“Ben terörist değilim” bu söz izlemiş olduğum filmin ana temasını içeriyordu. Film, 11 Eylül ikiz kulelere yapılan saldırıları, sonrasında dünya Müslümanların hayatında gerçekleşen değişiklikleri, yapılan baskıları ve en önemlisi terörist damgası suçlamalarıyla karşı karşıya kalmaları neticesinde yaşadıkları sıkıntıları konu almıştı. Müslüman kimliği taşıyan birinin şu sözleri filme damgasını vurur. “Ben terörist değilim”. Bu söz Müslümanların yaşadığı mağduriyeti ne güzelde ifade eder.

11 Eylül 2001 senaryosunun 2. sahnesi 2015 de Charlie Hebdo katliamıyla bir kez daha açılır.

Yer Fransa. Yapılan saldırıyla ikinci kez İslami fobiyi hortlatmak için fitil ateşlenir. Yıllar önce 11 Eylül saldırısı, nasıl Müslümanlara karşı nefret suçunu artırdıysa, şu an aynısı hatta daha fazlasıyla Müslümanlar karşı karşıyadır. Çünkü her Müslüman El-Kaidenin yanında IŞİD olmakla da suçlanmaktadır. Bu Avrupa’nın göbeğinde özellikle Fransa da yaşayan Müslümanlar için risk oluşturmaktadır. Müslüman halk, batılı devletlerde yaşam mücadelesi artık güven içinde değildir. Başbakan Sayın Davutoğlu bu nedenledir ki, teröre karşı Fransa’nın yanında yer alarak yürüyüşe katılmış ve bu davranışıyla Müslüman kimliğini taşıyan bir lider olarak, dünya Müslüman halkına sahip çıkmış ve “Biz Terörist değiliz” mesajını dünyaya vermiştir.

12 karikatürist için dünya devletlerinin bir araya gelip liderlerinin teröre karşı yürümesini anlamlı bulabiliriz; lakin Müslüman kanına doymak bilmeyen NetanYUH’ lar gibilerinin safın başında yer alması birçok anlamı kendinde barındırmaktadır.

12 karikatürist için dünya ayaklanır; ama gelin görün ki milyonlarca Müslüman’ın katledilmesine dünya seyirci kalır. Buradan anlaşılan şudur ki, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi Müslümanlar hariç herkesimi kapsamaktadır.

 12 karikatüristi vuranlar, bu zihniyetten bağımsız değildir. Eğer saldırı iddia edildiği gibi, Eylül 2012 de peygamberimize hakaret içerikli karikatürler sebepse; neden 3 yıl beklenilmiştir. Amaç islamifobiayı hortlatıp, Müslümanları hedef yapmaktır.

Dönelim Amerika’ya. 11 Eylül 2001 tarihinde ikiz kulelere yapılan saldırıyla Ortadoğu’ya savaş ilan edilir. Neticesinde 125 Bin Iraklı,35 Bin Pakistanlı,12 Bin Afganistanlı hayatını kaybeder. İsrail kadın, çocuk demeden, denenmemiş silahlarla, misket bombalarıyla 2 Bin 700 Filistinliyi katleder ve kutsal mabedimiz Mescidi Aksayı da tarumar eder. Budistler de 60 milyon Müslüman’ı hunharca ateş kuyularına atarak, derilerini soyarak en ağır soykırımları yapar. Müslümanları öldüren onlardır, tetikçiler onlardan, yakan, yıkan, ülkeleri tarumar edenler yine onlardır. Ama içlerinden hiç kimse dönüp Hıristiyanlar, Yahudiler, Budistler teröristtir demez. Yalnız 11 Eylül saldırısıyla tüm “Müslümanlar terörist” ilan edilir.

Hz Ali’nin buyurduğu gibi;

 “Önce hakkı öğren. Sonra kimin haklı olduğunu öğrenirsin”. (Hz. Ali)

Onların zulümleri hak(ç)lı olacak, batıl(ı) devlet liderlerine ve dinlerine faturalanmayacak. Ama ölen onlardan olunca İslam barbar dini, Müslümanlarsa terörist sayılacak.

İşte gerçek. Küfür tek millettir. Bu Müslümanlar için düzenlenen bir intikam senaryosudur. Bu barış, huzur, kurtuluş ve saadet dini İslam’ın adını karalamaya yönelik düzenlenmiş bir oyundur. Bu oyunu hazırlayanlar Müslüman kanına doymamış vampirlerdir. Uluslararası arenada Müslüman kanı dökmek için bahane üretenlerdir.  İslam düşmanlığını kışkırtanlar, radikal dinci eylemleri terörize edenler, İslami fobiyi yayarak Müslümanlara terörist adı altında hedef tahtası haline getiren yamyamlardır.

Rabbimiz! Bizden öncekiler yüklediğin gibi bize ağır yük yükleme.

Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği ağır işlerde yükleme. Bizi affet. Bizi bağışla. Bize acı.

Sen bizim Mevla’mızsın. Kafir topluluğuna karşı bize yardım et.(Amin)

Selam ve dua ile…