olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
23 Ekim, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
Ufuklar

Şanlıurfa’da el sanatları günden güne bitiyor

Şanlıurfa’da el sanatları günden güne bitiyor
Şanlıurfa Geleneksel El Sanatları Kültürel Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı ve ahşap oymacılığı ustası Osman Nergiz, el sanatlarının gün geçtikçe kaybolmaya yüz tuttuğunu ve kimsenin bu sanatların yaşatılmasına destek vermediğini söyledi.

RÖPORTAJ:Numan Babacan

Şanlıurfa Geleneksel El Sanatları Kültürel Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı ve ahşap ustası Osman Nergiz ile Şanlıurfa’da el sanatlarının geçmişi, geleceği ve yaşatılmasıyla ilgili konuştuk. El sanatlarının Urfa için çok önemli olduğunu, Urfa ile özdeşleşmiş sanatlar olduğunu ancak şu an değer verilmediğini söyleyen Nergiz, ‘’Şanlıurfa, el sanatları konusunda son derece geride kalmış bir ildir. Bunu üzülerek söylüyorum. Çünkü ilimizde el sanatlarına değer veren kişi ve kurumlar yok. Sadece göstermelik işler yapılıyor.Her sanattan birkaç usta kalmış. Ne zaman öleceğimiz belli değil. Koruma altına alınırsa ne olur?” diyor.

YEDİ GÖBEKTİR BU İŞİ YAPIYORUZ

 Ahşap oymacılığına ne zaman başladınız

Benim Neccar isimli şiirimde; ‘’Biz yedi göbek yaparız bu işi/ Tornada çeviririz beşik başı/ Emekle kazanırız ekmek aşı/Babamızdır bizim neccarlar başı’’ diyor. Neccarlık sanatı atadan, dededen öğrenilen bir sanattır. Neccarlık, ahşapla uğraşanların genel adıdır. Onun içerisinde oymacılık, kündekari gibi sanatlar vardır. Oymacılık atadan, babadan öğrendiğimiz bir sanattır. Yani sonradan öğrendiğimiz bir sanat değildir. Biz yedi göbek bu mesleği yapıyoruz. Ben 45 yıldır bu mesleği yapıyorum. Kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarını hayata geçirmek için büyük çabalar sarf ettik ve uğraştık hala da uğraşıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın bizim üzerimizde çok emeği var. 2000 yılında o dönemin Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer geldiğinde Balıklıgöl’ün yanında açtığımız ilk sergide o zamanın Kültür Müdürü Nevin Güllüoğlu hanımın katkılarıyla Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde bir sergi açtık. Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle insanlara kurslar vermeye başladık. Son olarak da Ankara’da bulunan Yunus Emre Enstitüsü ve bakanlığımızın vasıtalarıyla Makedonya’nın başkenti Üsküp’te kurs veriyorum. Kısacası, kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarını yaşatmaya çalışıyoruz. Her ne kadar bir getirisi, kazancı olmasa da mümkün mertebe yaşatmaya çalışıyor. Çünkü bu sanatlar büyük oranda bitti.

URFA’DA EL SANATLARINA DESTEK YOK

Şanlıurfa’nın ve Şanlıurfa’ya gelen turistlerin el sanatlarına ilgisini nasıl buluyorsunuz?

Şanlıurfa, el sanatları konusunda son derece geride kalmış bir ildir. Bunu üzülerek söylüyorum. Çünkü ilimizde el sanatlarına değer veren kişi ve kurumlar yok. Sadece göstermelik işler yapılıyor. Belli karelerle belli noktalarla göstermelik şeylerin dışında hiçbir şey yapılmıyor. Türkiye genelinde Urfa daha geridedir. Başka illerde ilin kurumları kendi kültürünü geliştirmek için kendi bünyelerinden destek veriyorlar. Maalesef burada ise bizden destek bekliyorlar. Ben yapamam ki bunun pazarı yok. Şimdi hazır işler var. Makineler getiriliyor. Benim en az bir günde yaptığım işi makineler 1 günde 100 tane üretiyorlar. Nasıl rekabet edeceğim? Nasıl el sanatlarını koruyacağım? Bunu ben yapamam. Ancak, güçlü devlet kurumları bunu yapabilir. Şanlıurfa’da bu işe gönül veren ilk kişi benim. Ama değer verilmediği için kazanamıyorum. Büyük çabalar sonucu Geleneksel El Sanatlar Derneği kurduk. Ancak derneği kendi kendimize kurduk.

Derneğinizi hangi amaçla açtınız? Dernek, faaliyetlerinizde ne kadar etkili oluyor?

Biz derneğimizi, el sanatları ustalarını bir araya toplamak, belli kurum ve kuruluşlara da bize yapabileceğiniz destekler, yardımlar, yönlendirmeler varsa biz buradayız demek için açtık. Bu yalnız bir açılıştan ibaret kaldı. Şu ana kadar hiçbir kurumdan destek gelmedi. Destek için birçok kez medyada, canlı yayınlarda anlattım. Ama derdimizi kimseye anlatamadım. 

Yurtdışında da kurs verdiğinizi söylediniz, nerede kurs veriyorsunuz ilgi nasıl?

Makedonya’nın başkenti Üsküp’te kurs vermeye gittim. Orada 47 tane hâlihazırda kursiyerim var. 3 aylık aralıklarla gidip geliyorum. Orada çok güzel bir ışık yandı. Bir Urfa kültür haftası programı yapalım dedik. Kurum ve kuruluşların tamamıyla şu ışığı yakalım dedik. Maalesef kimse sıcak bakmadı. Hevesimiz kursağımızda kaldı. Bir heyecan duyuyorsunuz ama heyecanınızı söndürüyorlar.

YAPTIĞIN İŞİ SEVECEKSİN

Ahşap oymacılığını ve diğer el sanatlarını anlatır mısınız? El Sanatları nasıl bir tutkudur, herkes yapabilir mi?

Muhakkak ki herkes yapabilir. Önce yapacağın işi seveceksin. Sabır ve dikkat önemlidir. Benim kursiyerlerime anlattığım ilk şey budur. Hem sabırlı hem de çok dikkatli olacaksın. Örneğin; ağaç canlı bir varlıktır, insan da canlı bir varlıktır. Ahşap işi yaparken ağaç insanla konuşur. Konuşmasını bilirsen ahşap seninle konuşur, dertleşir. Ama konuşmasını bilirsen. Bunun için büyük emek sarf etmek lazım. Ne yazık ki, maddi olanaklardan dolayı bu iş meslek olmaktan çıkmış, bir hobi, bir uğraşı olmuştur. Picasso’nun yaptığı bir tablo milyon dolarlar ediyor ama fabrikasyon bir tablo 2 liraya satılıyor. Bizim sanatımızın farkı burada. Biz kimseden aş ekmek istemiyoruz. Sadece sahip olduğumuz geçmişimizi devam ettirmek istiyoruz. Bir insan geçmişte yaşayan milletin anılarıyla, kültürüyle vardır, kültürsüz bir millet olabilir mi?

ESKİ İLGİ KALMADI

El sanatlarının Şanlıurfa’daki yeri nedir?

Eskiden büyük bir yeri vardı. Bakır, ahşap, keçe, telkâri, kazazlık Şanlıurfa’nın geçmişinden beri var. Şimdi ise her şey sanal oldu. Geçmişte kullanılan, el sanatlarıyla yapılan malzemeler insan sağlığına yararlı malzemelerdir. Şimdi ise hep plastik, kanserojen maddeler var.  Artık bakır, ahşap kullanılmıyor. Bunlar büyük ekonomi savaşıdır, biz bunlarla savaşamayız. Ancak, kurumlarımız bize destek olabilir. Yer altından çıkan mozaiklere milyonlarca lira harcayan devletimiz, tarihimizi yansıtan el sanatlarına da birkaç kuruş harcayıp koruma altına alabilir. Her sanattan birkaç usta kalmış. Ne zaman öleceğimiz belli değil. Koruma altına alınırsa ne olur?

El sanatları ile ilgili bir kitap yazdınız. Bu kitapta nelere yer verdiniz? 

Ahşap ile ilgili bütün detaylı bilgiler yer alıyor. İnsanların evlerinde kullandığı, çarşı pazarda kullanılan malzemeler, esnafın dükkânını kapattığı ahşap zoknaklı kilitler gibi kültürümüzü yansıtan öğeler yer alıyor. Kitabımda bunları hepsini yazıyorum ama okunmayıp rafa kaldırılan bir kitap olursa neye yarar? Yine hiçbir şeye yaramaz.

GENÇLER ÖĞRENMEK İSTEMİYOR

Sizden bu sanatı öğrenmek isteyen gençler var mı? Sanatınıza ilgi var mı?

O konuda da büyük bir uğraşımız var. Biz kendi üzerimize düşen her şeyi yapıyoruz. 5 tane çocuğum var onlara da öğretiyorum. Ancak, ticari olarak kimse bu işi yapmak istemiyor. Geçler ise belki hobi olarak yapıyorlar ama sıkılıyorlar çoğunlukla. Kazanç yok çünkü. Artık kimse keçe veya ahşap kaşık almıyor. Kime satacağız ki bunları. 

Ahşap olarak neler yapıyorsunuz?

Ahşap olarak kapılar, pencereler, pencerelerin içerisinde kepenkler, eski yapılarda camhane dediğimiz kapalı dolaplar, sandıklar, çeyiz ve bohça sandıkları, ziynet kutuları, büfeler, konsüllerin üzerindeki işlemeler, dibekler yapıyoruz. Bunun yanı sıra, Medine’ye göndermek için bir vaaz kürsüsü yaptık. Gönül istedi gönül isteyince de gerçekleşti. Haber geldi ve yap dediler. Ben de yapıyorum. Bunun üzerindeki işlemelerin Türkiye Cumhuriyetini tanıtan, ülkemizin adını güzel yerlerde gösteren bir şey olmasını istiyorum. Bu makam güzel bir makamdır. Peygamber efendimizin makamıdır. Oraya her şey yakışır, en güzeli yakışır. İnşallah bitince oraya gidip kendi ellerimizle oraya koyacağız.

Şanlıurfa’da bir el sanatları müzesi açılmasını ister misiniz? Buraya eser verir misiniz?

Ben yıllardır bunun da kavgasını veriyorum. Birçok kez, belediye başkanından tutun da kurum müdürlerine hepsine söyledim. Neden bir ahşap müzesi olmasın Şanlıurfa’da? 82 parça ahşap el işi hediye edeceğimi söyledim. Yaklaşık 70-80 bin lira arası bir ücret tutuyor. Sadece, bir yer göstermelerini istedim. Ama, orayı rant sağlayacak kişilere verilmesini istemedim. Hiçbir ücret talep etmedim. Birçok taleplerim oldu ama maalesef olmadı. Öyle bir şey yapamayız diyorlar. Ama kendilerine gelince oluyor. Ticari amaçlı işler yapıyorlar. Herkes rant peşinde. Şurkav’da bir el sanatları sergisi açtılar ama ne var ki orada? Bunun fikrini ben vermiştim ama kendileri yaptılar. Onu da beceremediler. Bu memleket zor bir memlekettir.Biz şu ana kadar çok uğraştık. Ümit ederim bundan sonra güzel şeyler olur. Ölmeden o güzel şeyleri görürüm inşallah. 

ysd yatay

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!