Selam dost…

Çatak… Çöl viranken şimdi, Fırat’la bezenmiş hali ile…

Nazlı gelin gibi yerli piknikçileri yüreğine davet ediyor.

En az Halfeti kadar çekiciliği olan bu şıran yer…

Niye böyle…

Neden insanlar boğularak ölüyor diye bir de biz gidelim dedik.

Buyurun yaşayalım.

Asistanımla! Şöyle arabayla Bozova caddelerinden geçelim dedik…

50 yıldır değişmeyen cehresi ile bizi karşıladı…

Saf temiz insanların ağaçsız caddelerine baktım da iç çektim…

Bu hep böylemi olacak… Ne ise!

Çatağın sürprizlerle dolu virajları bir bir geçerken…

Derin düşüncelerle dalmıştım,  çatak ormanı karşımızdaydı…

Görevli.

--Hoş geldiniz demeden ücret 5 TL. Demez mi?

İçimden şunu demem gerektiğini his ettim nedense!

Ben

--yahu Kardeşim basından da ücret alıyor musunuz?

Görevli…

--Ne basını abi bura… Çatak demez mi?

Tartışma moduna girmeden 5 TL mızı ödedik!

Girdik ormana… Halk adına halka açık ormana…

Bir tekne yanaştı… Antalya menşeili müzik o biçim…

Şükürler olsun dedim içimden…

Arabesk hayattan uzaktık artık… Ama o teknede Türk azdı…

Çoğunluk Suriyeli bir ritim tutturmuşlar maşallah

Ne ise açımıyım bayramlık ağzımı da…

Sonra… Megafonlu bir hizmetli ağabey…

--Yüzme havuzu vardır…

--kantin vardır…

--Fırın vardır…

--Ama cankurtaran yoktur…

Tekrar dinledim arkasından yürüyerek…

 Hizmetli ağabey.

--Yüzme havuzu vardır…

--kantin vardır…

--Fırın vardır…

--Ama cankurtaran yoktur…

NİYE! diye bağırasım geldi…

Fırın parayla…

Yüzme havuzu parayla…

Kantin parayla.

Ya insan canı… Ammmmmaaaan skr. Et mi diyeceğiz…

Hep tipik bir Afrika ülkesi mi olacağız…

Aksoy sn Başkaaaaan senin bunlardan haberin yoktur!

Yoksa sen toplum görmüş insansın değil mi?

Al önlemini…

Üç beş cankurtaran serpiştirelim… Fırat’ın Azgınlığına…

İki…

Şöyle bir güzel çevre düzenlemesi yapalım…

Üç.

Bozova’yı yeşillendirelim  

4-5-6-7-8 sonra deriz he mi Başkanım.

Biz dedik ferasetinize…

İsteyen gül atar isteyen diken saplar gül de bizim diken de

Hoş kalın.