Anayasa Komisyonu tarafından TBMM Genel Kurul Gündemine taşınan iç tüzük değişikliğini savunan Yılmaztekin, şunları kaydetti:''Burada tüm milletvekillerimizin de malumu olan konu, mevcut içtüzüğün işleyişi kilitlemeye ve tıkamaya yönelik olduğudur Milletin temsil edildiği bu meclis çatısı altında vekillerin her türlü tartışma içerisine girmesi düşüncelerini özgürce dile getirebilmeleri elbette en tabii haklarıdır Ancak bunu yapmakla, işleyişi tamamen kilitlemek çok farklı olgulardır Ben bunu daha önceden ifade etmiştim Türkiye çevresi güllük gülistanlık, mistik bir ada ülkesi değildir.
Çevresi ateş çemberinde yoğrulan her zaman akrebin kıskacında olan bir devlet için zamanı kıymetli kullanmak ve değerlendirmek çok önemli bir husustur Devletimiz yeni sistem ile nasıl çevresinde yaşananlara karşı güçlü refleksler verebilecek duruma geliyorsa Meclisimiz de aynı şekilde etkin yetkin ve işleyen bir meclis olarak yeniden bir tanımlamaya muhtaç durumdadır. Bu sebeple elzem bir nitelik taşıyan bu düzenlemenin meclisimize ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Biz diyoruz ki, Mekke Allah'ın haremidir. Medine Resulullah'ın haremidir. Kudüs ise, mü'minlerin haremidir. Allah ve Rasulü haremine sahip çıkar ve korur fakat Kudüs'e sahip çıkmak tüm ümmetin namus borcudur. Biz Kudüs'e sahip çıkacağız. Oradaki bir avuç insandan ayakları titreyenlerin, tanksız, topsuz, silahsız insanları plajda oynayan çocukları keyfi olarak katleden zalimlerin bu zulüm altında ezilmeleri HAKTIR. Bunun bilincinde olarak Kudüs'ü Mescid'i Aksa'yı kutsal topraklarımızı Haremimizi müdafaa etmek durumundayız.” (Haber Merkezi)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.