KESK Ankara heyeti Urfa'ya geldi

Haber: Mehmet Kaması

FETÖ soruşturmaları kapsamında gözaltılar Eğitim-Sen Sendikasına bağlı olan öğretmenlere de sıçramıştı. Bu kapsamda PKK ile bağlantıları olduğu gerekçesi ile binlerce Eğitim-Sen Sendikasına bağlı öğretmenler açığa alınmıştı. Bununla ilgili merkezi Ankara olmak üzere KESK Konfederasyonun başlatmış olduğu 'haklı yürüyüş' mücadelesinin 3’üncü durağı Şanlıurfa oldu. Açığa alınan öğretmenler için il il dolaşıp basın açıklaması yapan KESK üyeleri bir önceki gün Şanlıurfa’da yaptığı basın açıklaması ile bir kez daha açığa alınan öğretmenlerin yanında olduklarını gösterdiler. 27 Eylül’de başlayan yürüyüş 15 Ekim’de Ankara’da son bulacak. Gelen gurubu karşılayan Şanlıurfa KESK üyeleri, burada hep birlikte yaptığı ortak basın açıklamasının ardından bir sonraki durakları olan Gaziantep’e gitmek için yola çıktılar. Toplanan grup adına basın açıklamasını yapan KESK Yürüyüş Kolları Üyesi Fatma Çetin, “KESK olarak 27 Eylül Kamuoyunda paylaştığımız mücadelecilik kapsamında dünden beri Türkiye’nin 3 noktasından çok onurlu haklı yürüyüş başlattık.” dedi.

‘İşimize, geleceğimize sahip çıkıyoruz’

“KESK olarak 27 Eylül’den beridir yürüyüşlerini kamuoyunda paylaştıklarını belirten KESK Yürüyüş Kolları Üyesi Fatma Çetin, “Dünden beri Türkiye’nin 3 noktasından çok onurlu haklı yürüyüş başlattık. Arkadaşlarımız İstanbul’dan, İzmir’den ve biz dün Van üzerinden Diyarbakır’dan Urfa’ya geldik. 'İşimize ve geleceğimize sahip çıkıyoruz' şanı ile yollara düştük ve biz 15 Ekimde bütün arkadaşlarımızla haklı taleplerimizi haykırmak ve siyasi iktidarı bir kez daha uyarmak için Ankara’da toplanacağız.” diye konuştu.

‘Herkesten önce biz darbeyi lanetledik’

Türkiye'nin uzun bir zamandır karanlık bir süreçten geçtiğini belirten Fatma Çetin, “Darbe süreçlerinin iç içe geçtiği basarısız askeri darbelerin sivil siyasiler tarafından kendine muhalif, kendine düşman bütün kesimlere sırtını döndüğü bir süreci yaşıyoruz. Darbeden hemen sonra şimdiye kadar darbeye herkesten önce biz, darbeciye haklı mücadelede en çok tepki koymuş bir gelenekten gelen bir konfederasyon olarak 15 Temmuz darbe girişimini lanetledik.” şeklinde konuştu.

‘İktidar darbecilerin ekmeğine yağ sürmüştür’

Siyasetçilere önceden darbecilerle mücadele edilmesi gerektğini vurgulayan Fatma Çetin, “Darbe zihniyeti ile mücadele edilmelidir. Ancak siyasi iktidarın 15 Temmuzdan önce izlediği politikalar kanla büyüttüğü insanı kısıtlayan politikalardır. Dışarıda ve içeride savaşı derinleştiren yoksulluk politikalarını derinleştiren toplumla kutuplaştıran siyasi iktidarlar darbecilerin ekmeğine yağ sürmüştür. Bizler darbe zihniyeti ile mücadeleye varız. Siyasi iktidar ne yaptı, Kanun Hükmünde Kararnamelerle OHAL bahanesi ile kendisinin şimdiye kadar cebeleşdiği ama bir türlü gerçekleştiremediği pek çok saldırıyı hayata geçirmeye başladı.” ifadelerini kullandı.

‘Barış isteyen bir konfederasyonuz’

“Barış isteyen, demokrasi isteyen bütün kesimleri baskı ve zulmün her türlüsü ile kandırmaya çalıştı.” diyen Fatma Çetin, “Kamu emekçileri ve özelde KESK olarak biz 14 yıldır bu ülkeyi yönetirken bu siyasi iktidar, cemaatle kol kola atarak onun politikalarına karşı eleştiri hakkında tutun da her türlü mücadele yöntemini demokratik itirazlarımızı biz kullanırken bizim arkadaşlarımızın üyelerimizin, sendikalarımızın ve Konfederasyonumuz KESK’in oza pişiren siyasi iktidar, sanki bu darbenin sorumlusu biz kamu emekçileriymiş gibi bizlere hesap sormaya kalkıyor.” diye belirtti..

‘Barışı ve demokrasiyi savunmak asla suç değildir’

Siyasi iktidarı bir kez daha uyardıklarını söyleyen KESK yürüyüş kolları üyesi Fatma Çetin, “Bizim alnımız açık, başımız dik. Özür dileyecek hiçbir hesabımız yoktur. KESK olarak dün ne dediysek bugün de sözümüzün arkasındayız. Biz kamu emekçilerinin, emeğinin hakkını savunuyorduk. Bugün de savunmaya devam edeceğiz. Biz bu ülkemde savaş olmasın, ölümler olmasın, barış olsun yaşam hayat bulsun dedik. Bugün de bunları savunarak mücadele edeceğiz. Ancak bizim bütün bu taleplerimiz siyasi iktidar tarafından maalesef kıyılmaz edilmiştir. Barışı ve demokrasiyi savunmak asla suç değildir.” şeklinde konuştu.