Tuzakta beklerken bu iki avcı, bir delikten çıkan tavşanın peşine düşmüşler
Can havli ile. Tavşan kaçarken avcılardan, hayvan zıpladı küçük bir çaydan
‘’Kuyruğu suya değdi ‘’dedi birisi diğeri ‘’değmedi ‘’dedi, değdi değmedi…
Başladılar tartışmaya. Tavşanın kuyruğu suya değdi mi değmedi mi? Mesele mühimdi!
‘’Devlet meselesiydi sanki tavşan kuyruğu’’ tavşan kaçmıştı ama onlar tartıştılar!
Değdi değmedi hadisesi o kadar önemliydi ki söz bitti bu kez silahlar konuştu.
Aşiretler toplandı o yıl yüzlerce genç öldü tavşanın kuyruğu mevzusu nedeniyle!
Bizim meselemiz tavşan kuyruğu değil Celalettin Güvenç başkanımız asıl mesele…
Sizin duruşunuz ve hizmetiniz üzerinden on bir ay geçti ama ne tas var ne tarak…’’ Kalan dört yıl’’
Vicdanen… Vali iken çok iyi idiniz… İnsan olarak da mükemmelsiniz buna söz yok…
Lakin Belediye başkanı olarak sınıfta kalıyorsunuz. Bu duruşunuz Urfa ya çok şey kaybettiriyor.
Sınır memleketiyiz, anladık. Suriye yalnız bizim kardeşimiz mi? Her gelen bize geliyor
Ankara dört yüz kişi…
İstanbul dört yüz kişi…
Antep bin iki yüz kişi…
Antalya yüzlerce kişi…
Bunlar basına yansıyanlar birde el altından gönderilenler var…
Burası kimsenin babasının çiftliği değil! Elbette bu şehir, Suriyelinin kardeşi…
İnkâr edilmez, düşene el atmak bize yakışır. Biz Hz. İbrahim’in hemşerisiyiz…
Fakat sosyoloji ve ekonomik değerlerimiz çöktü… Hani önlem paket ayrıcalığı…
Kuma, zina çoğaldı. İşsiz gençler ha bire uyuşuyor! kim kimdir beli değil…
Suriye plakalı araçlar çoğaldı, plakaları okuyan var mı? biri bize çarpsa;
Kadere mi yükleyeceğiz? bu nasıl bir devrandır ki her kes sus pus yahu!
Alın radikal kararları da halk hizmet görsün…
Kasabı marangoz atölyesine, marangoz ustasını da mezbaha neye göndermeyin!
Ehline iş verin artık varsa, yalakalardan vazgeçin bunlarla yol gidilmez ki dost acı söyler…
Tavşan kuyruğunu boş verin. He ya biz dedik ferasetinize ve hak adına acıda olsa…
İster gül atarsınız ister diken Gülde bizim dikende hoş kalın hoşça kalın… Dualarımızla…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bilal BEBE
Başkan! Tavşanın kuyruğu suya değdi mi?
Selam dostlar
Hey gözünü sevdiğim demokrasisi hayattaki düzende ne kadar da şirinsin…
Lakin demokrasi, sende adaptan zerre bendede sabır- u sükûttan eser yok…
Evet, İki yoktan ne çıkar gel beraber olalım ‘’birde böyle demokrasi var’’…
Anladınız mı? Yok diyorsanız notasıyla, izanı misaliyle anlatalım efendim…
Hikâye bu ya Şanlıurfa’nın tanınmış iki ayrı eşirinden iki dost, arkadaş varmış…
Bunlar belirli zaman periyotlarında an be an ava çıkarlarmış hoş bahar zamanları…
Yine zamanın bir anında av partisine karar vermişler ve başlamışlar ava…
Dağlarda ceylanı derelerde tavşanı… Başlamışlar kollamaya kovalamaya.
Tuzakta beklerken bu iki avcı, bir delikten çıkan tavşanın peşine düşmüşler
Can havli ile. Tavşan kaçarken avcılardan, hayvan zıpladı küçük bir çaydan
‘’Kuyruğu suya değdi ‘’dedi birisi diğeri ‘’değmedi ‘’dedi, değdi değmedi…
Başladılar tartışmaya. Tavşanın kuyruğu suya değdi mi değmedi mi? Mesele mühimdi!
‘’Devlet meselesiydi sanki tavşan kuyruğu’’ tavşan kaçmıştı ama onlar tartıştılar!
Değdi değmedi hadisesi o kadar önemliydi ki söz bitti bu kez silahlar konuştu.
Aşiretler toplandı o yıl yüzlerce genç öldü tavşanın kuyruğu mevzusu nedeniyle!
Bizim meselemiz tavşan kuyruğu değil Celalettin Güvenç başkanımız asıl mesele…
Sizin duruşunuz ve hizmetiniz üzerinden on bir ay geçti ama ne tas var ne tarak…’’ Kalan dört yıl’’
Vicdanen… Vali iken çok iyi idiniz… İnsan olarak da mükemmelsiniz buna söz yok…
Lakin Belediye başkanı olarak sınıfta kalıyorsunuz. Bu duruşunuz Urfa ya çok şey kaybettiriyor.
Sınır memleketiyiz, anladık. Suriye yalnız bizim kardeşimiz mi? Her gelen bize geliyor
Ankara dört yüz kişi…
İstanbul dört yüz kişi…
Antep bin iki yüz kişi…
Antalya yüzlerce kişi…
Bunlar basına yansıyanlar birde el altından gönderilenler var…
Burası kimsenin babasının çiftliği değil! Elbette bu şehir, Suriyelinin kardeşi…
İnkâr edilmez, düşene el atmak bize yakışır. Biz Hz. İbrahim’in hemşerisiyiz…
Fakat sosyoloji ve ekonomik değerlerimiz çöktü… Hani önlem paket ayrıcalığı…
Kuma, zina çoğaldı. İşsiz gençler ha bire uyuşuyor! kim kimdir beli değil…
Suriye plakalı araçlar çoğaldı, plakaları okuyan var mı? biri bize çarpsa;
Kadere mi yükleyeceğiz? bu nasıl bir devrandır ki her kes sus pus yahu!
Alın radikal kararları da halk hizmet görsün…
Kasabı marangoz atölyesine, marangoz ustasını da mezbaha neye göndermeyin!
Ehline iş verin artık varsa, yalakalardan vazgeçin bunlarla yol gidilmez ki dost acı söyler…
Tavşan kuyruğunu boş verin. He ya biz dedik ferasetinize ve hak adına acıda olsa…
İster gül atarsınız ister diken Gülde bizim dikende hoş kalın hoşça kalın… Dualarımızla…