Eskiler çok iyi bilirler bu yılki gibi bazı seneler Urfa'da yağmur az yağar,kar ise hiç yağmazdı,şehirde yaşayan insanlar içme suyu bulmakta zorlanır ihtiyaçlarını hayatlı evin içindeki kuyulardan karşılarlardı.Çaylarını kuyu suyu ile demler,yemeklerinide bu suyla yapar, çamaşırlarınıda bu suyla yıklarlardı.Velhasıl ölüye de diriyede bu kuyu sularını kullanırlardı.
Kurak geçen senelerde yağmura duyular ihtiyaç nedeniye mahlenin çocukları bir araya gelir tahta çıtalardan veya kamış çöplerinden korkuluk şeklinde bir insan figürü yaparlardı.Çömçe gelinin başı kolları ve ayakları yapılırdı.Yapılan bu küçük ve elden taşınabilir korkuluğa evden getirilen bezlerle bir kadın giyimi yapılırdı.Yapım işi biten çömçe gelini iki çocuk kollarından tutarak havaya kaldırır arkalarındanda mahlenin uşağları ile beraber kapı kapı dolaşırlar yanlarında bulunan torbalara koymak üzere nohut bulgur buğda toplarlardı.
Çömçe gelin ellerinde zuvağ zuvağ gezen çocuklar hepsi bir ağızdan;
Çömçe gelin nar ister Çömçe gelin nar ister
Allah'tan rahmet ister Koç koyun kurban ister
Balıklara yem ister Allah'tan rahmet ister
Ver Allah'ım ver Balıklara yem ister
Bir yağmurlar bir sel Ver Allah'ım ver
Bir yağmurla bir sel
Diyerek kapı kapı dolaşırlardı.Çocukların sesini duyan evin hanımı bağırır 'kız zeley çocuklara bi tas nohut ver'diye seslenirdiHer kapıdan ayrı ayrı topladıklarını torbalara dolduran çocuklar tam gidecekleri zaman damdan kafalarına bir sıtıl su dökülürdü bu da yağmurun yağacağına bir işaret şekli idi .
Nohutlarını buğdaylarını toplayan çocuklar ellerinde çömçe gelinleri ile birlike Halil-ür Rahman'a (Balıklıgöl)gelirlerdi.Toplamış oldukları yemleri avuç avuç balıklara atarlardı.Yaptıkları işin ciddiyetini bilen çocuklar hep birlikte evlerine dönerlerdi.
Çömçe gelin ile ilgili bir türküsünde bu konuyu ne güzel anlatmış kıymetli hemşehrimiz.
Çömçe gelin olasan
Her kapıda durasan
Uşağların elinde
Mahleyi dolanasan
Şimdi yağmur yağsada yağmasada sulama kanalları var ama Allah rahmetini üzerimizden kesmesin.Yıllarca ne yağmurlar yağdı ama hiçbir zaman Halil-ür Rahman gölü bu hale gelmedi.Resmen çamur ve balçık gölü haline gelmiş.Yazık bu değerlere yazık Urfa'nın simgesi bu kutsal mekana bile sahip çıkıp temizlemekten aciziz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mehmet Fethi Göktepe
Çömçe gelin
Eskiler çok iyi bilirler bu yılki gibi bazı seneler Urfa'da yağmur az yağar,kar ise hiç yağmazdı,şehirde yaşayan insanlar içme suyu bulmakta zorlanır ihtiyaçlarını hayatlı evin içindeki kuyulardan karşılarlardı.Çaylarını kuyu suyu ile demler,yemeklerinide bu suyla yapar, çamaşırlarınıda bu suyla yıklarlardı.Velhasıl ölüye de diriyede bu kuyu sularını kullanırlardı.
Kurak geçen senelerde yağmura duyular ihtiyaç nedeniye mahlenin çocukları bir araya gelir tahta çıtalardan veya kamış çöplerinden korkuluk şeklinde bir insan figürü yaparlardı.Çömçe gelinin başı kolları ve ayakları yapılırdı.Yapılan bu küçük ve elden taşınabilir korkuluğa evden getirilen bezlerle bir kadın giyimi yapılırdı.Yapım işi biten çömçe gelini iki çocuk kollarından tutarak havaya kaldırır arkalarındanda mahlenin uşağları ile beraber kapı kapı dolaşırlar yanlarında bulunan torbalara koymak üzere nohut bulgur buğda toplarlardı.
Çömçe gelin ellerinde zuvağ zuvağ gezen çocuklar hepsi bir ağızdan;
Çömçe gelin nar ister Çömçe gelin nar ister
Allah'tan rahmet ister Koç koyun kurban ister
Balıklara yem ister Allah'tan rahmet ister
Ver Allah'ım ver Balıklara yem ister
Bir yağmurlar bir sel Ver Allah'ım ver
Bir yağmurla bir sel
Diyerek kapı kapı dolaşırlardı.Çocukların sesini duyan evin hanımı bağırır 'kız zeley çocuklara bi tas nohut ver'diye seslenirdiHer kapıdan ayrı ayrı topladıklarını torbalara dolduran çocuklar tam gidecekleri zaman damdan kafalarına bir sıtıl su dökülürdü bu da yağmurun yağacağına bir işaret şekli idi .
Nohutlarını buğdaylarını toplayan çocuklar ellerinde çömçe gelinleri ile birlike Halil-ür Rahman'a (Balıklıgöl)gelirlerdi.Toplamış oldukları yemleri avuç avuç balıklara atarlardı.Yaptıkları işin ciddiyetini bilen çocuklar hep birlikte evlerine dönerlerdi.
Çömçe gelin ile ilgili bir türküsünde bu konuyu ne güzel anlatmış kıymetli hemşehrimiz.
Çömçe gelin olasan
Her kapıda durasan
Uşağların elinde
Mahleyi dolanasan
Şimdi yağmur yağsada yağmasada sulama kanalları var ama Allah rahmetini üzerimizden kesmesin.Yıllarca ne yağmurlar yağdı ama hiçbir zaman Halil-ür Rahman gölü bu hale gelmedi.Resmen çamur ve balçık gölü haline gelmiş.Yazık bu değerlere yazık Urfa'nın simgesi bu kutsal mekana bile sahip çıkıp temizlemekten aciziz.