olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
23 Ekim, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
Ufuklar

Suriyeli gelin sayısında azalma var

Suriyeli gelin sayısında azalma var
Suriyeli mültecilerin yerleştikleri şehirlerde ikinci ve üçüncü eş olma durumlarında düşüş yaşanıyor. Yapılan çalışmalar neticesinde bilinçlenen Suriyeli kadınlar ikici ve üçüncü eş olmayı ret ediyor.

Röportaj-Hasa Ray

Foto:Ahmet Doğan

 Suriye İç Savaşı ya da Suriye Krizi olarak adlandırılan kanlı savaş 2011 yılından bu yana binlerce insanının ölümüne sebep olurken milyonlarcasının da mülteci durumuna düşmesine sebep oldu. Yerlerinden ve yurtlarından olan Suriyeliler başta Türkiye olmak üzere çeşitli ülkelere dağıldı. Gittikleri ülkelerde çeşitli sorunlarla boğuşmak zorunda kalan mültecilere çok az sayıda ülke gereken şekilde sahip çıktı.

 Her alanda destek alıyorlar

Gerekli şekilde sahip çıkan ülkelerden biri de Türkiye; Türkiye’ye yerleşen yaklaşık 3 milyon Suriyeli gerek devletin kurduğu alanlarda gerekse de kendi tercihleriyle seçtikleri kentlerde yaşamlarını sürdürüyor. Türkiye’de Suriyeli mültecilere yönelik çeşitli çalışmalara yürütülüyor. Bu çalışmaların bir kısmı devlet eliyle yapılırken bir kısmı da diğer kurum ve kuruluşlar eliyle yapılıyor. Bu çalışmalar arasında, dil, el becerilerini geliştirme, çalışma ortamı sağlama ve psikolojik destek gibi konular yer alıyor.

 İşyeri kurmaları ve kiraların artması sorunları tetikledi

Şanlıurfa Suriyeli mültecilerin en fazla kaldığı kentlerin başında geliyor. Resmi rakamlara göre 430 Bin mülteci kalırken Şanlıurfalılar bu sayının daha fazla olduğunu iddia ediyor. Kente gelerek yerleşen mültecilere yerli vatandaşlar ilk zamanlarda oldukça iyi davranarak sahip çıktı. Ancak ilerleyen zamanlarda yaşanan bazı tatsız olaylar ve mültecilerin çalışmaya başlaması, kendi işyerlerini kurması ve bunlara bağlı ev kiralarının yükselmesi yerli vatandaşlar arasında huzursuzluk yaratmaya başladı.

 Çalışmaları sorunların çözümü noktasında etkili oldu

Suriyeli mültecilere yönelik ciddi çalışmalara imza atan kurumlardan biri olan IMPR Şanlıurfa’da Suriyeli mültecilere yönelik yaptığı çalışmalar ile dikkatleri üzerine çekiyor.  2013 yılından bu yana Şanlıurfa’da çalışmalarını sürdüren IMPR Suriyeli mültecileri toplumla kaynaşması ve var olan sorunların çözülmesi noktasında çeşitli proje ve programlar yürütüyor. IMPR’nin çalışmalarını gazetemiz Şanlıurfa Olay’a anlatan proje sorumlusu Serhat Tok, çalışmaların mülteciler ve yerli halk arasında baş gösteren bazı sıkıntıların giderilmesinde etkili olduğunu söyledi.

 Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz, burada ne gibi işler yapıyorsunuz bize bunlardan bahseder misiniz?

Ben Serhat Tok, IMPR’de Proje sorumlusu olarak çalışıyorum. Yaklaşık 2013 yılından beridir Urfa’da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şanlıurfa’da ayrı iki toplum merkezimiz var, özellikle Suriyeli ve Türkiye vatandaşlarını bir araya getiren çeşitli aktiviteler yapan bir merkezdir. Toplum merkezimiz, Dil kurslarından tutun da psiko-sosyal desteğe kadar çeşitli sağlık materyallerinin olduğu yerlerden tutun çocuk odası gibi çocukların olduğu birçok alanda çalışmaları barındırıyor. Toplum merkezlerinin önemi dediğim gibi özellikle Suriyeliler, Türkiye vatandaşları arasında çıkabilecek stres, sorunları ve benzeri olayları en aza indirmeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

 

‘İş hayatına atılmaları sıkıntılara sebep oldu’

Suriye olayları patlak verdiği zaman ilk aylarda herkes onlara kucak açtı, tabi ilerleyen dönemlerde Suriyeli mültecilerin iş hayatına atılmaları, doğal olarak kiraların artmış olması ve bu gibi şeyler stresi ve tansiyonu yükseltti. Biz IMPR toplum merkezi olarak bu artan tansiyonu azaltmaya yönelik çalışmalarımızı yapıyoruz. Dil kurslarında dili öğrendiklerin de anlıyorlar ve rahat bir şekilde iletişime geçebiliyorlar. Özellikle öğrendikleri dil İngilizce, Arapça ve Türkçe etkili oluyorlar çeşitli kurum ve kuruluşlarda iler bulma imkânları doğuyorlar.

 Yaşadıklarını resmediyorlar

Dikiş nakış kursları sayesinde bu öğrendiklerini evlerinde de yapabilmekteler. Kendilerine küçük dükkânlar açıyorlar. Resim kursları veriliyor. Resim kurslarından sonra kendi duygularını, görüşlerini fikirlerini ve Türkiye’de ki yaşamlarını buralarda belirtiyorlar. Bunlar da üzerinde çalıştığımız bir sorun bunları nasıl daha iyi hale getirebiliriz, bu kişilere nasıl bir şans daha verebiliriz diye çalışıyoruz. Çünkü çok büyük yetenekler var aralarında. Yaşadıkları çok büyük bir şekilde resimlere yansıyor, şiddet durumları, Suriye’den Türkiye’ye göç etmeleri, bu ve benzeri gibi birçok konu resimlerine yansıyor.

 Yaptıkları resme göre psikolojik destek veriliyor

Aktivite odalarında gösterdiğim gibi birçok şeyi gösterebilirim. Kocasının dövdüğü şeklide resme yansıtmış veya Suriye sınırından geçtikten sonra arkasında bıraktığı yığını resmetmiş. Veya çocuğunun dilencilik yaptığını resme yansıtmış. Bu tür  duygularını bizlerle paylaşıyorlar biz de bunlara göre çalışmalarımızı yapıyoruz. Psikolojik danışmanlık desteği veriyoruz. Burada mesela psikolojik durumu iyi olmayan birçok kişi var ‘Hatta hepsinde var’ diyebiliriz. İçinde yaşadıklarını anlatamadıkları bariz bir şekilde ortada. Dertlerini anlatamıyorlar, sorunlarını anlatamıyorlar bundan dolayı psikolog arkadaşlarımız haftalık ve günlük seanslar yapıyorlar. Bu şekilde,  çok başarılı hikâyeler çıkartıyoruz.

 Peki daha çok Suriye’nin hangi bölgesinden Türkiye’ye göç ediyorlar? Bunun sebebi nedir?

Aslında sorunların en fazla olduğu yerlerden Türkiye’ye göç ediyorlar. Orada birçok örgüt var; kimin kime ne şekilde nasıl destek verdiği belli olmayan yerler bunlar. Herkesin parmağının olduğu yerler ve bu sebepten dolayı oralardan kaçan insan sayısı daha fazla oluyor.  Bu sebepten dolayı merkezimize birçok kişi geliyor. En çok da Şam, Rakka, Halep, Deyrezor, İdlib ve Haseke gibi sıkıntının fazla olduğu yerlerden geliyorlar. Türkiye’ye geçişler daha fazla oluyor bu yerlerden. 

 Bu insanlarla bizim insanımız arasında ne gibi farklar var bundan biraz bahseder misiniz?

Bir tansiyon, sorun veya stres olacaksa, biz bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. Biz bu insanlara kültürlerini aslında bizim kültürümüzden pek farkının olmadığını, göstermeye çalışıyoruz. Bizim yaptığımız müzik aktivitelerinden Suriyelilerle bizim müzik anlayışımızın aynı olduğunu görüyoruz, yemek kültürlerimizin aynı olduğunu görüyoruz. Aslında dilimizden hariç birçok şeyimizin aynı olduğunu görüyoruz.  Urfa genelinde konuşacak olursak, hemen hemen aynı olduğunu görüyoruz.

 Yerli halkla kaynaşmaları için her iki tarafa da dil eğitimi veriyoruz

Biz onların buraya geldikten sonra oluşabilecek sorunların önüne geçmeye çalışıyoruz. Bu sorunların çözülmesi önünde dil bariyerleri var. Bunlar dil bilmiyorlar. Biz burada dil kurslarımızda sıkıntıların önüne geçmeye çalışıyoruz. Hem buranın halkına Arapça eğitim veriyoruz hem de onlara Türkçe ve İngilizce eğitim vererek onların Türkiye vatandaşlarına kendilerini ifade etmelerini sağlıyoruz. Mesela 2 lira 5 lira bu gibi basit şeylerle konuşmaya başlıyorlar. Zaten bir dükkâna girdiklerinde ‘ne istiyorsun?’ dediğinde ‘şunu istiyorum’ diyebilse kendini zaten ifade edebilecek. Ondan dolayı ifade edemedikleri için esnaf falan yanlış anlıyorlar. Biz bunun önüne geçmeye çalışıyoruz.

 Suriyeli mültecilerin en fazla karşılaştığı sorunlar nelerdir?

En fazla ekonomik sorunları, dil sorunları bir de iletişim problemleri var. Bu genel anlamda bariz herkesin bildiği sorunlar. Son zamanlarda diğer küçük olaylarda çıkmaya başladı. Yerli kadınların birçok zaman belirttiği şey; ‘onlar çok süslü davranıyorlar, kocalarımızı elimizden alacaklar’ davasına bile geldi. Artık hayatları burada olduğu için, bir şekilde kendilerine yeni bir yaşam oluşturmaya çalışıyorlar. Bu sebepten dolayı artık iki kültürün farklı şeylerden kaynaklanan sorunlar ortaya çıkıyor.

 Üç eşliliğin Suriye’deki gibi yasal olduğunu düşünüyorlardı

Hani 3 eşliliğin onların nezdinde yasal olduğunu biliyoruz, onlarda yasal olduğu için Türkiye’de bunun yasal dışı bir şey olmadığını düşünüyorlardı. Biz bunun çalışmalarını yapıyoruz. Onlar Türkiye’de 3 eşliliğin yasal olduğunu düşünüyorlardı. Biz onlara Türkiye’de tek eşliliğin olduğunu ve resmi alanda sadece bir kişi ile evlenebileceğini insanların aslında bu konuda haklarının olmadığını ikinci, üçüncü eşlerinin bu anlamda hiçbir haklarının olmadığını öğrettik. Ondan sonra bu en başta ikinci ve üçüncü eşleri kabul edenler artık kabul etmiyorlar. Çünkü artık Türkiye’de hak ve hukukun nasıl işlediğini biliyorlar.

 ‘Bu çalışma ile Türkiyeli ve Suriyeli kadınları da korumuş olduk’

Aslında biz bu şekilde Türkiye vatandaşlarımız ve Türkiye eşlerimizi de korumuş olduk. Maalesef bunu göz ardı edenler ve suistimal edenler vardı. Türkiye’de gidip bir Suriyeli bayanla evlenip dini anlamda nikâh kıyılıp sonra ‘biz senle resmi nikâh kıydık’ anlamına getiriyor. Suriyeli ’de bilmediği için bunu kabul ediyor. O zaman adamın resmi nikâhlı eşi de sorun yaşıyordu ve imam nikâhı Suriyeli eşi de sorun yaşıyordu. Tansiyon, stres tam bu noktadan sonra başlıyordu.

 İkinci ve üçüncü evlikler şuan ne durumda. Sayı olarak yükselişte mi yoksa düşüyor mu?

İlk baştaki dönemle karşılaştırırsak çok büyük bir düşüş de var. Üçüncü eşler noktasında çok büyük düşüş yaşadık. Çünkü biz bunu ilk söylediğimizde, ‘Gerçekten tek eşliliğin burada 3 eşlilik olduğunu biliyorduk’ diyorlar. ‘Bu sebepten dolayı biz evleniyorduk’ diyorlardı. Şimdi bunu böyle olmadığı Suriyeliler arasında biliniyor. Bu alanda hukuki çalışmalarımız yapıyoruz bu konuda çalışmalarımız devam etmekte.

 Tam da bu noktada şunu sormak istiyorum; Burada suçlu kim yetkilikler mi yerli halk mı yoksa Suriyeli mülteciler mi?

Asıl suçlu yine bizleriz yani Türkiye’de yaşayan kişileriz. O kişiler Türkiye’de yaşam koşulu yaşam standarttı nedir, hangi şartlarda evlenebilir, hangi şartlarda evlenemezler noktasında herhangi bir bilgiye sahip değiller. Siz bu bilgiyi su istimal ederseniz doğal olarak sorunlar ortaya çıkar. Bizim suistimal konusunda suçumuz var. Bunlar yardıma muhtaç insanlardır. Bunlar göç durumunda her zaman yaşanan ve beklenen şeylerdir. Bu sebepten dolayı elbette sıkıntılar ve elbette sorunlar yaşanacak. Eğer sen burada tek eşliliğin resmiyette olduğunu biliyorsan ve resmiyette sadece bir kişi ile evlenebileceğini biliyorsan, kendi bazında Suriye hukukunda 3 kişi ile evlenmek var. Onları kullanarak işte ‘ben ikincisini de alırım dersen’ istismar ortaya çıkıyor.

 Mültecilerin var olan sorunlarının çözümü için neler yapıyorsunuz?

Çocuk yaşta evliliklerle çok karşılaşıyoruz, buna yönelik çalışmalarımız var. Bilgilendirme çalışması yapıyoruz. Türkiye hukukunda resmi anlamda aile kültürü anlamında çalışmalarımız devam ediyor. Bunun için haftada, günde hatta ayda 3-4 kez hukuki birim danışmanlık alanımız var ve bu hukuku danışmanlık alanında avukatlarımız gelip onların sorunlarını, sıkıntıları cevaplandırıyor. Bu sebepten dolayı onlarda kendi yollarını, kendi koşullarını daha net bir şekilde çiziyorlar.

Geçtiğimiz günlerde çıkan İş  Yasası çalışan mülteciler için ve işveren için ne kadar önemli?

 

İş yasasında bizim aylık toplantılarımız oluyor koordinasyonlarımız oluyor. Bu toplantılarda en son yaklaşık olarak söylenen geçen ay 83 kişi bizzat iş yasasına başvurdu. Bu daha başlangıç bu daha yeni çıkarılan bir yasa, bu alanda çok başarılı çalışmaların olacağını düşünüyorum. Çok ağır yaptırımları var. Mesela Suriyelileri kendi yanında çalıştırıp bunu bildirmeyen, iş izni hakkında bir çalışma başlatmayan kurumlar hakkında ağır yaptırımlar olacak. Bu noktada sizin aracılığınız ile söylemek istiyorum bilgi almak isteyen iş hayatında nasıl çalışma izni alırız bilgi isteyen hem fabrika, hem bir restoran ve yanında çalıştırmak isteyen kişiler varsa gelsinler. Bu noktada bizden bilgi alsınlar nerelere başvuracağını ve ne yapmaları gerektiği hakkında bilgi alsınlar. Her an cezai yaptırımlarla karşılaşabilirler.

ysd yatay

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!