Gazetecilik çok kolaylaştı artık... Bilişim çağında teknoloji devrimi sadece modern baskı araçları ya da sınırları aşan ileri teknoloji haber kaynaklarıyla medyanın işini kolaylaştırmadı...
Aynı zamanda bilgisayar ve internetin kavuşmasıyla ortaya çıkan bilgi ağı, gazetecilik için yeni bir çağ başlattı...
Velhasıl her şey dijital artık... Çünkü internet gazeteciliği diye bir alan geliştirildi ki, milyonlarca insan artık gazete almak için bayilere gitmiyor...
Cep telefonuyla dünyanın her tarafındaki yayın organlarına ulaşılınca ve iletişim teknolojisi medyada olağanüstü bir devrim yaratınca, sadece gazetecilerin bilgiye- belgeye ulaşımı değil, okurların habere ulaşımı da olağanüstü biçimde kolaylaştı...
Bu ülkede artık kütüphaneye giden bile kalmazken, gazetelerin arşivine inen muhabirler de olmuyor...
Çünkü dijital dünyada bilgiye ulaşım kolaylığı aynı zamanda araştırmacı gazeteciliği de ortadan kaldıracak hale geldi ki, bu da teknolojinin her zaman tek başına işe yaramadığının göstergesi...
Bu arada her şey internette... Herkesin biyografisi- fotoğrafı, kimin nerede ne yaptığı, kimin daha önce ne söylediği- sonra nasıl kıvırdığı, kimin hangi karanlık işbirlikçi- rantiye çevreleriyle ilişkisinin olduğu sadece internetin o uçsuz bucaksız kuytularındaki belgelerle deşifre oluyor...
Çünkü insanlar artık bir arama motoruna yazdıkları tek sözcükle her bilgiye kolaylıkla ulaşabiliyor, her fotoğrafı önlerine getirebiliyor ve her çarpıklığı ve çelişkiyi de anında deşifre edebiliyor...
Skandallar hafızalarda...
----------------------------
Siyasetçilerin az mı yanlışları- skandalları- çelişkileri saklanıyor internette...
Örneğin AKP lideri Erdoğan'ın boğazda köprü yapımından ağaç kesimine, fakirlikten belediye hizmetlerine kadar 25 yıl önce söyledikleriyle bugünkü söylemleri arasındaki uçurumu yan yana getiren tek güç de işte internetin mecrası...
Bir de medyacılar var ki, kimin nereye savrulduğu kolayca deşifre oluyor...
Bir bakıyorsunuz düne kadar FETÖ'ya- cemaatlere- tarikatlara övgü yağdıran AKP kalemşörleri, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden itibaren Fethullah Gülen düşmanı kesilmişler...
Peki; adına "açılım ve çözüm süreci" denilen gaflet ve ihanet döneminde sadece Öcalan'a değil, PKK terör örgütüne de övgü yağdıran AKP'li medyacılarla onları destekleyen siyasilere ne demeli?..
Öcalan'ı kahraman ilan edenler mi, yoksa "açılım"ı bir zafer olarak gösterenler mi?..
Kendini sosyalist diye pazarlarken, solculuğa ihanet eden ve bütün beceriksizliğini- çapsızlığını- hırsızlığını bu tanımlamayla kapatmaya çalışan zavallı medyacıların Atatürk'e-Kemalizme Twitter üzerinden geçmişteki saldırıları internette dururken, "muhalif" geçinen televizyon ekranlarında (Atatürk sömürüsü yaparak)
Atatürkçülere ambargo uygulamaları arşivlerde saklı rezillikler değil de, nedir?..
Yazının başında bilgi çağının teknolojik devrimi, internet ve bilgisayarın buluşması ile olaylara-insanlara- haberlere ve en çok da belgeye ulaşımı kolaylaştırdı dedik ya; toplumun bir kesiminin "Google amca" dediği bir arama motoru var ki, oraya yazılan tek sözcük her şeyi deşifre etmeye yetiyor...
Peki, AKP'nin iktidarda olduğu son 20 yılda, internetin o sonsuz mecrasında en çok alan kapatan tartışma nedir sizce?.. Hiç kuşkusuz yolsuzluklar...
Google'a "yolsuzluk" yazdığınızda karşınızda en çok "ihale rezaletleri" çıkıyor... Ve tabi ki başlıklar hiç değişmiyor;
Siyaset-medya-toplum Türkiye'de yaşanan olayları hızlıca unutsa da, internetin o müthiş hafızası köşede bucakta kalmış en küçük bilgiyi- belgeyi-fotoğrafı- videoyu Demokles'in kılıcı gibi beyninde tutmaya devam ediyor!..
İşte toplumun işsizlik, pahalılık ve sefalet üçgeninde geçim sıkıntısı ve sosyal bunalım yaşadığı dönemde,
hele de konu "ihale- yolsuzluk- vurgun- rezalet-skandal" olunca, internetin sonu olmayan bilgi dağarcığına her gün yenileri ekleniyor...
İşte CHP lideri Kılıçdaroğlu, önceki gün yine AKP ve ihale ilişkisine dikkat çekerken, iktidara yakın 5 müteahhite son 18 yılda 203 milyar liralık ihale verildiğini söyledi.. Kılıçdaroğlu sadece ihale çarkını deşifre etmedi, aynı zamanda iktidardan beslenen ve siyaset- rantiye çarkında köşeyi dönenlerin milyarlarca doları yurt dışına kaçırdığına da dikkat çekti...
Peki; internet devriminin bilgiye ulaşımı, gazeteciliği- araştırmacılığı- arşivciliği kolaylaştırdığı bir dönemde, medyacılar ve siyasiler bilgi çağının gücüyle olayların üzerine neden ısrarla gitmiyorlar?..
Bir kez daha vurgulayalım ki, gazetecilikte aslolan "fikri takip" çöpe atılmıştır...
Soralım o halde; araştırmacı gazeteciliğin tarihe karıştığı bir dönemde, (yandaş medyanın da katkısıyla) yaratılan gündem karambolünde Kılıçdaroğlu'nun "203 milyarlık ihaleyi yandaşlara verdiler" şeklindeki sarsıcı açıklaması Google arşivinde mi kalacak, yoksa birileri üzerine mi gidecek?..
Sözümüz sadece medyaya değil, siyasilere ve aynı zamanda yargı mensuplarına...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mehmet Faraç
Bilgi çağı, arşiv ve suskunluk!!!
Gazetecilik çok kolaylaştı artık... Bilişim çağında teknoloji devrimi sadece modern baskı araçları ya da sınırları aşan ileri teknoloji haber kaynaklarıyla medyanın işini kolaylaştırmadı...
Aynı zamanda bilgisayar ve internetin kavuşmasıyla ortaya çıkan bilgi ağı, gazetecilik için yeni bir çağ başlattı...
Velhasıl her şey dijital artık... Çünkü internet gazeteciliği diye bir alan geliştirildi ki, milyonlarca insan artık gazete almak için bayilere gitmiyor...
Cep telefonuyla dünyanın her tarafındaki yayın organlarına ulaşılınca ve iletişim teknolojisi medyada olağanüstü bir devrim yaratınca, sadece gazetecilerin bilgiye- belgeye ulaşımı değil, okurların habere ulaşımı da olağanüstü biçimde kolaylaştı...
Bu ülkede artık kütüphaneye giden bile kalmazken, gazetelerin arşivine inen muhabirler de olmuyor...
Çünkü dijital dünyada bilgiye ulaşım kolaylığı aynı zamanda araştırmacı gazeteciliği de ortadan kaldıracak hale geldi ki, bu da teknolojinin her zaman tek başına işe yaramadığının göstergesi...
Bu arada her şey internette... Herkesin biyografisi- fotoğrafı, kimin nerede ne yaptığı, kimin daha önce ne söylediği- sonra nasıl kıvırdığı, kimin hangi karanlık işbirlikçi- rantiye çevreleriyle ilişkisinin olduğu sadece internetin o uçsuz bucaksız kuytularındaki belgelerle deşifre oluyor...
Çünkü insanlar artık bir arama motoruna yazdıkları tek sözcükle her bilgiye kolaylıkla ulaşabiliyor, her fotoğrafı önlerine getirebiliyor ve her çarpıklığı ve çelişkiyi de anında deşifre edebiliyor...
Skandallar hafızalarda...
----------------------------
Siyasetçilerin az mı yanlışları- skandalları- çelişkileri saklanıyor internette...
Örneğin AKP lideri Erdoğan'ın boğazda köprü yapımından ağaç kesimine, fakirlikten belediye hizmetlerine kadar 25 yıl önce söyledikleriyle bugünkü söylemleri arasındaki uçurumu yan yana getiren tek güç de işte internetin mecrası...
Bir de medyacılar var ki, kimin nereye savrulduğu kolayca deşifre oluyor...
Bir bakıyorsunuz düne kadar FETÖ'ya- cemaatlere- tarikatlara övgü yağdıran AKP kalemşörleri, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden itibaren Fethullah Gülen düşmanı kesilmişler...
Peki; adına "açılım ve çözüm süreci" denilen gaflet ve ihanet döneminde sadece Öcalan'a değil, PKK terör örgütüne de övgü yağdıran AKP'li medyacılarla onları destekleyen siyasilere ne demeli?..
Öcalan'ı kahraman ilan edenler mi, yoksa "açılım"ı bir zafer olarak gösterenler mi?..
Kendini sosyalist diye pazarlarken, solculuğa ihanet eden ve bütün beceriksizliğini- çapsızlığını- hırsızlığını bu tanımlamayla kapatmaya çalışan zavallı medyacıların Atatürk'e-Kemalizme Twitter üzerinden geçmişteki saldırıları internette dururken, "muhalif" geçinen televizyon ekranlarında (Atatürk sömürüsü yaparak)
Atatürkçülere ambargo uygulamaları arşivlerde saklı rezillikler değil de, nedir?..
Yazının başında bilgi çağının teknolojik devrimi, internet ve bilgisayarın buluşması ile olaylara-insanlara- haberlere ve en çok da belgeye ulaşımı kolaylaştırdı dedik ya; toplumun bir kesiminin "Google amca" dediği bir arama motoru var ki, oraya yazılan tek sözcük her şeyi deşifre etmeye yetiyor...
Peki, AKP'nin iktidarda olduğu son 20 yılda, internetin o sonsuz mecrasında en çok alan kapatan tartışma nedir sizce?.. Hiç kuşkusuz yolsuzluklar...
Google'a "yolsuzluk" yazdığınızda karşınızda en çok "ihale rezaletleri" çıkıyor... Ve tabi ki başlıklar hiç değişmiyor;
"İhale skandalı", "ihale vurgunu", "ihale rezaleti", "ihale oyunu!.."
Kılıçdaroğlu'nun çığlığı!..
----------------------------------
Siyaset-medya-toplum Türkiye'de yaşanan olayları hızlıca unutsa da, internetin o müthiş hafızası köşede bucakta kalmış en küçük bilgiyi- belgeyi-fotoğrafı- videoyu Demokles'in kılıcı gibi beyninde tutmaya devam ediyor!..
İşte toplumun işsizlik, pahalılık ve sefalet üçgeninde geçim sıkıntısı ve sosyal bunalım yaşadığı dönemde,
hele de konu "ihale- yolsuzluk- vurgun- rezalet-skandal" olunca, internetin sonu olmayan bilgi dağarcığına her gün yenileri ekleniyor...
İşte CHP lideri Kılıçdaroğlu, önceki gün yine AKP ve ihale ilişkisine dikkat çekerken, iktidara yakın 5 müteahhite son 18 yılda 203 milyar liralık ihale verildiğini söyledi.. Kılıçdaroğlu sadece ihale çarkını deşifre etmedi, aynı zamanda iktidardan beslenen ve siyaset- rantiye çarkında köşeyi dönenlerin milyarlarca doları yurt dışına kaçırdığına da dikkat çekti...
Peki; internet devriminin bilgiye ulaşımı, gazeteciliği- araştırmacılığı- arşivciliği kolaylaştırdığı bir dönemde, medyacılar ve siyasiler bilgi çağının gücüyle olayların üzerine neden ısrarla gitmiyorlar?..
Bir kez daha vurgulayalım ki, gazetecilikte aslolan "fikri takip" çöpe atılmıştır...
Soralım o halde; araştırmacı gazeteciliğin tarihe karıştığı bir dönemde, (yandaş medyanın da katkısıyla) yaratılan gündem karambolünde Kılıçdaroğlu'nun "203 milyarlık ihaleyi yandaşlara verdiler" şeklindeki sarsıcı açıklaması Google arşivinde mi kalacak, yoksa birileri üzerine mi gidecek?..
Sözümüz sadece medyaya değil, siyasilere ve aynı zamanda yargı mensuplarına...