Neyse ki çözüm çok uzakta değil: Saçınızı yıkayan uzman, köpürtmeye başladığında kafa derinizdeki reseptörlere baskı uygulayarak beyninizdeki vagus sinirini uyarır.
Dolayısıyla rahatlamaya başlarsınız. Kan basıncınız ve kalp atışlarınız yavaşlar, stres hormonunun seviyesi azalır ve serotonin gibi "mutlu eden" kimyasallar etkisini göstermeye başlar. Kafanıza yapılan masaj derinleştikçe; potansiyel faydaları da çoğalır: Daha iyi hissedersiniz, bağışıklık sisteminiz desteklenir, gece rahat uyuma İhtimaliniz artar.
Pozitif konulardan bahsetmek, iyi hissettiren sinir ağlarınızı aktive ediyor ve dopamin hormonunun salgılanmasını sağlıyor.
Saç stilistinize ne kadar yakın olursanız, kesim için o kadar az gerilirsiniz ve nasıl şekil verileceğine aldırmazsınız. Güven, kaygı karşıtı bir tedavidir: Sadece saçınızı onun ellerine bıraktığınızda bile oksitosin yani "sevgi hormonu" salgılarsınız. Aynaya baktığınızda; Mükemmel! Bomba gibi görünüyorsunuz! Dönüşüm, beyninizdeki alışılmışın dışında algılarla ilgilenen bölümü ateşler.
Madalyonun diğer yüzü: Kesiminiz istediğiniz gibi olmadıysa, beyniniz de tepkisini gösterir: Öz saygınız kırılır, güvensizliğiniz artar ve işteki performansınız bile kötü etkilenebilir. Neyse ki, bu duruma çok da yabancı değilsiniz; yapılan bir çalışma, standart bir kadının yeni bir saç stili, rengi yada kesimini hayatı boyunca 150 defa deneyimlediğini, dolayısıyla bu aşk ya da nefret hislerine alışkın olduğunu gösteriyor.
Aynı modele takılı mı kaldınız? Hormonlarınızı kontrol ettirin. Östrojen seviyesindeki düşüş kadınların zihinsel eksikliğini frenleyebiliyor. Dolayısıyla yaşlandıkça imza niteliğinde bir görünüme sahip olma olasılığınız daha da çok artıyor. (Habertürk)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.