olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
Ufuklar

Mehmet Sadık Alican hazırladı...

Mehmet Sadık Alican hazırladı...
0

Hazırlayan: Mehmet Sadık Alican

 Son 14yıldaki her 6 Ocak akşamı olduğu gibi..Koskoca salon tıka basa dolu..Siyasi beklentilerine bu anma proğramını alet edenler..Ömrü boyunca M Akif İnan ı tanımamış  zikrini fikrini bilmemiş ve şuur dan şiir den bi haber orada bulunma sebepleri sadece belki protokolden bir iki kişiyle aynı kareye girebilirim i düşleyen onlarca zevat..

Ve M Akif İnan ı tanıyan bilen anlayan özümseyen gözleri yaşlı yürekleri buruk köşelerine çekilmiş hanımefendiler,  beyefendiler, Akif ağabeylerine olan hürmetlerinden ve vefa ya sahip çıkanlardan..Verilen sözler, havada kalan vaadler, abartılı anlatımlar siyasi şova dönüştürülen bir anma prğramı..

Umarız ki doğumunun 75. Yılı ölümünün 15. Yılı olan bu anma proğramında aynı manzaralara şahit olmayız.Onun fikirlerinin hayat mücadelesinin devamını sağlayacak projelerin hayata geçtiğinin müjdesiyle bir nebze de olsa hüznümüze buruk bir sevinç düşer.

 Arkadaşıyla Derya adlı bir gazete çıkardı

Lise yıllarında yazmaya başlayan İnan'ın ilk yazı ve şiirleri, Urfa Demokrat Gazetesinde yayınlandı. Urfa'da bir grup arkadaşıyla Derya adlı bir gazete çıkardı (1958). Hepsi de lisenin son sınıfında okuyan bu arkadaşların her biri ileride ünlü gazeteci, yazar ve yayıncı olacaklardır.

Mehmet Akif inan'ın şiir ve yazı çalışmalarını etkileyen iki arkadaş çevresi vardır. Bunlardan birincisi Urfa'da, ikincisi ise Maraş'tadır. Urfa'daki bu yazar ve arkadaş grubunun adları şöyledir: Abdülkadir Billurcu (Bizim Anadolu gazetesinin yazı işleri müdürü), Zübeyir Yetik (Bir dönem Milli Gazete genel yayın müdürü), Nihat Armağan (Fikir Yayınlarının kurucusu], Cuma Beyboğa (Derya gazetesinin sahibi], Nabi Kılıçoğlu, Mehmet Emin Balyan, Sabri Aslan, İbrahim Kızılgöl, Cemal Kayar, Ahmet Rüzgâr ve Yusuf Demirkol.

Urfa'da Sıra Geceleri geleneği, herkesçe bilinen önemli bir toplantı geleneğidir. Bu toplantılarda ev sahibinin çiğ köfte yapıp ikram etmesi adettir. Sıra gecelerinde divan şairlerinden şiirler okunur ve klâsik musikî meşk edilir. Bu toplantılarda Özellikle Fuzûlî 'nin ve Nâbi'nin gazelleri sevilerek okunan şiirlerdir. Ayrıca Urfalı şair Abdi, şair Şevket ve Yaşar Nezihe Hanım'dan da şiir ve gazeller okunur. Bu gazellerin çoğu bestelenmiştir. Şair M. Akif inan'ın şiire karşı olan sevgisi ve tutkusu, içinde bulunduğu böylesi bir ortamdan kaynaklanmaktadır. 1950'li yıllardaki Urfa'nın şehir hayatı, Urfa'daki sanatkâr ve musikişinas arkadaş çevresi, Urfa'da yasayan insanların geleneksel kültür ve edebiyatımızla olan yakın ilişkileri, inan'ı büyük ölçüde etkilemiştir. Şair o günleri şöyle anlatmaktadır;

“Hafta sonlarında birbirimizin evlerinde toplanırdık. Hem çiğ köftelerimizi yer, hem de konuşmalar, tartışmalar yapardık. Kendi aramızda münazaralar düzenlerdik. Müzik de yapardık. Benim ayrıca şehrin önde gelen hanende ve sazende takımıyla da ahbaplığım vardı. Mesire yerlerine gider, sabahlara kadar eğlenir, fasıllar geçerdik. Ayrıca arada bir Muhammed Hafız'a giderek ondan eski yazı ve Farsça dersleri de alıyordum. Tabii baş tutkum ve uğraşı olanımsa şiirlerdi.”

Şiir ve sanat çalışmalarını etkileyen ikinci arkadaş çevresi; lise son sınıfının ikinci yarısında Urfa'dan sürgün olarak gittiği Maraş lisesindeki edebiyata ilgi duyan arkadaşlarıdır. Burada tanıştığı arkadaşlarıyla bütün bir ömür boyu ayrılmayarak edebiyat yapacak, edebiyat dünyamızda önemli izler bırakan iki derginin kurucuları arasında yer alacaktı.

Akif inan'ın 1959'da Maraş lisesi son sınıfındayken tanıştığı, sanat ve edebiyata ilgi duyan, şiir, hikâye ve denemeler yazan arkadaşları arasında başta Nuri Pakdil olmak üzere Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Alaeddin Özdenören ve Rasim Özdenören bulunmaktaydı. Maraş'taki arkadaşlarının hepsi yeni edebiyat taraftarı olmalarına karşılık Akif inan”in klâsik edebiyat geleneğimizden yana olması bu iki farklı edebiyat yanlılarını ayırmaz, bilâkis düşünce ve edebiyat dünyalarını daha da zenginleştirir.

Maraş'ta öğrenciyken Hizmet adlı bir mahalli gazetede sürekli yazılar yazar. Kendi ifadesine göre oldukça ilgiyle karşılanan “Urfalı Şairler” konulu bir de konferans verir. Okul dışındaki zamanın önemli bir bölümünü sanat bağlısı arkadaşlarla bir araya gelerek geçirdiğini, yazar ve şair Şeref Turhan'ın kitapçı dükkânı, Çocuk Bahçesi, Batı Park arkadaşlarıyla buluşma yerleri olduğunu özel notlarında kaydeder. Buluştuğu arkadaşlar arasında Mehmet Bayazıt, Hasan Seyithanoğlu, Sait Zarifoğlu gibi fikir ve sanat tiryakisi arkadaşların olduğundan söz eder. Bundan sonrasını Akif inan'ın kendi notlarındaki ifadelerinden aktaralım:

 “Bu görüşmeler esnasında adı çok sık geçen bir kişi vardı. Kendisine hayranlık ve saygı duyulan bu kişi Nuri Pakdil'di. Şimdi İstanbul Hukuk Fakültesinde öğrenciymiş, Maraş lisesinde okurken Hamle adlı bir dergi çıkarmış, edebiyat çevrelerinin tanıdığı birisiymiş. Kulağım ona dair bu tür bilgilerle dolmuştu. Günlerden bir gün Pakdil'in Maraş'a geleceğini işittim. Bu haber, yalnız sanatla ilgilenenlerce değil, daha bir çok kişi ve çevrelerce bir coşku ile yayılıyordu. Daha iyi anladım ki, Pakdil, sevenleri; sayanları çok olan birisiymiş. saygın bir aileden gelen, sosyal ilişkileri güçlü, sözü savı dinlenen, hatta bir oranda karizması olan bu kişi, yani Pakdil, bir gün Maraş'a çıkageldi. Beklenen adam geldi.”

Ankara'da, hemşehrisi Salih Özcan'ın çıkardığı ve ilk sayısı Kasım 1958'de yayınlanan, İslâm'ı Hilâl dergisinin (1962-1964 dönemi) müessese müdürlüğünde bulunur. Bir kısım yazıları bu dergide yayınlanır. Hilâl dergisinin yayınlarını yönetir. Bu dergi, 19601ı yılların önemli aylık İslâmi mecmualarından biridir.

M. Akif inan, 1964-1969 yılları arasında Türk Ocaklarında önce müze ve kütüphane, sonra merkez müdürlüğü yapar. Bu dönemde başta Türk Yurdu olmak üzere, Türk Ruhu, Filiz, Fedai, Orkun, Oku, Defne, Yeni istiklâl gibi dergi ve gazetelerde şiir ve yazıları yayımlanır. Bu dönem içinde yazıp da dergilerde yayınladığı hiç bir şiirini daha sonra yayınlayacağı iki şiir kitabına almaz.

 23.07.1965 yılında edebiyat öğretmeni Sevim Hanımla evlenir. Bu evlilikten bir kızı dünyaya gelir. 1967 doğumlu Şakire Banu. Akif İnan'ın hayattaki bu tek kızından başka evlâdı olmamıştır. Bu kızından ikisi kız diğeri erkek olmak üzere üç torunu vardır.

Mehmet Akif inan'ın Ankara Seyranbağları, Ballıbaba Sokak Gül Apt. 82/2'deki evi, annesinden kendisine kalmıştır. Bu evde sürekli edebiyat ve sohbet toplantıları yapılırdı. Bu alışkanlık ve gelenek, Urfa'dan tevarüs ettirdiği sıra gecelerinden kaynaklanmaktadır. Bu eve M. Akif İnan'ın Ankara'daki sanat çevresindeki arkadaşlarından başka şair ve düşünür Necip Fazıl Kısakürek da çok sık gelmiş ve kalmıştır. Üstad Necip Fazıl'la tanışması ise daha eski tarihlere dayanır. M. Akif inan 1960lı yılların başında Büyük Doğu mecmuasına şiir ve yazı gönderir. Bazı şiirleri bu dergide yayınlanır, l965'te Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin Dekanı Prof. Dr. Emin Bilgiç'tir. Akif inan'ın ricası ve büyük gayretleriyle Necip Fazıl İstanbul'dan Ankara'ya konferans vermeye davet edilir. Üstad, büyük ses getiren bu konferansını bu fakültede İnan'ın gayretleri sayesinde gerçekleştirir. Bundan sonra aralarında hususi dostluk başlar. Necip Fazıl'ın en çok sevdiği ve takdir ettiği birinci halkadan öğrencisi olan Akif inan, bir şiirinde kendisine Üstadın Büyük Doğu mecmuasının annelik ettiğini, hayatı boyunca savunduğu bütün fikirlerini Büyük Doğu'dan özümlediğini, adeta bir anneden süt emer gibi emdiğini açıklar.

 

 

Ve bir sofra gibi sersem önüne

Yerli düsüncenin ürünlerini

 

Insani kirleten heykeller gördüm

Günesi karartan kiyamet gibi

 

Ey yolda kaybolan ezilen haber

Asarak zamani yenile cagi

 

Betonlar mezardir düse sevince

Saksilar dogaya özlem eylemi

 

Siir bahcemizdi gökdelen oldu

Aklimiza nasil bak gülen oldu

 

Soyumu yüklendim bu cag icinde

Urfa bir dag gönlüm bir bag icinde

                      Mehmet Akif İnan

 

MESCİD-İ AKSA

Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde

Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu

Varıp eşiğine alnını koydum

Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu

 

Gözlerim yollarda bekler dururum

Nerde kardeşlerim diyordu bir ses

İlk Kıblesi benim ulu Nebi'nin

Unuttu mu bunu acaba herkes

 

Burak dolanırdı yörelerimde

Mi'raca yol veren hız üssü idim

Bellidir kutsallığım şehir ismimden

Her yana nur saçan bir kürsü idim

 

Hani o günler ki binlerce mü'min

Tek yürek halinde bana koşardı

Hemşehrim nebi'ler yüzü hürmetine

Cevaba erişen dualar vardı

 

Şimdi kimsecikler varmaz yanıma

Mü'minde yoksunum tek ve tenhayım

Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı

Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım

 

Mescid-i Aksa'yı görüm düşümde

Götür müslümana selam diyordu

Dayanamıyorum bu ayrılığa

Kucaklasın beni İslâm diyordu.          

                  Mehmet Akif İnan          

 

 Mehmet Akif İnan kimdir?

Mehmet Akif İnan, (d. 12 Temmuz 1940 Şanlıurfa - ö. 6 Ocak 2000 Şanlıurfa) Türk şair, yazar, araştırmacı, öğretmen.1952 yılında İlkokulu bitirdi. 1958'de Urfa Lisesi'nden Maraş Lisesi'ne sürgün gönderildi. Aynı yıl bir grup arkadaşıyla Derya Gazetesi'ni çıkardı. Bir yıl sonra Maraş Lisesi'nden mezun oldu ve ilk Konferansını Urfalı Şairler üzerine verdi. Aynı yıl içinde Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne kaydoldu. İki sene sonra bıraktı.

1960 yılında Kahramanmaraş'ta Necip Fazıl Kısakürek ile tanıştı. 1962 yılında tekrar üniversiteye döndü ve 1972'de mezun oldu. Bu süre içinde 1962-1964 yılları arasında Hilal Müessese Müdürlüğü'nü yaptı. 23 Temmuz 1965 günü evlendi.1964-1969 yılları arasında Türk Ocağı'nda faaliyet gösterdi. 1969'de Nuri Pakdil ile birlikle Edebiyat Dergisi'ni kurdu. 1969-1972 arasında Türk Taşıt İşverenleri Sendikası'nda uzmanlık görevinde bulundu.İlk kitabı "Edebiyat ve Medeniyet Üzerine" yi 1972 yılında çıkardı. İlk şiir kitabını ise 1974 yılında Hicret adıyla çıkardı. 1975'de Kısa dönem askerlik yaptı. Daha sonra 1976-1990 yılları arasında Mavera Dergisi'nde kurucu olarak yer aldı.

1977-1980 yıllarında Gazi Eğitim Enstitüsü'nde Türkçe Edebiyat öğretmenliği yaptı. Bu dönemde eğitim Enstitüleri için Oktay Çağlar ile beraber "Yeni Türk Edebiyatını hazırladı. Daha sonra Ankara Fen Lisesi öğretmenliğine atandı. Vefatına kadar bu lisede öğretmenlik yaptı.

 

1985 yılında "Din ve Uygarlık" adlı denemeler kitabını çıkardı. 1991'de "Tenha Sözler"i yayınladı. 1993-2000 yıllarında Eğitim-Bir'i kurdu ve başkanlığını üstlendi. Aynı zamanda Memur-Sen Konfederasyonu başkanlığını yürüttü. 1998'de Kanal 7'de kültür ve sanat programı hazırlayıp sundu.1999 Haziran'da rahatsızlandı ve ölümcül hastalığı teşhis edildi. Aynı yıl Aralık ayında Urfa'ya döndü. 6 Ocak 2000 günü Urfa da  vefat etti.

ysd yatay

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!