15 Temmuz'da Ülkemizi ve Milli İradeyi sarsan bir Darbe girişimiyle tanıştık.
Ülkemize ve Dünyanın gündeminde, bomba etkisi oluşturan, TRT Haber Spikerinin yaptığı duyuruyla adeta irkildik. Millet olarak duyduklarımıza inanamadık, gözyaşlarımıza hakim olamadık. Düne kadar Mısır’da kınadığımız darbeyle ,bugün Türkiye olarak karşılaştık. Tehlike artık yanı başımızda değildi, bizzat içimizdeydi.
Evet! Askeri Cunta Milli İradenin seçtiği yönetime el koymuştu. Seçilmiş Hükümet ve Cumhurbaşkanı için "Temel Hak ve Hürriyetler zedelenmiş, kuvvetler ayrılığına dayanan Laik ve Hukuki Düzen tamamen kaldırılmıştır."sözünü gerekçe göstermiştir.
Yönetime darbe indiren bu Askeri Konsey; seçim ve seçmenin oylarıyla gelenleri Diktatör saymış, Milletin Silahını, Tankını ve Uçağını Millete çevirerek kendilerini demokrasi havarisi olarak ilan etmişlerdir. Vaat edilen Demokrasi bu mu?
Yine bu Askeri Konsey Laik düzeni korumak adına, bu ülkenin kalbinin attığı ve her görüşten Sivil İradenin Temsilcilerinin bulunduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizi bombalamıştır. Neden? TBMM Laik mi değildi?
Yetmedi!
Bu Ülkenin Cumhurbaşkanını suikast girişiminde bulunulmuş, kaldığı otel basılmış ve yağmalamıştır.
Bu da yetmedi!
Boğaz köprümüz askeri yönetim tarafından tanklarla çevrilerek rehin alınmış ve en önemlisi Milletin Swarovski Jetleri, Millete doğrultularak, Sivil Halkımız yaylım ateşine tutulmuştur.
Daha da yetmedi!
Darbe yönetimine başkaldırarak meydanlara dökülen Halkımız tankların demir dişleri altında ezilmiş, linç edilmek üzereyken kurtarılmaya çalışan kandırılmış askerlerimiz; milletimizin birlik ve beraberliği için çağrı yapan camilerimiz; bu yola kefeniyle çıkan Reisi Cumhurumuz ve Seçilmiş Hükümetimiz, Şahadet şerbeti yudumlamak için meydanlara dökülen Aziz Milletimiz ve daha ölmeden önce okunan Selalarımız...
Anlayacağınız,16 Temmuz’da başka bir Türkiye ile uyandık.
Darbe girişimiyle sokağa çıkma yasağı getirilmiş, evlerinde korkuyla sindirilmeye çalışılan Milletimiz; Cumhurbaşkanımızın:“Halkımın iradesinin üstünde bir gücü tanımam. Milletimizi meydanlara davet ediyorum.”sözleri Milletimizi harekete geçirmiş, bu hareket Allah'ın izniyle Darbecilerin amaçlarına ulaşmalarını engellemiştir. Cumhurbaşkanının sözlerine duyarsız kalmayan ve verilen onca Şehitlere rağmen, korkusuzca bedenini siper ederek ölümüne darbeye meydan okuyan Milletimiz, canı pahasına olsa da tek yürek olmuş Vatanına, Devletine, Seçilmiş Hükümetine sahip çıkmıştır. Bu şerefli Millet Ülkesine, huzuruna kast eden darbeci zihniyete darbesini Allah'ın izniyle indirmiştir. Diktatör denilen adamın, 13 yıllık emeğinin neticesinde, gelin görün ki milleti de diktatör olmuş ve darbeye darbeyle karşılık vermiştir.
Dolayısıyla bu Aziz Millet, Cumhurbaşkanını her halükarda mahcup etmemiştir.
Milli irade meydanları boş bırakmayarak darbe girişimine geçit vermemiştir.
Ülke genelinde yaptığı gösterilerle Seçilmiş Hükümetine ve Reisi Cumhuruna sahip çıkmıştır.
Al-jazeera Televizyonu Haber Spikeri: "Türkler, Vatan ne demek tüm Dünyaya bir gecede öğretti."sözleri bu AsilMilleti ne güzel ifade etmiştir.
Darbecilere darbe indiren şerefli bir Millet ve Ümmetin umudu Türkiye,
Başkumandan Erdoğan’la yeni bir"Diriliş Destanı"yazmıştır. Darbe sürecinde Milletimizin bu dik duruşu, birlik beraberliğimizi perçinlemiş, Seçilmiş Hükümetimizin de elini güçlendirmiştir.
Akif'in dediği gibi:
"Bir zamanlar biz de Millet, hem de nasıl Milletmişiz.
Gelmişiz Dünyaya, "Milliyet nedir" öğretmişiz."
İşte meydanlarımız, bu Milletin göstergesidir.
Allah’ın izni ile Ülkemiz, Devletimiz ve Milletimiz bu badireden güçlenerek çıkacaktır.
Selam ve dua ile...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Dilek Çiftçi
Darbeye Darbe İndiren Bir Millet...
15 Temmuz'da Ülkemizi ve Milli İradeyi sarsan bir Darbe girişimiyle tanıştık.
Ülkemize ve Dünyanın gündeminde, bomba etkisi oluşturan, TRT Haber Spikerinin yaptığı duyuruyla adeta irkildik. Millet olarak duyduklarımıza inanamadık, gözyaşlarımıza hakim olamadık. Düne kadar Mısır’da kınadığımız darbeyle ,bugün Türkiye olarak karşılaştık. Tehlike artık yanı başımızda değildi, bizzat içimizdeydi.
Evet! Askeri Cunta Milli İradenin seçtiği yönetime el koymuştu. Seçilmiş Hükümet ve Cumhurbaşkanı için "Temel Hak ve Hürriyetler zedelenmiş, kuvvetler ayrılığına dayanan Laik ve Hukuki Düzen tamamen kaldırılmıştır." sözünü gerekçe göstermiştir.
Yönetime darbe indiren bu Askeri Konsey; seçim ve seçmenin oylarıyla gelenleri Diktatör saymış, Milletin Silahını, Tankını ve Uçağını Millete çevirerek kendilerini demokrasi havarisi olarak ilan etmişlerdir. Vaat edilen Demokrasi bu mu?
Yine bu Askeri Konsey Laik düzeni korumak adına, bu ülkenin kalbinin attığı ve her görüşten Sivil İradenin Temsilcilerinin bulunduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizi bombalamıştır. Neden? TBMM Laik mi değildi?
Yetmedi!
Bu Ülkenin Cumhurbaşkanını suikast girişiminde bulunulmuş, kaldığı otel basılmış ve yağmalamıştır.
Bu da yetmedi!
Boğaz köprümüz askeri yönetim tarafından tanklarla çevrilerek rehin alınmış ve en önemlisi Milletin Swarovski Jetleri, Millete doğrultularak, Sivil Halkımız yaylım ateşine tutulmuştur.
Daha da yetmedi!
Darbe yönetimine başkaldırarak meydanlara dökülen Halkımız tankların demir dişleri altında ezilmiş, linç edilmek üzereyken kurtarılmaya çalışan kandırılmış askerlerimiz; milletimizin birlik ve beraberliği için çağrı yapan camilerimiz; bu yola kefeniyle çıkan Reisi Cumhurumuz ve Seçilmiş Hükümetimiz, Şahadet şerbeti yudumlamak için meydanlara dökülen Aziz Milletimiz ve daha ölmeden önce okunan Selalarımız...
Anlayacağınız,16 Temmuz’da başka bir Türkiye ile uyandık.
Darbe girişimiyle sokağa çıkma yasağı getirilmiş, evlerinde korkuyla sindirilmeye çalışılan Milletimiz; Cumhurbaşkanımızın: “Halkımın iradesinin üstünde bir gücü tanımam. Milletimizi meydanlara davet ediyorum.” sözleri Milletimizi harekete geçirmiş, bu hareket Allah'ın izniyle Darbecilerin amaçlarına ulaşmalarını engellemiştir. Cumhurbaşkanının sözlerine duyarsız kalmayan ve verilen onca Şehitlere rağmen, korkusuzca bedenini siper ederek ölümüne darbeye meydan okuyan Milletimiz, canı pahasına olsa da tek yürek olmuş Vatanına, Devletine, Seçilmiş Hükümetine sahip çıkmıştır. Bu şerefli Millet Ülkesine, huzuruna kast eden darbeci zihniyete darbesini Allah'ın izniyle indirmiştir. Diktatör denilen adamın, 13 yıllık emeğinin neticesinde, gelin görün ki milleti de diktatör olmuş ve darbeye darbeyle karşılık vermiştir.
Dolayısıyla bu Aziz Millet, Cumhurbaşkanını her halükarda mahcup etmemiştir.
Milli irade meydanları boş bırakmayarak darbe girişimine geçit vermemiştir.
Ülke genelinde yaptığı gösterilerle Seçilmiş Hükümetine ve Reisi Cumhuruna sahip çıkmıştır.
Al-jazeera Televizyonu Haber Spikeri: "Türkler, Vatan ne demek tüm Dünyaya bir gecede öğretti." sözleri bu AsilMilleti ne güzel ifade etmiştir.
Darbecilere darbe indiren şerefli bir Millet ve Ümmetin umudu Türkiye,
Başkumandan Erdoğan’la yeni bir "Diriliş Destanı" yazmıştır. Darbe sürecinde Milletimizin bu dik duruşu, birlik beraberliğimizi perçinlemiş, Seçilmiş Hükümetimizin de elini güçlendirmiştir.
Akif'in dediği gibi:
"Bir zamanlar biz de Millet, hem de nasıl Milletmişiz.
Gelmişiz Dünyaya, "Milliyet nedir" öğretmişiz."
İşte meydanlarımız, bu Milletin göstergesidir.
Allah’ın izni ile Ülkemiz, Devletimiz ve Milletimiz bu badireden güçlenerek çıkacaktır.
Selam ve dua ile...