olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
23 Ekim, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
Ufuklar

Osman Baydemir\'den çarpıcı açıklamalar

Osman Baydemir\'den çarpıcı açıklamalar
HDP Şanlıurfa Milletvekili Adayı Osman Baydemir, geçen seçimde oy çalma hadiselerinin yaşandığını, bunu bizzat gördüğünü ancak kimsenin burnu kanamasın diye sustuğunu söyledi ve ekledi: “Bu seçimde böyle bir durumu sineye çekemem, feryat figan koparırım.”

Hazırlayan:Aziz Çiftçi/Ahmet Meral

Şanlıurfa Olay Gazetesi Fikir Kulübünün konuğu olan HDP Şanlıurfa Milletvekili adayı Osman Baydemir ile Şanlıurfa’dan aday olması, HDP’nin barajı geçmesi, barış süreci ve seçim çalışmaları üzerine konuştuk.

  İşte o söyleşi:

 Celal Çiftçi: Sayın Baydemir, Neden Urfa?

Bu kent benim içimde derin iz bıraktı. Halilürrahman’dan geçen ve buranın suyunu içenin kolay kolay bırakacağını düşünmüyorum. Kısmet oldu ve sizlerle beraber tekrar Urfa’nın geleceği için bir çaba içindeyiz. Rabbim bizleri ve Urfa’yı utandırmasın. Seçimi kazanmak veya kaybetmek mahcubiyet meselesi değil. Önemli olan bir standardı, bir çıtayı tutturmak hatta mümkünse demokrasi çıtasını, barış dili çıtasını ne kadar yükseltebilirsek o kadar hayırlıdır bizim için. Urfa’da seçimin inşallah kazasız belasız bir barış havasında geçmesini arzu ediyoruz. Tabi bunun yanında karanlıkta bir seçim olmasın çünkü karanlıklar musibetlerin görülmesinin zehridir. Aydınlıktan korkanlar karanlıkta iş çevirirler. Bu aydınlık 7 ve 8 Haziran günleri arasında mutlaka işlemelidir. Biz şimdiye kadar var gücümüzle şiddeti önleme adına bize çakıl taşı dahi atılsa buna yanıt vermedik ve vermeyeceğiz.

 URFA EVET DERSE BARAJI AŞARIZ

Celal Çiftçi: Seçim barajını nasıl değerlendiriyorsunuz, HDP barajı geçecek mi?

Demokrasi ülkelerinde baraj uygulaması bir şiddettir. Maalesef bu şiddetin sürdürücüsü ve savunucusu Ak Parti hükümetidir. Diğer muhalif partiler buna HDP olmak üzere bu baraj konusunda indirilmesi ve kaldırılması konusunda büyük bir çaba sarf ettiler ama bunu tek karşı çıkan AKP hükümetidir. Benim inancım HDP’nin barajı geçmesi demek 78 milyon insanın barışa merhaba demesi demektir, yeni bir anayasaya merhaba demektir, İnşallah bununla beraber Türkiye’de yeni bir yol hartası açılması demektir. Barajı aşar mıyız, aşmaz mıyız? Onu seçim günü hep beraber göreceğiz ama şu var ki biz seçim gününe kadar sanki 9,9’da kalmışız gibi çalışacağız. Asla durmayacağız. Bize barajı aştıracak olan bu işin sahibi olan halktır. Benim Urfa’ya geliş nedenlerimden bir tanesi Urfa barajı aşma konusunda kilidi elinde tutan kentlerden bir tanesidir. Urfa evet derse Türkiye’nin de önünü açmış olacaktır. Onun için barajı aşar mıyız? Urfa desteklerse bizim baraj sorunumuz yoktur. Çünkü Urfa’da teveccüh gören bir siyasetin tüm Türkiye’de teveccüh göreceğinden eminim.

 AĞRI’DA AKP PROVAKASYON YAPTI

Bilal Bebe: Çözüm süreci ne aşamada durdu mu devam ediyor mu?

İki yıldır çözüm süreciyle ne gerilla cenazesi ne de asker cenazesi gelmiyor. Bununla beraber normalleşme başladı. Sesler birbirine ulaşmaya başladı. Bu ulaşmaya başlamasıyla bana göre değişim başladı. Bu değişimle HDP’nin yüzde 10 barajını geçeceği anlaşıldı. Anlaşılmasıyla birlikte hükümet tekrar bunu provoke etmeye başladı. Ağrı olayıyla da bunu başlattı. Şu anda öyle bir bakış açısı hâkim ki Türkiye’nin vicdanına baktığımızda bu ülkenin geleceğine dair kaygısı olanlar HDP barajı aşmalıdır diyorlar. HDP parlamentoda yer almalı ki bu çatışmasızlık nihai barışa ulaşsın. HDP barajı aşmalı ki yeni bir toplum sözleşmesi inşa edilsin. HDP barajı aşmalı ki Türkiye tek adam bir dikta ve demokrasi dışı bir başkanlık sistemiyle yönetilmesin diye herkes HDP’nin barajı geçmesinde hemfikir. HDP’ye oyunu vermeyen bile barajı aşmasından yana bir tutum sergiliyor. Hükümet kaynakları aman diyor barajı aşmasın. Barajı aşmaması için askeri ölüme bile gönderiyor. Bunu Ağrı’da yaptı.  Ağrı’da HDP’nin fidan dikme etkinliği vardı. Oraya 15 kişilik bir asker grubu gönderiyor. Gerillayla sıcak bir temas sağlayabilecekleri bir operasyon yaptılar. O operasyonda açıkçası HDP’liler olmazsa kendilerini siper edip araya girmeselerdi. Her bir taraftan ölümler olurdu. Ölümler demek tüm Türkiye’nin yas tutması demek. Buda HDP’ye seçim çalışmalarını yürütemeyeceği bir atmosfer yaratmaktır. Niçin bunu yapıyor? Çünkü HDP barajı aşarsa AKP’nin başkanlık sisteminin ertelenmesi demektir. Gözleri kararmış siyasi bir iradeyle karşı karşıyayız. Bu hırsın demokraside tanımı yoktur. Bu gibi kişiler, güçlü oldukça güçlü olmak isterler, tek başına hâkim olmak isterler. Doymak bilmezler. Şu anda ülkeye baktığınızda olması gereken Başbakanlığı Başbakan yapmalı. Cumhurbaşkanlığı Cumhurbaşkanı yapmalı öyle olması gerekirken Şu anda Erdoğan Başbakan’ın bile yetkilerinin büyük bir kısmını kullanmaktadır.

 Bilal Bebe: HDP barajı aşmazsa ne olacak?

Öyle bir ihtimali düşünmüyoruz. HDP’nin çizgisi nettir, kayıtsız ve şiddetsiz ama şüphesiz radikal demokrasiyi savunan, sivil itaatsizliği önüne hedef olarak koyan, legal demokratik siyasette HDP ısrar edecektir. Eğer ki seçimlere her hangi bir şaibe karışmazsa sandığa giren oylar bütün her yerde tutanak altına alınırsa, yollarda torbalar değiştirilmeden seçim kuruluna olduğu gibi gelirse, kaydedilirken veya birleştirirken herhangi bir hile yapılmazsa yani halkın verdiği oy neyse kayıtlara geçen ve ilan edilen oy ise biz yüzde 9,9’da kalalım benim başım gözüm üstüne, halkın takdiridir deriz.

 BU KEZ FERYAT FİGAN KOPARIRIM

Aziz Budak; Bu gibi hadiselerin yaşanmaması için HDP olarak önlem alacak mısınız?

Şüphesiz ki alacağız. Sandık müşavirliğinden seçim kuruluna kadarki takipte, tutanakların daha sonra sandık sandık mukayese edilmesinde, mutlaka tedbirlerimizi alacağız. Bizim kaygılarımız var, endişelerimiz var. Devletin malından çalanlar halkın oyunu hayli hayli çalarlar. Devlet malını suiistimal edenler böyle bir vebali de almaktan kaçmazlar diye düşünüyorum. Dolayısıyla HDP’nin çizgisi nettir ve asla şiddete başvurmayacağız. İkinci bir hususu size arz edeyim, HDP’nin yer aldığı bir meclis mi barışı inşa edebilir, yer almadığı bir meclis mi? Bunu kısa tarihle anlatayım. Ne zaman ki Kürt legal siyaseti parlamentoda temsiliyet buldu, devletle Kürt muhalefeti arasında direkt veya dolaylı diyalog başladı. HDP devletin de rahatlıkla masaya oturabileceği, rahatlıkla meşruiyet çizgisinde güreşebileceği parlamentoda bir temsiliyet mekanizmasıdır. HDP’nin parlamentoda olmasıyla şiddet kültürüne karşı ortaya koyacağı bariyerin gücü mukavemetiyle, barajı geçmeyip parlamentoda olmamasıyla şiddet kültürüne karşı koyacağı bariyerin gücü arasındaki farkı da görmek gerekiyor. Bunu bilmek veya görmek için de müneccim olmaya da gerek yok. Bir önceki seçimde böyle oy çalma hadiseleri yaşandı. Bunu bizzat gördüm sırf kimsenin burnu kanamasın diye sesimi çıkarmadım. Bu seçim farklı olacak çünkü bu seçim 78 milyon insanın geleceğidir, rejim değişikliği meselesidir. Bu sefer sineye çekemem, ben feryadı figan koparırım. Bu hadiselerin yaşanmaması için oyları korumak hepimizin görevidir.

 HÜKÜMET SAMİMİ OLSAYDI DAĞDA KİMSE KALMAZDI

Celal Çiftçi: Sizin Barış sürecine karşı bakış açınız nasıl, bir de son günlerde bu süreçte tartışmalar oldu siz ne düşünüyorsunuz?

Bana göre Kürt sorunu bağlamında en büyük pozitif manada gelişme 2013’ün Diyarbakır nevruzuyla başlayan ve bu zamana kadar devam eden süreçtir. İlk defa resmen devletle Kürt muhalefeti arasında çözüme dair bir diyalog süreci başlamış olmasıdır. Emin olun hükümet samimi olsaydı pek çok olayda gösteriş yaptığı gibi olan kararlılığı Kürt sorununa karşı göstermiş olsaydı bu 2 yıllık zaman diliminde şu anda dağda tek bir insan kalmazdı. Ama ne yapıldı, çözümden çok adaya kim gidecek tartışmaları yapıldı. HDP’den kim gidecek, kim gitmeyecek.Bunun tartışması yapıldı. Bırak sen kim giderse gitsin senin istediğin barış değil mi? Bir yıl bizi bununla oyaladı. Çünkü yerel seçimler vardı. Maalesef hükümet yeterli iradeyi barış için koymadı. Bir yandan barış dediler bir yandan karakol inşa ettiler. HDP’nin oyları artıkça Cumhurbaşkanı Erdoğan milliyetçi oylara oynamaya başladı.

 CUMHURBAŞKANININ YAPTIĞI MASAYA TEKME ATMAKTIR

Ercan Akkar: İktidar kanadından Kürt sorunu yok denildi sonra Başbakan çıktı bu süreci devam ettireceğiz dedi. Bu süreç seçime endeksli olarak mı yürütülüyor?

Kürt sorunu eğer yoksa bu 2 yıldır başlayan süreç nedir? O açıdan hükümet çözüm sürecini bir siyasi rant alanı olarak gördü. Hem seçim öncesi şiddetsizlikten oy kaybetmemek hem de çözümden puanları kendisi toplamak istiyor. HDP bu noktada varlık gösterdiği andan itibaren bu işin artık oy olarak karşılı olmadığını görünce açık söylemek gerekirse masayı tekeyle devirmeyle çalışıyorlar. Şu anda Cumhurbaşkanının yaptığı masaya tekme atmaktır.

 ERDOĞAN’IN YAPTIĞI SİYASİ AHLAKA SIĞMAZ

Bilal Bebe: Cumhurbaşkanının parti lideri olarak meydanlarda oy istemesini nasıl karşılıyorsunuz?

Bir Cumhurbaşkanının ceketini bırakıp bir siyasi partinin ceketini giyip meydan meydan dolaşıp halktan 400 vekil istemesi ne demokrasi nezaketine sığar, ne de benimsemediği, tasvip etmediği o anayasaya sığar. Bu siyasi ahlaka da sığmaz. Cumhurbaşkanlığı bütçesi şu an seçim bütçesi olarak kullanılıyor. Partinin seçim için aldığı para yetmiyor, Cumhurbaşkanlığı bütçesi yetmiyormuş gibi bir de örtülü ödenek alındı. Cumhuriyet tarihinde hiçbir Cumhurbaşkanının yapmadığı bir şeyi yapıyor.  Daha önce Abdullah Gül getirilen bir yasa hakkında ufak bir konuşma veya düzeltilmesi gerektiğini söylediğinde O zaman ki Başbakan Erdoğan ona sen vesayet mi kuruyorsun diyordu. Aynı partiydi, aynı partinin adamları ve kurucularıydı. Şimdi ne oldu? Peki, ne değişti kim değişti. Bunu Abdullah Gül yapsa siyasete zerre kadar yaklaşsaydı, Erdoğan feryadı figan koparırdı. Ama kendisi şu anda siyaset sahnesinden inmiyor. Şu anda Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı yüzde 51 benim olsun yüzde 49 da benim düşmanım olsun ki yüzde 51’i sürekli muhafaza ve canlı tutayım düşüncesindedir.

 BİZİM BİR ÇATI KİMLİĞE İHTİYACIMIZ VAR

Bilal Bebe: Barış adına Ne mutlu Türkiyeliyim diyebilecek misiniz?

İlk önce ben bu dünyaya insan olmaya geldim. Türk, Kürt, Arap veya başka ırktan olmadan önce Müslüman bile olmadan önce insan olabilmektir. Bütün dinler insanlara geldi. Elbette ki önce insan olmak sonrasında kendi kimliğinizi yaşayabilmek, hangi dine mensup olursa olsun ilk önce kendi kimliğini yaşamasıdır. Herkesin birbirine saygı göstermesi gerekiyor. Bu topraklar içinde yaşayan Kürtler, Araplar, Türkler ne kadar etnik köken varsa bizim bir çatı kimliğe ihtiyacımız var. Bu da Türkiyeliyim demektir. Buda coğrafi bir kimliktir. Bu Anadoluluyum da olur, Mezopotamyalıyım demek de olur. Bu Türkiyeli de olur, kimsenin kimseye üstün kılınmadığı bir çatı kimliği olursa, biz bunu demekten asla gocunmayız.

 DİN SİYASİ ARENADA KULLAMILMAMALI

Celal Çiftçi: Cumhurbaşkanının meydanlara elinde Kuran’ı Kerimle çıkmasını, Diyanet Başkanının arabasını iade etmesi ve bunu İbreti âlem için yapıyorum demesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Diyanet Başkanının sözü son derece doğru bir söz bundan da Erdoğan’ın ibret alması gerektiğini düşünüyorum. Bu tartışma bence ilk meyvesini verdi. Bir hata görüldü ve şu an o hatadan dönülüyor. Çok açık belirtmeliyim ki kerbeladan bu yana devlet ne zaman dini kendi tekeline almaya istediğinde ve baskılamaya çalıştığında bir trajedi yaşanıyor. HDP’nin duruşu açık ve nettir. Devlet özü itibarıyla tertemiz bir mekanizma değildir. Devlet din üzerinde politika oluşturma çabasından vazgeçmelidir. Din, Allah ve bireyin arasında ki saf ve temiz bir şekilde kalmalıdır. Devlet dini siyasi bir arena olarak kullanmamalıdır. Demokrasilerde her kurumu eleştirmek haktır. HDP’nin de bu kuruma çıkışının sebebi bu kurumun doğru işlemiyor olması çıkışıdır. Hükümet, hangi kurum tekelindeyse sorun yok ama tekeline alamadığı kurumlarda sorun var diyor kaldıralım diyordu. Daha önce YÖK’ü de kaldıracağız dediler ne oldu niye kaldıramadılar, çünkü tekellerine girdi. Herkes çağrıda bulunuyorum hiçbir parti dini inancı tekeline almamalıdır. İnanç sivil olmalı ve sivil kalmalıdır. Biz inancımızı diyanetin politikalarından mı öğrendik yoksa sivil ve tarafsız olan medreselerden mi? Bu devlet bu kurumu tekeline almaktan vazgeçmelidir. Benim inancım odur ki bu toplum bu idarecilerin manipülasyonuna gelmeyecektir.

 URFALILAR FATURAYI SANDIKTA KESECEKTİR

Celal Çiftçi: Önceki seçimlere göre HDP’nin Urfa’da oyunu artırdınız bu seçimde hedefleriniz ve Urfa’ya baktığınızda sizce en büyük sorunları nelerdir?

Ben Urfa halkına teşekkür ediyorum 2014 seçimlerinde beni evladı olarak gördü ve bağrına bastı. Partimize 110 bin destekten, kedilerin trafoya girmesine rağmen yüzde 100 bir artış oldu. Sosyolojik olarak izah olamayan yüzde 100 lük artışı Urfa başardı. Yine bu seçimlerde yüzde yüzlük rekor bir artışı bekliyoruz. O seçimde manipülasyon yapılmasına rağmen bu başarıyı sağladık. Kepenkler kapanacak propagandası toplumda bir korku, tedirginlik yarattı. Halkın bir kısmı buna inandı fakat şimdi Ak parti hükümetinde birçok esnaf kepenk kapattı. Şu anda esnafları geziyoruz ve bana daha siftah yapmadık diye yakınıyorlar. Akçakale’de kepenklerin yüzde 40’ı kapandı. Bakın şimdi Urfa’nın en işlek caddesinin birçok dükkânı boş, kirası yüksek ve vatandaşın alım gücü yok. Var olan işsizliğe belki üç katı işsizlik daha eklendi. Urfa’nın sorunları her yıl katmerleşerek büyüyor. Emekli, işçi, işsiz, esnaf, öğrenci, kime dokunuyorsak bir dokunuyoruz bin ah işitiyoruz. Bana göre hükümet mazlumun ahını aldı. İnancım odur ki Urfalılar sandığa gittiğinde bunun faturasını kesecektir. Hükümet Urfa’yı her zaman çantada bir keklik olarak gördü. Nasıl olsa oyunu alırız diye. Biz Urfa’dan büyük bir teveccüh bekliyoruz. Urfa’da muhalefet eksikliği var. Urfa’dan HDP 6 Milletvekili çıkararak bu eksikliği tamamlayacaktır. İşsizliğin yanı sıra Urfa’da elektrik sorunu kentin iliklerine kadar işleyen bir sorun ve zulme dönüşmüştür. Bakın sadece Akçakale’de 120 bin dönümlük alanda ekinler kurudu. Kan davalarında bile insanın ekmeğiyle oynanmaz. Ama bu coğrafyanın ekmeğiyle oynadılar. Biz Urfa’da yılda 4 milyar dolarlık hububat ve pamuk vs. elde ediyoruz. 13 yıldır iktidardasınız buraya bir tane fabrika kurulmadı. Bu ürünler burada işletilirse buradan dünya pazarına gönderilse Urfa bırakın bu nüfusu bu nüfusun on katını besleyebilecek ve ihya edebilecek bir zenginliğe sahip olur. Urfa’yı elektrik hırsızlığıyla suçluyorlar. Ben devlet malından hiç çalmadım. Bunlar yıllardır nakil yapan enerji hatlarındaki kaybolan elektriği millet çaldı diye suçladılar. Hep bu kayıp, o eskimiş tükenmiş olan o hatlarda kayboluyor bu enerji.

 HDP İNANÇLARIN GARANTİSİDİR

Kemal Uğuzlu:  Partinizin biz diyaneti kaldıracağız gibi söylemler içine girmesini nasıl karşılıyorsunuz?

Bir toplumun itikatsızca tek başına maddiyatla ilerleme şansı yoktur. İlerlerse o ilerlemenin kalıcı şansı yoktur. Maddiyat nasıl bir kanatsa maneviyat ta öyle bir kanattır. İki kanat olmazsa uçmak mümkün olamaz. Hangi siyasal organizasyon olursa olsun itikadı ortadan kaldırmaya çalışırsa onun muvaffak olma şansı yoktur. Bizim duruşumuz inancımızı, tertemiz olan imanımızı kendi siyasi alanına almaya çalışan devlet erklerine karşıdır. İnanç alanı tamamen özgür bırakılmalıdır. Hiçbir siyasi parti bunu kendi siyasi alanına almaya çalışmamalıdır. Elbette devletin olanakları da bu alanda koruma adına sunulmalıdır. Bütün okullarda din dersi haricinde dinler tarihi dersi olmalıdır. Bir Müslüman tüm dinlerin doğuşunu nasıl geliştiğini bilmelidir. Bilgisizliğin yanlış bilgiyi doğuracağını unutmayın. Yanlış bilgi de toplumu musibete götürür. Şu an yanı başımızda olan IŞİD belası bir dış gücün ötesinde en büyük cehalettir. O halde bilgiyle toplumumuzu donatmamız gerekiyor. HDP’nin duruşu asla inançlara karşı bir duruş olamaz. Siz bir söz söylersiniz karşıtınız olan bir kişi bunu manipüle edip değiştirme çabasındadır. Şu anda Ak Parti’nin, Genel Başkanımıza yapmak istediği budur. HDP bana göre aslında inançların garantisidir. Oysa Erdoğan oy devşirmek için kutsalımızı meydanlarda kullanıyor ve kimse bunu görmüyor. İnşallah bu seçimler ülkemize hayırlı olur, kazasız belasız geçer diyorum.

  

ysd yatay

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!