Anne..! Ne güzel, ne mübarek, ne munis bir kavram değil mi...
Şefkat kokan, sevgi kokan, merhamet kokan, söylendiği vakit kulaklara hoş gelen, her daim söylenesi bir kelime...
Allah'ın, ayakları altına cennettini serdiği, kutsallık arz eden bu yüce varlıkların, onlara verilen yüksek statü itibariyle sevgiyi, saygıyı, merhameti fazlasıyla hak ettikleri ortadadır.
Hangi dinden olursa olsun, inançlı kimselerin öldükten sonra gitmek istediği cennetin anahtarları yine onların elindedir. Onlara bu özelliği veren yaratılan değil; tüm kainatların yaratıcısı , her şeyin sahibi olan yüce Allah'tır. Bunu kimsenin gözardı etmeye ne yetkisi, ne de yetisi vardır.
Allah buyurmuşsa , buna kulun bir itirazı söz konusu olabilir mi?
Nice peygamberleri, alimleri, büyük devlet adamlarını yetiştiren bu kıymetli varlıklardır . Fatih gibi imparatorları, Atatürk gibi dehaları yetiştiren anneler inkar edilebilir mi?
Üstelik bu kıymetli insanlar yetişirken çoğunun yanında babaları yoktu.
Allah'ın; isimleriyle müsemma kıldığı bu yüce insanlar birer merhamet, birer şefkat, birer fedakarlık timsalidirler. Koruma iç güdüleri o kadar fazla ki,cesaretleri, yavrularını korumak adına aslanla boy ölçüşecek kadar illeri boyuttadır...
Herşeyden ötesi cennet gibi varmak isenen o harika diyara varmanın yolu onlar için tesis edebileceğimiz merhamet, şefkat ve hürmet gibi kavramlardan geçiyor.
Cenet'ten bahs ediyorum, alelade bir yerden değil..!
Cennet konusunda bakın Mola Cami'nin Farsça söylediği bu güzel sözlere gelin beraber kulak verelim:
O cennete girerken benim Cehenneme girmem Revamıdır!
O Eshâb-ı Kehf'in Köpeğiyse.. Bende senin Eshâbının köpeğiyim!!
Yani işin ucunda cennet gibi harikulade baki bir mekana ulaşmanın yegane yolu, o vefakar o cefakar o fedakâr annelerin baş tacı edilmesiyle gerçekleşir.
Burada mola Caminin bahsini ettiği şekilde cennet'e gitmek için illa Eshab-i Kehf'in köpeği Kıtmir olmaya da gerek yok... Annelerimize saygı sevgi, şefkat gösterirken, bunu gerçek manada ihtimam gösterip, gerçek manada onlara layık olacak evlatlar olalım yeter...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mustafa Kaplan
ANNE DENİLEN YÜCE KAVRAM
Anne..! Ne güzel, ne mübarek, ne munis bir kavram değil mi...
Şefkat kokan, sevgi kokan, merhamet kokan, söylendiği vakit kulaklara hoş gelen, her daim söylenesi bir kelime...
Allah'ın, ayakları altına cennettini serdiği, kutsallık arz eden bu yüce varlıkların, onlara verilen yüksek statü itibariyle sevgiyi, saygıyı, merhameti fazlasıyla hak ettikleri ortadadır.
Hangi dinden olursa olsun, inançlı kimselerin öldükten sonra gitmek istediği cennetin anahtarları yine onların elindedir. Onlara bu özelliği veren yaratılan değil; tüm kainatların yaratıcısı , her şeyin sahibi olan yüce Allah'tır. Bunu kimsenin gözardı etmeye ne yetkisi, ne de yetisi vardır.
Allah buyurmuşsa , buna kulun bir itirazı söz konusu olabilir mi?
Nice peygamberleri, alimleri, büyük devlet adamlarını yetiştiren bu kıymetli varlıklardır . Fatih gibi imparatorları, Atatürk gibi dehaları yetiştiren anneler inkar edilebilir mi?
Üstelik bu kıymetli insanlar yetişirken çoğunun yanında babaları yoktu.
Allah'ın; isimleriyle müsemma kıldığı bu yüce insanlar birer merhamet, birer şefkat, birer fedakarlık timsalidirler. Koruma iç güdüleri o kadar fazla ki,cesaretleri, yavrularını korumak adına aslanla boy ölçüşecek kadar illeri boyuttadır...
Herşeyden ötesi cennet gibi varmak isenen o harika diyara varmanın yolu onlar için tesis edebileceğimiz merhamet, şefkat ve hürmet gibi kavramlardan geçiyor.
Cenet'ten bahs ediyorum, alelade bir yerden değil..!
Cennet konusunda bakın Mola Cami'nin Farsça söylediği bu güzel sözlere gelin beraber kulak verelim:
یا رسول الله چه باشد چون سگ اصحاب کهف
دخل جنت شوم در زمرۀ اصحاب تو
او رود در جنت من در جهنم کی رواست
او سگ اصحاب کهف من سگ اصحاب تو
Yâ ResûlAllah! Çi bâşed çün seg-i Ashab-ı Kehf?
Dahil-i cennet şevem der zümre-i ashab-ı tû,
O reved der cennet, men der cehennem key revast?
O seg-i Ashab-ı Kehf, men seg-i ashab-ı tû…
Yâ ResûlAllah duydum ki: Eshâb-ı Kehf'in köpeği cennete girecekmiş!
O cennete girerken benim Cehenneme girmem Revamıdır!
O Eshâb-ı Kehf'in Köpeğiyse.. Bende senin Eshâbının köpeğiyim!!
Yani işin ucunda cennet gibi harikulade baki bir mekana ulaşmanın yegane yolu, o vefakar o cefakar o fedakâr annelerin baş tacı edilmesiyle gerçekleşir.
Burada mola Caminin bahsini ettiği şekilde cennet'e gitmek için illa Eshab-i Kehf'in köpeği Kıtmir olmaya da gerek yok... Annelerimize saygı sevgi, şefkat gösterirken, bunu gerçek manada ihtimam gösterip, gerçek manada onlara layık olacak evlatlar olalım yeter...