Müslümanlar arasında kutsal sayılan dört tane şehir vardır. Bunlar Mekke, Medine, Kudüs ve Urfa.
Eskiden otobüslerle hac farizasını yerine getirmek için yola çıkan Türk hacı kafileleri ilk önce Urfa’ya gelirlerdi. Burada birkaç gün kaldıktan sonra yola çıkarlardı. Urfa’da peygamberlerin atası Hz.İbrahim (a.s.) doğduğu ve ateşe atıldığı mekanlar gezilir, sabır peygamberi Hz.Eyup (a.s.)’ın çile çektiği sabır mağarasında namaz kılınır, dua edilip şifalı sudan içilirdi. Hz. İsa (a.s.) mendilinin bulunduğu kuyuya uğrayıp buradaki sudan el yüz yıkanıp caminin büyük avlusunda istirahat edilirdi. Urfa’ya uğramadan Hicaz’a gidilmezdi.
İşte bu hac yolculuklarından birinde 40 veya 60 otobüslük Eskişehir-Çıldır Turizm kafilesi Antep’teki dinlenme molasından sonra Urfa’ya doğru yola çıkmak için hareket etmek ister. Otobüs yolcularına ve kaptanlarına Antep halkı “Aman ha şimdi yola çıkmayın. Urfalılar size bir ekmeği 1 liraya satarlar, sizi soyarlar, beş parasız kalırsınız, bir gece daha burada kalın” derler. Kafile başkanı bu isteği kabul etmez ve konvoy Urfa’ya doğru yola çıkar.
İkindi ezanından sonra Urfa’ya varırlar. O zamanlarda şehrimizde bütün yolcuları ağırlayacak kadar otel olmadığından gelen misafirler ortada kalır. Belediye hoparlörlerinden halka Hacca gidecek bir kafilenin şehrimize geldiği ve otellerde yer olmadığı için milletin ortada kaldığı anons edilir.
Urfa’ya bir bomba düşse ancak bu kadar etkili olabilirdi. Urfa’nın misafirperver halkı Hz. İbrahim (a.s.) hemşerileri belediye binasına doğru akın eder. Her Urfalı, hacı adaylarından hükmü kadar misafir alır. Bunların adı soyadları ile birlikte kalacakları ev adresleri belediye yetkililerince deftere kaydedilir, misafirlerini alan Urfalı ev sahipleri büyük sevinç içinde misafirleriyle birlikte evlerine giderler. Her Urfalı elinden geldiğince misafirlerine izzet ve ikramda bulunur. Onları ağırlamak için ne gerekiyorsa yapılır. En güzel, en temiz yataklar misafirler için serilir. Onların rahat etmesi için herkes elinden gelenden fazlasını yapmaya çalışır.
Bütün misafirler evlere yerleştirilince Urfalılardan evine misafir götüremeyenler de otellere gidip oradaki insanları alarak evlerine götürürler. Bir müddet sonra 30-35 yaşlarındaki bir şahıs nefes nefese belediyenin önüne gelir. Sağa bakar, sola bakar, oradaki yetkiliye “Kardaş burada heciler olacağtı” der. Görevli memur da ona “Herkes evlerine yerleştirildi, açıkta kimse kalmadı” diyince olduğu yere çöken adam ağlamaya başlar. “Ben şimdi eve gidip ne deyecağam” diyerek hem ağlar hem söylenir. Adamın durumunu merak eden görevli “Kardaş sen ne iş yapisan” diye sorunca ağlamaktan konuşamayacak duruma gelen adamın verdiği cevap soruyu soran memura duş etkisi yaptırır. “Hamal.”
İşte bu ve bunun gibi o günlerle ilgili pek çok insanın anısı vardır. Hatta hacı adayları hacca gidip hacı olduktan sonra dönüşte Urfa’ya geldiklerinde tekrar mihmandarları tarafından karşılanıp ağırlanmışlardır. Bu olaydan sonra senelerce ev sahipleri ve misafirleri tarafından mektuplaşmalar devam etmiştir. Hatta bu olaydan sonra kız alıp vermeler de olmuştur.
Bu olay ve bu olaydan sonra Urfa’ya gelen hacı adayları ağırlamaları devam etmiş, bu olay senelerce Anadolu’nun birçok şehrinde dilden dile söylenmiş ve anlatılmıştır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mehmet Fethi Göktepe
Çıldır Turzim Veya Urfa’ya Gelen Hac Kafilesi
Müslümanlar arasında kutsal sayılan dört tane şehir vardır. Bunlar Mekke, Medine, Kudüs ve Urfa.
Eskiden otobüslerle hac farizasını yerine getirmek için yola çıkan Türk hacı kafileleri ilk önce Urfa’ya gelirlerdi. Burada birkaç gün kaldıktan sonra yola çıkarlardı. Urfa’da peygamberlerin atası Hz.İbrahim (a.s.) doğduğu ve ateşe atıldığı mekanlar gezilir, sabır peygamberi Hz.Eyup (a.s.)’ın çile çektiği sabır mağarasında namaz kılınır, dua edilip şifalı sudan içilirdi. Hz. İsa (a.s.) mendilinin bulunduğu kuyuya uğrayıp buradaki sudan el yüz yıkanıp caminin büyük avlusunda istirahat edilirdi. Urfa’ya uğramadan Hicaz’a gidilmezdi.
İşte bu hac yolculuklarından birinde 40 veya 60 otobüslük Eskişehir-Çıldır Turizm kafilesi Antep’teki dinlenme molasından sonra Urfa’ya doğru yola çıkmak için hareket etmek ister. Otobüs yolcularına ve kaptanlarına Antep halkı “Aman ha şimdi yola çıkmayın. Urfalılar size bir ekmeği 1 liraya satarlar, sizi soyarlar, beş parasız kalırsınız, bir gece daha burada kalın” derler. Kafile başkanı bu isteği kabul etmez ve konvoy Urfa’ya doğru yola çıkar.
İkindi ezanından sonra Urfa’ya varırlar. O zamanlarda şehrimizde bütün yolcuları ağırlayacak kadar otel olmadığından gelen misafirler ortada kalır. Belediye hoparlörlerinden halka Hacca gidecek bir kafilenin şehrimize geldiği ve otellerde yer olmadığı için milletin ortada kaldığı anons edilir.
Urfa’ya bir bomba düşse ancak bu kadar etkili olabilirdi. Urfa’nın misafirperver halkı Hz. İbrahim (a.s.) hemşerileri belediye binasına doğru akın eder. Her Urfalı, hacı adaylarından hükmü kadar misafir alır. Bunların adı soyadları ile birlikte kalacakları ev adresleri belediye yetkililerince deftere kaydedilir, misafirlerini alan Urfalı ev sahipleri büyük sevinç içinde misafirleriyle birlikte evlerine giderler. Her Urfalı elinden geldiğince misafirlerine izzet ve ikramda bulunur. Onları ağırlamak için ne gerekiyorsa yapılır. En güzel, en temiz yataklar misafirler için serilir. Onların rahat etmesi için herkes elinden gelenden fazlasını yapmaya çalışır.
Bütün misafirler evlere yerleştirilince Urfalılardan evine misafir götüremeyenler de otellere gidip oradaki insanları alarak evlerine götürürler. Bir müddet sonra 30-35 yaşlarındaki bir şahıs nefes nefese belediyenin önüne gelir. Sağa bakar, sola bakar, oradaki yetkiliye “Kardaş burada heciler olacağtı” der. Görevli memur da ona “Herkes evlerine yerleştirildi, açıkta kimse kalmadı” diyince olduğu yere çöken adam ağlamaya başlar. “Ben şimdi eve gidip ne deyecağam” diyerek hem ağlar hem söylenir. Adamın durumunu merak eden görevli “Kardaş sen ne iş yapisan” diye sorunca ağlamaktan konuşamayacak duruma gelen adamın verdiği cevap soruyu soran memura duş etkisi yaptırır. “Hamal.”
İşte bu ve bunun gibi o günlerle ilgili pek çok insanın anısı vardır. Hatta hacı adayları hacca gidip hacı olduktan sonra dönüşte Urfa’ya geldiklerinde tekrar mihmandarları tarafından karşılanıp ağırlanmışlardır. Bu olaydan sonra senelerce ev sahipleri ve misafirleri tarafından mektuplaşmalar devam etmiştir. Hatta bu olaydan sonra kız alıp vermeler de olmuştur.
Bu olay ve bu olaydan sonra Urfa’ya gelen hacı adayları ağırlamaları devam etmiş, bu olay senelerce Anadolu’nun birçok şehrinde dilden dile söylenmiş ve anlatılmıştır.