Seçime geri sayım başladığından bu yana, siyasetteki gelişmelere odaklı yaşıyoruz. Biliyoruz ki bu seçim sadece önümüzdeki beş yılı değil, ülkemizin yönetim şeklini yani geleceğimizi de belirleyecek. Durum böyle olunca gözümüzü açtığımız ilk dakikadan itibaren seçim konuşuyor, seçimi tartışıyor ve seçim tahminlerimizi bir kenara not ediyoruz.

Aslına bakarsanız bu hafta seçimle alakalı yazmayı düşünmüyordum. Ancak yaşadığınız şehir Diyarbakır-Amed olunca bu mümkün olmuyor. Diyarbakır’ın havasından olsa gerek ne yaparsanız yapın bir şekilde kendinizi siyaset konuşurken buluyorsunuz. Bunun en güzel örneği, batıda ‘Kürtleri tanımayan siyaset anlayışı’, Diyarbakır'da ‘Kürtleri tanıyan bir siyaset anlaşışına’ dönüşmesinden anlayabiliriz. Yıllarca siyasetçilerin bu ikiyüzlü söylem ve çıkışlarına şahitlik ettik, görünen o ki etmeye de devam edeceğiz.

Neden siyaset yazmak istemiyordum, neden yazım siyaset yazısına dönüştü anlatayım sizlere. Siyaset yazmak istemiyordum, çünkü siyaset yazısı bunaltmaya, siyasetçilerin riyakarlığı ve söylemleri mide bulandırmaya başladı.

Yazım yine neden siyaset yazısına dönüştü,  çünkü geçtiğimiz günlerde bir telefon geldi. Telefonun ucundaki kişi Van Ticaret Lisesi’nden arkadaşım Asuman Kavukoğlu idi. Asuman, Diyarbakır'a eşi Servet Kavukoğlu ve okul arkadaşlarının buluşması için geldiklerini söyledi ve beni görmek istediğini söyledi. Bunun siyasetle ne alakası var derseniz, bu buluşma 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi döneminin Siirt Eğitim Yüksekokulu mezunlarının buluşması olması derim.

Buluşma, UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Hevsel Bahçelerinde İdayet Duyan’nın ev sahipliğinde gerçekleşti. Buluşma yerine gittiğimde ülkenin geleceğini o günde, bugün de kendine dert edinmiş ülkesini seven devrimci insanlarla tanıştım. Çoğunluğu Diyarbakır ve çevresinde yaşayan Siirt Eğitim Yüksekokulu mezunu Zübeyir Kılıç, Mehmet Bakır Seven, Zerrin Yavuz, Burhanettin Atalay, Mahmut Zeytinoğlu, Nurullah Öncü, Halil Türkoğlu ve Servet Kavukoğlu ile kısa bir tanışma faslından sonra gazeteci refleksiyle buluşmayı sordum.

Bu güzel ve devrimci insanların 1983-84-85 Siirt Eğitim Yüksekokulu mezunu ve 12 Eylül Darbe koşullarında faşist zihniyetli öğretmenlerin baskılarına birlikte direnerek mezun olduklarını, sonra ülkenin çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptıklarını dinledim. Buluşmalarının 2010 yılından bu yana belli aralıklarla farklı şehirlerde devam ettiği bilgisini aldım.

Asuman’ın eşi Servet Kavukoğlu, 7 Haziran 2015’deki genel seçimde HDP’den Hatay 1’nci sıra milletvekili adayı, diğerleri de zaman zaman aktif siyasetin içinde bulunmuş veya sendikacı olarak bir şekilde siyasetle haşir neşir olmuş isimlerden oluştuğundan ağırlıklı siyaset konuştuk, yedik, içtik, şarkılar söyledik. Buluşma bir nevi okul arkadaşlarının buluşmasından, devrimcilerin Hevsel buluşmasına dönüştü diyebilirim.  

Sevgiyle kalın.