Depremzedelere ve deprem bölgesine siyaset üstü yaklaşılmalıdır. 

Düzenli ve sürekli destek yapılması sağlanmalıdır..

Sosyal ağlarda gezinmek yaşadığımız toplumu ve insanlarını tanımak için büyük bir fırsat...

Bazı olaylara verilen tepkiler fazlasıyla düşündürücü boyutta. örneğin takım tutar gibi yandaş olduğu siyasi partinin her adımının tam doğru, karşıt olduğu partinin attığı her adım için ise tam yanlış olduğunu düşünmek gibi, mesela komşusunun rahatsızlığı ya da vefatı halinde tepki vermeyen, sahip çıkmayan kişi sosyal medya hesabında herhangi bir vekil, bakan ya da siyasinin yakınının hastalığı/vefatı için acısına ortak olduğunu yazabiliyor. Buna mahal veren siyasiler ayrı zaten...

Bu bakış açısını daha öteye taşıyalım...

Depremzedeler, önüne uzatılan mikrofonlara bazen müdahale olmadı, oldu, var, yok, şu güne kadar gelmediniz, geldiniz gibi demeçler veriyor. Bu demeçler için bazı (komşusuna yabancı, ama kilometrelerce ötesinin acısına ortak olduğunu ilan eden menfaat dünyasına mensup) kişiler bu sefer depremzedelere ateş püskürüyor. Aynı kişiler hızını alamayıp sıcak ve kuru ortamlarında, demeç verenler için mahkeme, yargılanma, vatan haini, terörist vs gibi yaftalaması ve yapılması gerekenleri yetkililere talimat verir gibi davranıyorlar. 

Menfaatleri uğruna herşeyi yapabilecek nice insanlar olduğunu hepimiz görebiliyoruz. Kendileri zaten aynaya bakınca bunu farkedebiliyorlar...

Bu insanlar bazen menfaat uğruna o kadar ileri gidebiliyor ki kendi partileri ya da grupları onları yalanlamak zorunda kalıyorlar. 

Örneğin deprem bölgesinde su yok denildi. Sosyal medyada ortalık karıştı. Deprem bölgesine gidenler su yokluğu gibi bir çok sorunun normal karşılıyor ve kabullenip çözüme odaklanıyorlar. Ya diğerleri depremzedelere demediklerini bırakmadı. Ne oldu peki, Doç.Dr.Lütfü Savaş devreye girdi. Su var merak etmeyin, çeşmeler akıyor dedi. Ancak çeşme suyu içmeyin, bazı nedenlerden dolayı riskli dedi ve ekledi. İçme suyu bazı bölgelerde maalesef yok diye bitirdi.

Lütfü Savaş her ne kadar muhalefet belediye başkanı olsa da açıklamaları tarafsız ve objektif olduğuna emin olabilirsiniz.  

Velhasıl deprem bölgesinde su bazen yok. Gönderilen su bile tartışılıyor ise diğer eksikleri varın siz düşünün. İshal, zatürre, bademcik, bit, uyuz vs ne derseniz olma ihtimali her zaman vardır. Zaten WC, duşluk yok. Sağlık sistemi gönüllülerin de katkısıyla yeni yeni organize oluyor. Ama şimdilik triaj dediğimiz düzeyde müdahale yapılabiliyor. Biraz daha zamana ihtiyaç var. İlaçlara ulaşım, gönüllü sistem üzerinden yürüsede eh işte, belki ilaç ihtiyacı yarısına ancak ulaşabiliyor. Zaten eğitime ara verilmiş ve düşe kalka  bir yol haritası ancak sunulabildi. 

Anlayacağınız su yok ve daha nice yok.

Depremzedelere ve deprem bölgesine siyaset üstü yaklaşılmalıdır. Düzenli ve sürekli destek yapılması sağlanmalıdır.

Unutmayalım; parası, mevkisi olan ya da siyasilere güvenenler deprem bölgesinde bunlar karşılık bulmuyor.

Saygılarımla