AK Parti’de ne zaman İYİ Parti konusu gündeme gelse, “Devlet Bahçeli ne der” sorusu soruluyordu. İYİ Parti, MHP’den ayrılanların kurduğu bir parti olduğu için, Devlet Bahçeli’nin rezervi gündeme gelirdi.
MHP Lideri Bahçeli’nin, Meral Akşener’e yaptığı “Evinedön” çağrısının bir de AK Parti’yi ilgilendiren yüzü vardı. Böylece Bahçeli’nin Meral Akşener’e karşı bir rezervi olmadığı ya da kaldırdığı ortaya çıktı. Böylece AK Parti’nin de elini rahatlattı.
Bahçeli’nin “Evine dön” çağrısı İYİ Parti’de bıçak sırtı bir durum olarak algılandı. Hem “MHP’ye ve cumhur ittifakına dön”, hem de “Artık bu işi bırak, evine git” şeklinde. O nedenle Akşener başta olmak üzere İYİ Parti yöneticilerinin Bahçeli’nin çağrısına yaklaşımları pozitif olmadı. Bahçeli onlara bir pas attı ama onlar topu taca atmak için yarışa girdiler. Cumhur ve millet ittifakında kendilerini kilit parti konumuna getirecek bir pozisyonu da ellerinin tersiyle itmiş oldular. CHP ve HDP’nin aksine, Ayasofya’nın açılışını destekleyen, Ayasofya’yı ziyaret ettikten sonra “Çok mutlu oldum” diyen Akşener’e, “Senin yerin Ayasofya’ya karşı çıkanların yanı değil, Ayasofya’yı açanların yeri” diye çiçek attı. Aslında Bahçeli, “Ayasofya ittifakı” önerdi. Akşener birçok haksızlığa maruz kaldı. Bir kadının kaldıramayacağı ithamlara muhatap oldu. Ama belli ki Bahçeli’nin önerisiyle yeni bir sayfa açılmak istendi. İYİ Parti bunu kabul eder ya da etmez. O ayrı ama İYİ Parti, sırtında HDP ve CHP yükünü taşımak yerine, muhalefette kendine yeni bir kulvar açabilirdi. “İktidarın doğrularına destek, yanlışlarını ise eleştirmek suretiyle” siyasette başvurulan bir adres konumuna getirebilirdi. “Akil siyaset” pozisyonunu üstlenebilirdi. Bahçeli’nin önerisine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın destek vermesi, İYİ Parti’nin bu öneriyi yeniden değerlendirmesine neden olmalı. Çünkü burada Akşener’e “Siyaseti bırak, evine dön” diyen yoktur. Zaten siyasetçiyi evine ancak millet gönderir. Ama burada daha çok bir ittifak çağrısı olduğu anlaşılıyor. O nedenle İYİ Partililerin telaşla değil, biraz sabırla hareket edip bir sonraki adımı gördükten sonra değerlendirme yapmaları daha yararlı olur. Çünkü Bahçeli bunu bir adım daha ileriye götürebilir. Siyasi hedefi daha net anlaşılabilir yeni bir çağrı yapabilir.
İYİ Parti, yakaladığı siyasetin kilit partisi rolünü iyi değerlendirmeli. Bir sonraki adımı görmeden kapıları kapatmakla, kendini CHP ve HDP ile ittifaka mahkûm konumuna düşürebilir.
İNCE’Yİ HAİN İLAN EDERLER
MUHARREMİnce’nin CHP’den ayrılıp parti kuracağı haberleri üzerine Kılıçdaroğlu’ndan ziyade CHP’ye yakın medya rahatsız oldu. Muharrem İnce’nin ikna edilmesi için Kılıçdaroğlu’ndan daha çok çaba sarf etmeye başladılar. Tabii AK Parti gidiyor, Erdoğan tasfiye oluyor, aslan sosyal demokratlar İYİ Parti’nin, Saadet Partisi’nin, HDP’nin, Abdullah Gül’ün, Ahmet Davutoğlu’nun, Ali Babacan’ın desteğiyle iktidara geliyor kurgusu bozulduğu için Muharrem İnce’ye kızgınlar. Şimdilik İnce’ye tünelden önceki son çıkışı göstermeye çalışıyorlar. İkna oldu oldu, olmadı bir adım sonrasını söyleyeyim: Davutoğlu ve Babacan’ı demokrasi kahramanı ilan edenler, sıra Muharrem İnce’ye gelince bir bölen mi demeyecekler, solun iktidarını engelleyen adam mı ilan etmeyecekler, hain damgasını mı vurmayacaklar... Hele Muharremİnce yola bir çıksın, göreceğiz bunların demokrasi sevdalarını.
AK Parti’yi bölersen demokrasi kahramanı olursun, CHP’den ayrılırsan bir bölen olursun.
Nereden mi biliyorum? Bakmayın şimdi Ecevit’e methiyeler dizmelerine. CHP’nin karşısına DSP’yi kurdu diye Ecevit’in adını “bir bölen” koymuşlardı. Muharrem İnce’yi de yakında “hain” ilan ederler.
KILIÇDAROĞLU’NUN MUHARREM İNCE STRATEJİSİ
KIlıçdaroğlu, kurultaydan sonra MYK üyelerini belirledi. Takımını korudu. Selin Sayek Böke ve Ali Öztunç gibi birkaç isabetli isimle takviye etti. PM’ye giremeyen Tuncay Özkan’ı ve Ünal Çeviköz’ü ise danışman olarak değerlendirip değerlendirmeyeceği merak ediliyor. Kılıçdaroğlu, anahtar listesine aldığı başörtülü avukat Sevgi Kılıç’ı ise şimdilik PM’de tutmayı tercih etti. Kurultayın ardından başlayan “Kemalistler, ulusalcılar, cumhuriyetçiler dışlanıyor” şeklinde eleştirilerin olduğu bir dönemde başörtülü Sevgi Kılıç’ı genel başkan yardımcısı yapmayı göze alamadı. Sevgi Kılıç sadece başörtülü olduğu için PM’ye giren bir isim değil, sıkı bir CHP’li ve donanımlı birisi. Zaten teşkilatta “atom karınca” deniliyormuş.
Kılıçdaroğlu A takımını korudu ama partisini koruyabilecek mi belli değil. Çünkü Muharrem İnce yarın siyasi yürüyüşünü başlatıyor. Hem de CHP’de tartışmaya yol açacak bir belge açıklayarak.
Kılıçdaroğlu’nun Muharrem İnce stratejisi belli oldu. Ne “Kal” diyecek, ne “Git” diyecek. Ancak İnce’nin artık CHP’de uzun süre kalamayacağını düşünüyorlar. Muharrem İnce’ye bu kez “Gitme kal” dediklerinde, işi siyasi blöfe dönüştüreceğini düşünüyorlar. Ama bence Muharrem İnce işini hafife alıyorlar. CHP uzun süredir ilk kez bir bölünme sendromunu yaşayacak. İkinci olarak, İnce en çok CHP’nin altını oyar. Çünkü o mahalleye hitap edecek.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir SELVİ
Bahçeli’nin çağrısı ve İYİ Parti
AK Parti’de ne zaman İYİ Parti konusu gündeme gelse, “Devlet Bahçeli ne der” sorusu soruluyordu. İYİ Parti, MHP’den ayrılanların kurduğu bir parti olduğu için, Devlet Bahçeli’nin rezervi gündeme gelirdi.
MHP Lideri Bahçeli’nin, Meral Akşener’e yaptığı “Evine dön” çağrısının bir de AK Parti’yi ilgilendiren yüzü vardı. Böylece Bahçeli’nin Meral Akşener’e karşı bir rezervi olmadığı ya da kaldırdığı ortaya çıktı. Böylece AK Parti’nin de elini rahatlattı.
Bahçeli’nin “Evine dön” çağrısı İYİ Parti’de bıçak sırtı bir durum olarak algılandı. Hem “MHP’ye ve cumhur ittifakına dön”, hem de “Artık bu işi bırak, evine git” şeklinde. O nedenle Akşener başta olmak üzere İYİ Parti yöneticilerinin Bahçeli’nin çağrısına yaklaşımları pozitif olmadı. Bahçeli onlara bir pas attı ama onlar topu taca atmak için yarışa girdiler. Cumhur ve millet ittifakında kendilerini kilit parti konumuna getirecek bir pozisyonu da ellerinin tersiyle itmiş oldular. CHP ve HDP’nin aksine, Ayasofya’nın açılışını destekleyen, Ayasofya’yı ziyaret ettikten sonra “Çok mutlu oldum” diyen Akşener’e, “Senin yerin Ayasofya’ya karşı çıkanların yanı değil, Ayasofya’yı açanların yeri” diye çiçek attı. Aslında Bahçeli, “Ayasofya ittifakı” önerdi. Akşener birçok haksızlığa maruz kaldı. Bir kadının kaldıramayacağı ithamlara muhatap oldu. Ama belli ki Bahçeli’nin önerisiyle yeni bir sayfa açılmak istendi. İYİ Parti bunu kabul eder ya da etmez. O ayrı ama İYİ Parti, sırtında HDP ve CHP yükünü taşımak yerine, muhalefette kendine yeni bir kulvar açabilirdi. “İktidarın doğrularına destek, yanlışlarını ise eleştirmek suretiyle” siyasette başvurulan bir adres konumuna getirebilirdi. “Akil siyaset” pozisyonunu üstlenebilirdi. Bahçeli’nin önerisine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın destek vermesi, İYİ Parti’nin bu öneriyi yeniden değerlendirmesine neden olmalı. Çünkü burada Akşener’e “Siyaseti bırak, evine dön” diyen yoktur. Zaten siyasetçiyi evine ancak millet gönderir. Ama burada daha çok bir ittifak çağrısı olduğu anlaşılıyor. O nedenle İYİ Partililerin telaşla değil, biraz sabırla hareket edip bir sonraki adımı gördükten sonra değerlendirme yapmaları daha yararlı olur. Çünkü Bahçeli bunu bir adım daha ileriye götürebilir. Siyasi hedefi daha net anlaşılabilir yeni bir çağrı yapabilir.
İYİ Parti, yakaladığı siyasetin kilit partisi rolünü iyi değerlendirmeli. Bir sonraki adımı görmeden kapıları kapatmakla, kendini CHP ve HDP ile ittifaka mahkûm konumuna düşürebilir.
İNCE’Yİ HAİN İLAN EDERLER
MUHARREM İnce’nin CHP’den ayrılıp parti kuracağı haberleri üzerine Kılıçdaroğlu’ndan ziyade CHP’ye yakın medya rahatsız oldu. Muharrem İnce’nin ikna edilmesi için Kılıçdaroğlu’ndan daha çok çaba sarf etmeye başladılar. Tabii AK Parti gidiyor, Erdoğan tasfiye oluyor, aslan sosyal demokratlar İYİ Parti’nin, Saadet Partisi’nin, HDP’nin, Abdullah Gül’ün, Ahmet Davutoğlu’nun, Ali Babacan’ın desteğiyle iktidara geliyor kurgusu bozulduğu için Muharrem İnce’ye kızgınlar. Şimdilik İnce’ye tünelden önceki son çıkışı göstermeye çalışıyorlar. İkna oldu oldu, olmadı bir adım sonrasını söyleyeyim: Davutoğlu ve Babacan’ı demokrasi kahramanı ilan edenler, sıra Muharrem İnce’ye gelince bir bölen mi demeyecekler, solun iktidarını engelleyen adam mı ilan etmeyecekler, hain damgasını mı vurmayacaklar... Hele Muharrem İnce yola bir çıksın, göreceğiz bunların demokrasi sevdalarını.
AK Parti’yi bölersen demokrasi kahramanı olursun, CHP’den ayrılırsan bir bölen olursun.
Nereden mi biliyorum? Bakmayın şimdi Ecevit’e methiyeler dizmelerine. CHP’nin karşısına DSP’yi kurdu diye Ecevit’in adını “bir bölen” koymuşlardı. Muharrem İnce’yi de yakında “hain” ilan ederler.
KILIÇDAROĞLU’NUN MUHARREM İNCE STRATEJİSİ
KIlıçdaroğlu, kurultaydan sonra MYK üyelerini belirledi. Takımını korudu. Selin Sayek Böke ve Ali Öztunç gibi birkaç isabetli isimle takviye etti. PM’ye giremeyen Tuncay Özkan’ı ve Ünal Çeviköz’ü ise danışman olarak değerlendirip değerlendirmeyeceği merak ediliyor. Kılıçdaroğlu, anahtar listesine aldığı başörtülü avukat Sevgi Kılıç’ı ise şimdilik PM’de tutmayı tercih etti. Kurultayın ardından başlayan “Kemalistler, ulusalcılar, cumhuriyetçiler dışlanıyor” şeklinde eleştirilerin olduğu bir dönemde başörtülü Sevgi Kılıç’ı genel başkan yardımcısı yapmayı göze alamadı. Sevgi Kılıç sadece başörtülü olduğu için PM’ye giren bir isim değil, sıkı bir CHP’li ve donanımlı birisi. Zaten teşkilatta “atom karınca” deniliyormuş.
Kılıçdaroğlu A takımını korudu ama partisini koruyabilecek mi belli değil. Çünkü Muharrem İnce yarın siyasi yürüyüşünü başlatıyor. Hem de CHP’de tartışmaya yol açacak bir belge açıklayarak.
Kılıçdaroğlu’nun Muharrem İnce stratejisi belli oldu. Ne “Kal” diyecek, ne “Git” diyecek. Ancak İnce’nin artık CHP’de uzun süre kalamayacağını düşünüyorlar. Muharrem İnce’ye bu kez “Gitme kal” dediklerinde, işi siyasi blöfe dönüştüreceğini düşünüyorlar. Ama bence Muharrem İnce işini hafife alıyorlar. CHP uzun süredir ilk kez bir bölünme sendromunu yaşayacak. İkinci olarak, İnce en çok CHP’nin altını oyar. Çünkü o mahalleye hitap edecek.