İdarecilerimiz danışmanlarını da çok dikkatli seçmelidir. Ancak biz yine de Tam İlmihal Saadeti Ebediyye’den de faydalanarak idarecilerimizin seçecekleri Danışmanlarının vasıflarının nasıl olması konusunda hatırlatmalarda bulunalım.
Danışmanlık yapacak kişilerde şu vasıflar aranmalıdır:
1- Anlayışlı ve zeki olmak.
2- Güvenilir olmak.
3- Doğru sözlü olmak.
4- Menfaat peşinde koşmamak.
5- İstişare edilen kişilerle diğer personel arasında düşmanlık olmamak.
6- Geçici arzuları uğrunda koşanlardan olmamak.
7- Kültür ve yetenekleri ile seçkinler arasına yükselmiş kişilerden olmak.
İdareciye yakışan tutum şudur:
Bir insan danışma meclisinde bir fikir ortaya atınca, idareci, mücerret kalıbı ve ifadesi ile hemen onu uygulamamalı, o görüş, toplantıdakilerin hepsi tarafından anlaşılıp, netice düşünüldükten ve gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra uygulanmalıdır.
Üzerinde hiçbir inceleme yapmadan ileriye sürülen fikirleri derhal tatbik etmek, birçok bakımdan mahzurludur. En zayıf görüş, hemen kalbe doğuveren görüştür. En değerli görüş, kalbe doğduktan sonra üzerinde çeşitli inceleme ve yorumlar yapılarak kesin bilgi ile kuvvetlenendir.
İki başlılık ta olmamalı
Başsız olmak kötü olduğu gibi, iki başlı olmak da kötüdür. İki başlı iş, doğru yürümez. Şef, müdürden daha bilgili, daha tecrübeli olsa da, kendi başına emir vermesi yanlış olur. Emir vermekten hoşlanmak, bir hastalıktır. Büyüklerimiz, “İnsanı en son terk eden kötü huy, emretme, şef olma arzusudur. Bu arzu çıkmadan, can çıkmaz” buyurmuştur. Demek ki, şeflik arzusu, son nefese kadar devam ediyor. Bundan çok az kimse kurtulur.
İki âmir, iki baş olmaz. Atalarımız tecrübeleriyle bunu tespit edip, veciz sözlerle bu gerçeği dile getirmişlerdir. Birkaçı şöyledir:
İki kaptan bir gemiyi batırır.
İki cambaz bir ipte oynamaz.
Bir çöplükte iki horoz ötmez.
Yapılacak iş, durumu müdüre bildirmektir. Müdür de, bir çare bulamazsa, ancak o zaman patrona bildirilir. İşlerin iyi yürümesi için, müdür kötü de olsa, herkesin ona itaat etmesi şarttır. Yine atalarımız, “İki kıbleli din olmaz” buyurmuşlardır. İki kıbleye dönülmez demektir. Bir de, “İki el, bir baş içindir” buyuruluyor. “Elemanların, memurların, kötü olsa da, müdüre itaat etmeleri gerekir” demektir.
Bu konuda iki hadis-i şerif meali şöyledir:
“Elleri kesik, sakat bir köle olsa da, amirinize itaat edin!” [Müslim]
“Başı siyah Habeşli bir köle olsa da, amirinize itaat edin!” [Buhari]
Kur’an-ı kerimde de tek ilahın öneminden bahsedilir. Birden fazla ilah olunca, arada anlaşmazlıklar çıkar, kâinatın düzeni bozulur. Bir ayet-i kerime meali şöyledir:
“Eğer her ikisinde [yer ve gökte] Allah’tan başka ilah olsaydı, [aralarındaki ihtilaf yüzünden] yer ve gök harap olup giderdi.” [Enbiya 22]
Allahu Teâlâ idarecilerimizi de bizleri de ameli Salih kullarından eylesin. (Amin)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Müslüm Abacıoğlu
Danışmanın Vasıfları
Muhterem Kardeşlerim…
İdarecilerimiz danışmanlarını da çok dikkatli seçmelidir. Ancak biz yine de Tam İlmihal Saadeti Ebediyye’den de faydalanarak idarecilerimizin seçecekleri Danışmanlarının vasıflarının nasıl olması konusunda hatırlatmalarda bulunalım.
Danışmanlık yapacak kişilerde şu vasıflar aranmalıdır:
1- Anlayışlı ve zeki olmak.
2- Güvenilir olmak.
3- Doğru sözlü olmak.
4- Menfaat peşinde koşmamak.
5- İstişare edilen kişilerle diğer personel arasında düşmanlık olmamak.
6- Geçici arzuları uğrunda koşanlardan olmamak.
7- Kültür ve yetenekleri ile seçkinler arasına yükselmiş kişilerden olmak.
İdareciye yakışan tutum şudur:
Bir insan danışma meclisinde bir fikir ortaya atınca, idareci, mücerret kalıbı ve ifadesi ile hemen onu uygulamamalı, o görüş, toplantıdakilerin hepsi tarafından anlaşılıp, netice düşünüldükten ve gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra uygulanmalıdır.
Üzerinde hiçbir inceleme yapmadan ileriye sürülen fikirleri derhal tatbik etmek, birçok bakımdan mahzurludur. En zayıf görüş, hemen kalbe doğuveren görüştür. En değerli görüş, kalbe doğduktan sonra üzerinde çeşitli inceleme ve yorumlar yapılarak kesin bilgi ile kuvvetlenendir.
İki başlılık ta olmamalı
Başsız olmak kötü olduğu gibi, iki başlı olmak da kötüdür. İki başlı iş, doğru yürümez. Şef, müdürden daha bilgili, daha tecrübeli olsa da, kendi başına emir vermesi yanlış olur. Emir vermekten hoşlanmak, bir hastalıktır. Büyüklerimiz, “İnsanı en son terk eden kötü huy, emretme, şef olma arzusudur. Bu arzu çıkmadan, can çıkmaz” buyurmuştur. Demek ki, şeflik arzusu, son nefese kadar devam ediyor. Bundan çok az kimse kurtulur.
İki âmir, iki baş olmaz. Atalarımız tecrübeleriyle bunu tespit edip, veciz sözlerle bu gerçeği dile getirmişlerdir. Birkaçı şöyledir:
İki kaptan bir gemiyi batırır.
İki cambaz bir ipte oynamaz.
Bir çöplükte iki horoz ötmez.
Yapılacak iş, durumu müdüre bildirmektir. Müdür de, bir çare bulamazsa, ancak o zaman patrona bildirilir. İşlerin iyi yürümesi için, müdür kötü de olsa, herkesin ona itaat etmesi şarttır. Yine atalarımız, “İki kıbleli din olmaz” buyurmuşlardır. İki kıbleye dönülmez demektir. Bir de, “İki el, bir baş içindir” buyuruluyor. “Elemanların, memurların, kötü olsa da, müdüre itaat etmeleri gerekir” demektir.
Bu konuda iki hadis-i şerif meali şöyledir:
“Elleri kesik, sakat bir köle olsa da, amirinize itaat edin!” [Müslim]
“Başı siyah Habeşli bir köle olsa da, amirinize itaat edin!” [Buhari]
Kur’an-ı kerimde de tek ilahın öneminden bahsedilir. Birden fazla ilah olunca, arada anlaşmazlıklar çıkar, kâinatın düzeni bozulur. Bir ayet-i kerime meali şöyledir:
“Eğer her ikisinde [yer ve gökte] Allah’tan başka ilah olsaydı, [aralarındaki ihtilaf yüzünden] yer ve gök harap olup giderdi.” [Enbiya 22]
Allahu Teâlâ idarecilerimizi de bizleri de ameli Salih kullarından eylesin. (Amin)