Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Akıl ile doğruyu bulmak güçtür

Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.10.2024 23:51

Muhterem kardeşlerim…

Bazı mezhepsizler İslamiyet’e fitne sokmak için her yola başvuruyor, aklıselim düşünemeyen genç ve tahsilli din kardeşlerimizi bile dinden çıkarmaya gayret ediyorlar. Herkes her şeyi Kur’an-ı Kerim’den öğrenemez.

İmam-ı Rabbani Hazretleri buyuruyor ki:

Hadis-i Şerifte, “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılır, yetmiş ikisi Cehenneme gider, yalnız bir fırkası kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir” buyuruldu. Bu fırkaya Ehl-i Sünnet denir. [C.2, m.67]

Kur'an-ı Kerim’de mealen buyuruluyor ki:

“İnsanlar, dinde çeşitli gruplara bölündüler. Her gurup, kendi yolunu doğru sanıp sevinmektedir.” [Müminun 53]

Bir kimse, kendi başına Kur'an-ı Kerim’i ve Hadis-İ Şerifleri okuyup da doğru yolu bulamaz. İşin ehli olan âlimlere ihtiyaç vardır.

72 sahte altının içine bir tane hakiki altın konsa, bunu sarraflardan başkası anlayamadığı gibi, 73 fırkadan hangisinin doğru olduğunu da ancak Ehl-i Sünnet Âlimleri anlar.

Akıl ile doğruyu bulmaya çalışırsak bu çok güç, hatta imkânsızdır. Her fırkadaki insan, “Bu fırka doğru yolda” diyor. Bu işte selim olmayan akıl ölçü olmaz. Ölçü olsaydı, 72 sapık fırka meydana çıkmazdı. Her fırkaya girenler de, aklına göre bu fırkaları tercih etmiştir. Akla uyulursa, insan sayısı kadar fırka meydana çıkar.

Piyasada birçok kitap, birçok gurup var. Bunlar için bizim iyi veya kötü dememizin bir kıymeti yok. Yani bir insan biz iyi deyince iyi olmaz, biz kötü deyince de kötü olmaz. Şahıs ismi, kitap ismi önemli değil. Binlerce âlim ve kitap var. Elimizde ölçü olursa rahat ederiz, kendimiz anlarız.

Ölçüyü İmam-ı Rabbani Hazretleri veriyor:

- Bir hükmün doğru veya yanlış olduğu Ehl-i Sünnet Âlimlerinin bildirdiklerine uygun olup olmamakla anlaşılır. Çünkü Ehl-i Sünnet Âlimlerinin bildirdiklerine uymayan her mana, her buluş kıymetsizdir, yanlıştır. Çünkü her sapık, Kur'an ve sünnete uyduğunu sanır, sapıklığının doğru olduğunu iddia eder. Yarım aklı, kısa görüşü ile bu kaynaklardan yanlış manalar çıkarır. Doğru yoldan kayar, felakete gider. Âyet-i Kerime’de, “Kur’an-ı Kerim’de bildirilen misaller, çoklarını küfre sürükler, çoklarını da hidayete ulaştırır” buyuruluyor.

Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri manalar doğrudur, bunlara uymayanlar yanlıştır. [1/ 286]

Demek ki doğru olmanın ölçüsü, Ehl-i Sünnet âlimlerinin kitaplarına uymasıdır.

Yine Ehl-i Sünnet Âlimleri buyuruyor ki:

Allahü Teâlâ, İslamiyet’i doğru olarak öğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine söz verdi. Allah sözünden dönmez. Bunun için, “Ya Rabbi sana inanıyorum, seni ve Peygamberlerini seviyorum.

İslam bilgilerini doğru olarak öğrenmek istiyorum. Bunu bana nasip et ve beni, yanlış yollara gitmekten koru” diye dua etmeli, istihare yapmalı! Cenab-ı Hak ona doğru yolu gösterir. Allahü Teâlâ’nın sözüne güvenmeli, O’na sığınmalıdır.

Kuran-ı Kerim’de mealen buyuruluyor ki;

“Doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran yollara kavuştururuz.” [Ankebut 69]

“Allah, kendisine yöneleni doğru yola iletir.” [Şûra 13]

“Allah asla verdiği sözden dönmez.” [Zümer 20]

Şu anda çeşitli guruplardaki insanların da, böyle dua etmekten çekinmemeleri gerekir. Hâşâ Allahü Teâlâ yanlış bir iş yapmaz. Belki yanlış yolda olabilirim diye düşünerek, “Ya Rabbi kimler doğru yolda ise, senin rızan kimlerle ise, bana onları sevmeyi, onlarla beraber olmayı nasip eyle” diye dua etmelidir. Eğer doğru yolda ise, duanın bir zararı olmaz. Yanlış yolda ise, ihlasla yaptığı dua sebebiyle doğruya kavuşmuş, kurtulmuş olur. Böyle dua etmekten çekinmemelidir.

Dünyadan herkes ahirete yolculuk yapıyor. Herkes bir vasıtaya binip gidiyor. Bir vasıtaya binmek değil, doğru vasıtaya binmek önemlidir. Yanlış vasıtaya binen, istediği yere değil, vasıtanın gittiği yere gider. Kâbe’ye gitmek için niyet edip Paris’e giden uçağa binen, niyeti halis olsa da Kâbe’ye varamaz.

Allahü Teâlâ rızka kefildir ama imana kefil değildir. Doğru iman sahibi olmaya çalışmalıdır. İtikadı düzeltmeden önce ibadet etmenin faydası olmaz. Doğru itikad, Ehl-i Sünnet itikadıdır. Doğru itikad 1 rakamı gibidir. İhlaslı ibadetler sağına konan 0 (sıfır) rakamı gibidir. Bir sıfır konunca 10, iki sıfır konunca 100 olur. Sağına ne kadar 0 konursa değeri artar. 1 çekilirse hepsi 0 olur. İhlassız, yani riya ile yapılan ameller de, soldaki sıfır gibi yani 1 rakamının soluna konan sıfır gibi değersizdir. İtikad doğru olunca ibadetleri arttırmak, insanın gayretine, ihlasına, ilmine bağlıdır. İstediği kadar artırır. Ancak, doğru itikadı, yani Ehl-i Sünnet itikadı yoksa ibadetlerinin hiç faydası olmaz, soldaki sıfır gibi değersizdir.

Bütün dünya bize verilse, fakat itikadımız düzgün değilse, hâlimiz haraptır. Eğer bütün dertler bize verilse, itikadımız doğru ise, üzülmek gerekmez. Doğru itikadın Ehl-i Sünnet Vel-Cemaat olduğunu İslam Âlimleri ittifakla bildirmişlerdir.

Allahu Teâlâ cümlemizi doğru yolu arayan ve saadete kavuşan kullarından eylesin. (Amin)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.