Merkez Bankası’nın faiz arttırım kararı, piyasalar tarafından anlaşıldı.
Sabah saatlerinde, acaba faiz arttırımı beklentinin altında mı kalacak diye bir endişe vardı. Ama Merkez Bankası 4.75’lik faiz arttırımı yaparak, piyasaların beklentilerini karşıladı.
Böylece Naci Ağbal’ın başkanı olduğu yeni Merkez Bankası yönetimi, güven testini başarıyla geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TOBB Ekonomi Şurâsı’nda yüksek faiz konusundaki yaptığı eleştiriye rağmen bu kararın alınması, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda olumlu bir not oldu.
MERKEZ’İN ADIMI
Merkez Bankası aldığı kararla iki adımı birden attı:
1- Faiz arttırımını yaptı. Piyasaların beklentisini gerçekleştirdi.
2- Sadeleştirmeye gitti. Fonlamasını politika faizi üzerinden yapacağını gösterdi. Böylece karışıklığı ortadan kaldırdı.
‘PİYASALARI DİNLEYECEĞİZ’ MESAJI
Merkez Bankası bu adımıyla aynı zamanda piyasaları dinleyeceği ve reel ekonominin gerektiği kararları almakta tereddüt etmeyeceği mesajını verdi.
ÜÇ ÖNEMLİ BAŞLIK
1- Yeni ekonomi yönetimi piyasalar tarafından desteklendi. Dövizdeki gerileme ile piyasalar yeni yönetime kredi açtığını gösterdi. Türkiye’nin nisan ayında 628’i gören risk pirimi 391.20’ye geriledi.
2- Merkez Bankası güçlü faiz arttırımı kararı ile piyasalarla uyumlu olduğu mesajını verdi.
3- Şimdi sıra yakalanan olumlu havanın reformlarla desteklenmesine geldi.
Çünkü ekonomi sadece para piyasalarından ibaret değil. Yerli ve yabancı yatırımcının teşvik edilmesi gerekiyor.
VATANDAŞA ACI REÇETE UYGULANACAK MI?
Böylece Erdoğan’ın sözünü ettiği “acı reçete”nin biri gerçekleşti. Peki vatandaşa uygulanacak olan acı reçeteler var mı? Kamunun birtakım kararları alması beklenebilir. Ama Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğu sürece vatandaşa acı reçete uygulatmaz.
YÜKSEK FAİZ ÇELİŞKİSİ Mİ?
Erdoğan’ın “Yüksek faizle yatırım olmaz” yaklaşımında bir yanlışlık yok. 4.75 puanlık bir faiz arttırımı, piyasaların bir gereğiydi. Uygulandı. Özellikle de dövizde roket hızıyla yaşanan artışı durdurmak için. Normalde iş dünyası faiz arttırımını destekler mi? Desteklemez. Ama dövizin istikrara kavuşması açısından destekledi. Nihayetinde yatırım ortamını iyileştirmek için faizlerin düşürülmesine de sıra gelecek.
ÜÇ ALANDA REFORM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz” demişti. TOBB Ekonomi Şurâsı’nda ise “Artık vites yükseltmenin bile yeterli olmadığı, araç değiştirmenin gerektiği bir dönemdeyiz. Bunun için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız” diye konuşmuştu.
İHRACATÇILARLA TOPLANTI
Cumhurbaşkanı bir süredir ara verdiği sektör temsilcileriyle görüşmelere başladı. Geçen hafta YASED’le görüşmüştü. Dün de Türkiye İhracatçılar Heyeti’yle bir araya geldi. Başkanlık sistemiyle birlikte Cumhurbaşkanı artık icranın başı. O nedenle Erdoğan’ın doğrudan sektör temsilcileriyle görüşmesi çok önemli. Ayrıca ekonomideki olumsuzluğun faturasını siyaseten ödeyen tek bir kişi var, o da Recep Tayyip Erdoğan. Ekonominin önemini bilen Özal ve Demirel de böyle yapardı. Ekonomi yönetimiyle birlikte sektör temsilcileriyle bir araya gelirlerdi.
‘2003-2004’TEKİ ERDOĞAN’
TOBB’un düzenlediği ekonomi şurâsından sonra oda ve borsa başkanlarının nabzını tutmaya çalıştım. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahmin ettiğimin ötesinde “pozitif bir hava” vermiş. Pandemi nedeniyle ekonominin zor bir dönemden geçtiği süreçte, TOBB üyelerine moral dopingi olmuş. “2003-2004’teki Recep Tayyip Erdoğan ile toplantı yaptık” diyenler oldu. Bir başkan “2004’te de başkandım. O zaman Erdoğan, Başbakan’dı. Toplantı yaptık. Şimdi 2004’te Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığım toplantıdaki havayı yaşadım” dedi. Bu algı çok önemli. Çünkü ekonomi güven üzerine yürür.
HUKUKUN REFORMU
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ile Adalet Bakanı Abdullhamit Gül’ün iş dünyasının temsilcileriyle bir araya gelecek olması önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüştüğü sektör temsilcilerine, iki bakanın kendileriyle toplantı yapacağını belirtip “Hukuk reformuyla ilgili toplantı yapacaklar. Hazırlık yapın” diye talimat vermiş. Bu da Erdoğan’ın o toplantıdan çıkacak sonuçları önemsediğini gösteriyor.
Görünen o ki uçak burnunu yukarıya doğru yükseltti.
İNSAN BAZEN GERÇEKTEN HAYRET EDİYOR
ESKİ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün siyasetimize kazandırdığı bu deyim, dilime pelesenk oldu. Ümit Özdağ’ın ortaya çıkardığı dört partinin ortak Anayasa çalışmasıyla ilgili olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını izlerken, sık sık kendimi “İnsan bazen gerçekten hayret ediyor” derken buluyorum.
Kemal Bey’i incitmek istemem ama öyle çelişkili açıklamalar yapıyor ki başka bir şey söylemek mümkün değil.
Hiç yoruma girmeden ben tarih sırasına göre Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını aktarayım, kararı siz verin.
2 Haziran 2018 Cumhuriyet gazetesi: “Seçim öncesi millet ittifakını oluşturan partilerin ortak Anayasa değişikliğinde hangi ilkelerde uzlaşabileceğinin çalışması yapıldı. Bu çalışmayı yapanların başında İbrahim Kaboğlu vardı.”
2 Haziran 2018 Sözcü: “Biz millet ittifakını oluşturan partiler olarak ortak Anayasa değişikliği çalışması yaptık. Başında İbrahim Kaboğlu vardı.”
15 Kasım 2020: “Kamuoyunda tartışılıyor, ben de büyük bir hayretle izliyorum. Bizim dört partiyle bir araya gelip, oturup Anayasa taslağı hazırlamamız asla söz konusu olmadı.”
18 Kasım 2020: “Millet ittifakı olarak bir araya geldik, konuştuk. İlkeleri belirleyelim diye konuştuk. Anayasa çalışması yapmadık ki, yapsak elimizde bir metin olur.”
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir SELVİ
Anlaşıldı merkez sıra reformlarda
Polis telsizlerinin değişmez anonsuydu:
“Anlaşıldı merkez.”
Merkez Bankası’nın faiz arttırım kararı, piyasalar tarafından anlaşıldı.
Sabah saatlerinde, acaba faiz arttırımı beklentinin altında mı kalacak diye bir endişe vardı. Ama Merkez Bankası 4.75’lik faiz arttırımı yaparak, piyasaların beklentilerini karşıladı.
Böylece Naci Ağbal’ın başkanı olduğu yeni Merkez Bankası yönetimi, güven testini başarıyla geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TOBB Ekonomi Şurâsı’nda yüksek faiz konusundaki yaptığı eleştiriye rağmen bu kararın alınması, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda olumlu bir not oldu.
MERKEZ’İN ADIMI
Merkez Bankası aldığı kararla iki adımı birden attı:
1- Faiz arttırımını yaptı. Piyasaların beklentisini gerçekleştirdi.
2- Sadeleştirmeye gitti. Fonlamasını politika faizi üzerinden yapacağını gösterdi. Böylece karışıklığı ortadan kaldırdı.
‘PİYASALARI DİNLEYECEĞİZ’ MESAJI
Merkez Bankası bu adımıyla aynı zamanda piyasaları dinleyeceği ve reel ekonominin gerektiği kararları almakta tereddüt etmeyeceği mesajını verdi.
ÜÇ ÖNEMLİ BAŞLIK
1- Yeni ekonomi yönetimi piyasalar tarafından desteklendi. Dövizdeki gerileme ile piyasalar yeni yönetime kredi açtığını gösterdi. Türkiye’nin nisan ayında 628’i gören risk pirimi 391.20’ye geriledi.
2- Merkez Bankası güçlü faiz arttırımı kararı ile piyasalarla uyumlu olduğu mesajını verdi.
3- Şimdi sıra yakalanan olumlu havanın reformlarla desteklenmesine geldi.
Çünkü ekonomi sadece para piyasalarından ibaret değil. Yerli ve yabancı yatırımcının teşvik edilmesi gerekiyor.
VATANDAŞA ACI REÇETE UYGULANACAK MI?
Böylece Erdoğan’ın sözünü ettiği “acı reçete”nin biri gerçekleşti. Peki vatandaşa uygulanacak olan acı reçeteler var mı? Kamunun birtakım kararları alması beklenebilir. Ama Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğu sürece vatandaşa acı reçete uygulatmaz.
YÜKSEK FAİZ ÇELİŞKİSİ Mİ?
Erdoğan’ın “Yüksek faizle yatırım olmaz” yaklaşımında bir yanlışlık yok. 4.75 puanlık bir faiz arttırımı, piyasaların bir gereğiydi. Uygulandı. Özellikle de dövizde roket hızıyla yaşanan artışı durdurmak için. Normalde iş dünyası faiz arttırımını destekler mi? Desteklemez. Ama dövizin istikrara kavuşması açısından destekledi. Nihayetinde yatırım ortamını iyileştirmek için faizlerin düşürülmesine de sıra gelecek.
ÜÇ ALANDA REFORM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz” demişti. TOBB Ekonomi Şurâsı’nda ise “Artık vites yükseltmenin bile yeterli olmadığı, araç değiştirmenin gerektiği bir dönemdeyiz. Bunun için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız” diye konuşmuştu.
İHRACATÇILARLA TOPLANTI
Cumhurbaşkanı bir süredir ara verdiği sektör temsilcileriyle görüşmelere başladı. Geçen hafta YASED’le görüşmüştü. Dün de Türkiye İhracatçılar Heyeti’yle bir araya geldi. Başkanlık sistemiyle birlikte Cumhurbaşkanı artık icranın başı. O nedenle Erdoğan’ın doğrudan sektör temsilcileriyle görüşmesi çok önemli. Ayrıca ekonomideki olumsuzluğun faturasını siyaseten ödeyen tek bir kişi var, o da Recep Tayyip Erdoğan. Ekonominin önemini bilen Özal ve Demirel de böyle yapardı. Ekonomi yönetimiyle birlikte sektör temsilcileriyle bir araya gelirlerdi.
‘2003-2004’TEKİ ERDOĞAN’
TOBB’un düzenlediği ekonomi şurâsından sonra oda ve borsa başkanlarının nabzını tutmaya çalıştım. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahmin ettiğimin ötesinde “pozitif bir hava” vermiş. Pandemi nedeniyle ekonominin zor bir dönemden geçtiği süreçte, TOBB üyelerine moral dopingi olmuş. “2003-2004’teki Recep Tayyip Erdoğan ile toplantı yaptık” diyenler oldu. Bir başkan “2004’te de başkandım. O zaman Erdoğan, Başbakan’dı. Toplantı yaptık. Şimdi 2004’te Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığım toplantıdaki havayı yaşadım” dedi. Bu algı çok önemli. Çünkü ekonomi güven üzerine yürür.
HUKUKUN REFORMU
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ile Adalet Bakanı Abdullhamit Gül’ün iş dünyasının temsilcileriyle bir araya gelecek olması önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüştüğü sektör temsilcilerine, iki bakanın kendileriyle toplantı yapacağını belirtip “Hukuk reformuyla ilgili toplantı yapacaklar. Hazırlık yapın” diye talimat vermiş. Bu da Erdoğan’ın o toplantıdan çıkacak sonuçları önemsediğini gösteriyor.
Görünen o ki uçak burnunu yukarıya doğru yükseltti.
İNSAN BAZEN GERÇEKTEN HAYRET EDİYOR
ESKİ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün siyasetimize kazandırdığı bu deyim, dilime pelesenk oldu. Ümit Özdağ’ın ortaya çıkardığı dört partinin ortak Anayasa çalışmasıyla ilgili olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını izlerken, sık sık kendimi “İnsan bazen gerçekten hayret ediyor” derken buluyorum.
Kemal Bey’i incitmek istemem ama öyle çelişkili açıklamalar yapıyor ki başka bir şey söylemek mümkün değil.
Hiç yoruma girmeden ben tarih sırasına göre Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını aktarayım, kararı siz verin.
2 Haziran 2018 Cumhuriyet gazetesi: “Seçim öncesi millet ittifakını oluşturan partilerin ortak Anayasa değişikliğinde hangi ilkelerde uzlaşabileceğinin çalışması yapıldı. Bu çalışmayı yapanların başında İbrahim Kaboğlu vardı.”
2 Haziran 2018 Sözcü: “Biz millet ittifakını oluşturan partiler olarak ortak Anayasa değişikliği çalışması yaptık. Başında İbrahim Kaboğlu vardı.”
15 Kasım 2020: “Kamuoyunda tartışılıyor, ben de büyük bir hayretle izliyorum. Bizim dört partiyle bir araya gelip, oturup Anayasa taslağı hazırlamamız asla söz konusu olmadı.”
18 Kasım 2020: “Millet ittifakı olarak bir araya geldik, konuştuk. İlkeleri belirleyelim diye konuştuk. Anayasa çalışması yapmadık ki, yapsak elimizde bir metin olur.”