinde ne filim parası, ne filim banyo ve karta tab etme parası verilmediği gibi anında internet ve telefonların da whatshapp gibi çeşitli programları sayesinde istenilen yere ulaştırılıyor.
Efendim;
Teknoloji ilerledi, geçmişe dönmeyi kimse istemez. Herşey çok kolay ve zaman kaybı bile yok, Daktilo yerine bilgisayar kullanılıyor. Posta, telefon, telex, telefoto gibi aletler veya otobüsler yerine internet kullanılıyor. Ses cihazlarının, hatta fotoğraf makinelerinin yerini de son model telefonlar aldı.
Dijital fotoğraf makinesini Şanlıurfa’da ilk kullanan bizdik desem yanlış olmaz. Zira Singapur’a geziye gitmiş olan amcamoğlu bana oradan hediye olarak getirmişti. Daha sonraki aylarda da diskete çeken fotoğraf makineleri piyasaya çıktı.
Aklıma gelmişken bir hatırlatmada bulunayım…
Seçim öncesinde aldıkları bir kararla Karaköprü Belediyemiz Basın Müzesi açmaya hazırlanıyordu. Şu sıralar ne aşamada bilemiyoruz ancak Metin Baydilli Başkana ulaşarak öğrenmek isterim ve sizlere de müjdesini veririz inşaallah. Bu arada bizde daha önce belirttiğimiz ve halen paylaştığımız düşüncelerimiz gereği Basın Müzesinde bizler için hazırlanacak köşede yayınlanmak üzere, şu an antika sayılan Fotoğraf Makinaları, Karta basma yani Agrandizör denilen tab makinaları, yerel ve ulusal gazetelerde geneli Urfa’mızla ilgili yayınlanmış haberleri albüm haline getirdiğimiz arşivlerini de verme hazırlığımızı hızlandırmış oluruz.
İşte gerek geçmiş yıllarda kullandığımız makinelerimizin büyük bölümünü ve gerekse yayınladığımızı vede çalıştığımız gazetelerin arşivlerini bu Basın Müzelerine (adımıza hazırlanacak bölümlerde) sergilenmek üzere vereceğiz inşaallah.
Allahu Teâlâ cümlemizi kendisine layık kul, Habibine layık ümmet eylesin. Hemen herkesi doğruluktan şaşırtmasın, haramlara meylettirmesin inşallah. (Âmin)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Müslüm Abacıoğlu
Gazeteci nasıl olmalı ve Teknoloji
Muhterem Kardeşlerim…
Herhangi bir konuda birilerine ne olduğu, nasıl olduğu sorulduğunda tabiî ki herkes kendine göre yada kendi bildiğince yorumlar ve cevaplar. Bizde gazetecinin nasıl olması gerektiğini anlatmaya çalışalım, bakalım vatandaş bizim gazetecileri nasıl görüyor, nasıl değerlendiriyor…
Efendim;
Gazeteci; her zaman gerçeğin ve doğrunun peşinde, basın meslek ahlak ilkelerine bağlı, kamu yararını her şeyin üzerinde tutan, insan haklarına ve farklı düşüncelere saygılı bir anlayışla çalışmalarını sürdürmelidir.
Bilindiği gibi 40 yıl önce bugünkü gibi makinalar, ulaşım, iletişim araçları vs teknoloji yoktu. Bizim zamanımızda (Gazetecilikte 48 yıl oldu maşallah…) gazetecilik çok daha zor ve heyecanlıydı. Hiç bir haber ve röportajımız nedeniyle mahkemelik olmadık. Çünkü hep doğruları yazdık. Haber kaynağımızı asla yalancı durumuna düşürmedik, hangi fikirden olursa olsun, ne dedilerse onu yayınladık. Gazeteci asla doğrudan vazgeçmemeli ve haber kaynağını küstürmemeli. Haberin içeriklerini düzenli şekilde, yani bizim 5N-1K dediğimiz kuralları aynen uygulayarak yazmalı. Haberin giriş gelişme ve sonuç bölümlerini net bir dille yazmalı. Yani haberin başlığı, spotu, haber nerede ne zaman ve nasıl olmuş bunu açık bir dille anlatmalı.
Haberleri doğru, farklı görüş ve düşünceleri uygun bir dille ortaya koymada, toplumun bilgilenmesinde, bilinçlenmesinde ve toplumsal barış, huzur, güven ortamının güçlenmesinde basının önemli payı vardır. Demokrasinin güçlü ve sağlam temeller üzerine oturtulmasında, fikir ve düşünce hürriyetinin geliştirilmesinde etkin rol oynayan gazetecilik mesleği, en dinamik ve fedakârlık isteyen mesleklerin başında gelmektedir. Gazeteci; her zaman gerçeğin ve doğrunun peşinde, basın meslek ahlak ilkelerine bağlı, kamu yararını her şeyin üzerinde tutan, insan haklarına ve farklı düşüncelere saygılı bir anlayışla çalışmalarını sürdürmelidir.
Kısaca; Gazeteci namusludur, onurludur, ahlâklıdır, dürüsttür, asla yalan yazmaz. Gazeteci satılık değildir. Makam, mevki, para pul peşinde koşmaz. Rüşvet almaz, parayla haber yazmaz. Ya da yazacağı haberi yazmaktan para karşılığında vazgeçmez. Ülkesini, milletini, memleketinin menfaatini ön planda tutar. Hiçbir zaman kendi yada birilerinin menfaatini ön plana çıkarmaz, menfaat beklemez.
Gazetecilik zor meslektir, sorumluluk ister. Basın, ahlak kurallarına uymayı gerektirir. Gazetecilik; yazanların, yazmayı bilenlerin, zeki, yetenekli insanların mesleğidir. Toplumun gözü, kulağı, dilidir. Gazeteci; topluma karşı sorumluluklarını unutmayan, adil, objektiflik, gerçekçi ve doğru kimsedir.
‘Şimdilerdeki gazeteciler nasıldır’ diye de sormayın…
Ehhh. Ben o böyle, şu şöyle demeyeyim, haklı yada haksız hiç kimseyi rencide etmeyeyim. Varın sizler karar verin…
Değerli Okuyucularımız…
Derler ya; madalyonun diğer yüzü de vardır. İşte; 40 yıl ve daha öncesinde insanlar okumayı şimdikilere göre daha çok severlerdi. Hatta bir gazetenin reklam yazılarına kadar okuyan benden yaşlıları bile gördüğümü söyleyebilirim. (Yaşımız 64 oldu. Allahu Teâlâ herkese hayırlı uzun ömürler versin…) Şimdilerde okumayı sevenler azınlıkta olduğu gibi, gazete okumasını bile hiç sevmeyenler var…
Son yıllarda da filmli makinalar yerine dijital olanlar ön plana çıktı ve şu an hemen herkes dijital makine kullanıyor. Filimler önceleri siyah beyaz, sonrasında da slayt denilen dia olarak çekilip gönderilirdi.
Dijital makineler sayesinde ne filim parası, ne filim banyo ve karta tab etme parası verilmediği gibi anında internet ve telefonların da whatshapp gibi çeşitli programları sayesinde istenilen yere ulaştırılıyor.
Efendim;
Teknoloji ilerledi, geçmişe dönmeyi kimse istemez. Herşey çok kolay ve zaman kaybı bile yok, Daktilo yerine bilgisayar kullanılıyor. Posta, telefon, telex, telefoto gibi aletler veya otobüsler yerine internet kullanılıyor. Ses cihazlarının, hatta fotoğraf makinelerinin yerini de son model telefonlar aldı.
Dijital fotoğraf makinesini Şanlıurfa’da ilk kullanan bizdik desem yanlış olmaz. Zira Singapur’a geziye gitmiş olan amcamoğlu bana oradan hediye olarak getirmişti. Daha sonraki aylarda da diskete çeken fotoğraf makineleri piyasaya çıktı.
Aklıma gelmişken bir hatırlatmada bulunayım…
Seçim öncesinde aldıkları bir kararla Karaköprü Belediyemiz Basın Müzesi açmaya hazırlanıyordu. Şu sıralar ne aşamada bilemiyoruz ancak Metin Baydilli Başkana ulaşarak öğrenmek isterim ve sizlere de müjdesini veririz inşaallah. Bu arada bizde daha önce belirttiğimiz ve halen paylaştığımız düşüncelerimiz gereği Basın Müzesinde bizler için hazırlanacak köşede yayınlanmak üzere, şu an antika sayılan Fotoğraf Makinaları, Karta basma yani Agrandizör denilen tab makinaları, yerel ve ulusal gazetelerde geneli Urfa’mızla ilgili yayınlanmış haberleri albüm haline getirdiğimiz arşivlerini de verme hazırlığımızı hızlandırmış oluruz.
İşte gerek geçmiş yıllarda kullandığımız makinelerimizin büyük bölümünü ve gerekse yayınladığımızı vede çalıştığımız gazetelerin arşivlerini bu Basın Müzelerine (adımıza hazırlanacak bölümlerde) sergilenmek üzere vereceğiz inşaallah.
Allahu Teâlâ cümlemizi kendisine layık kul, Habibine layık ümmet eylesin. Hemen herkesi doğruluktan şaşırtmasın, haramlara meylettirmesin inşallah. (Âmin)