Kent Konseyi’nde sular durulmuyor!

(Özel Haber: İbrahim Halil ASLAN-Faruk DEVECİ)

Her sene kargaşaya ve bir takım iddialarla gündeme gelen Kent Konseyi bu sene de şaşırtmadı. Kent Konseyi’nde iddiaların ardı arkası kesilmezken, ortaya atılan iddialar ise yenilir yutulur cinsten değil.

SEÇİM İDARE MAHKEMESİ’NE TAŞINACAK

Mevcut Başkan Erkan Sözen tarafından yürütülen Kent Konseyi 5 Ekim günü kongreye giderek sandığa gidiyor. 5 Ekim’de gerçekleşecek genel kurul toplantısında 1200 seçmenden 250’ye düşürüldüğü ve delege listesinde ise mimar, mühendis, avukat, doktor gibi meslek gruplarının listeden çıkartıldığı iddia edildi. Hatta kentte bazı mimarların yaşanan bu iddiadan sonra İdare Mahkemesi’ne seçimin iptal için başvuracağı öğrenildi.

BAZI ODALAR SEÇİMDE YOK

Kent Konseyi’nde yaşananlar bununla da sınırlı değil. 5 Ekim’de seçime gidecek olan Kent Konseyi’nde bazı odaların temsiliyet hakkını verilmediği öğrenildi. Öte yandan Kent Konseyi’nde Kasaplar Odası, Çayçılar Odası, Terziler Odası gibi odalar bulunurken, Tabipler Odası, Şanlıurfa Barosu, İnşaat Mühendisleri Odası gibi sivil toplum kuruluşlarının olmaması ise akıllarda soru işareti bıraktı.

BAZI STK’LAR TEPKİ GÖSTERMİŞTİ

Geçtiğimiz günlerde TMMOB Bileşenleri, KESK Bileşenleri Urfa Tabip Odası, Urfa Barosu, ŞUTSO 8.Meslek Komitesi, ortak bir açıklama yaparak, Kent Konseyi'nden bazı meslek grubu temsilcilerinin dışlanmasına tepki göstermişti. TMMOB Bileşenleri, KESK Bileşenleri, Urfa Tabip Odası, Urfa Barosu, ŞUTSO 8.Meslek Komitesinin içinde barındıran meslek odaları adına hazırlanan basın açıklamasını ŞUTSO Meclis Üyesi Cemal Beyaz yapmıştı. Beyaz, “Konseyin yapacağı genel kurul toplantısında TMMOB Bileşenleri, KESK Bileşenleri, Urfa Tabip Odası, Urfa Barosu, ŞUTSO 8.Meslek Komitesinin içinde barındıran meslek odaları gibi belirli kurumların yer almaması, Kent Konseyinin görevlerinden biri olan; “Kent yönetiminde saydamlık, katılım, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik ilkelerinin uygulanmasına katkıda bulunmak”  maddesine aykırı düştüğü gibi aynı zamanda kentin sorunlarını taraflı bir yaklaşımla değerlendirmiş olacaktır. Daha demokratik bir şekilde kurgulanmış olan “Kent Konseyi”, pratikte idarenin insiyatifi doğrultusunda hareket edebilmesi ve genel kurulda yok saymaya çalıştığı kurumlarla anti-demokratik bir hale dönüştürmüştür. Bizler bu kentin meslek odaları sendikaları vakıf dernekleri  dinamikleri olarak kent konseyinin bu süreci iyi yönetemediği basına ve kamuoyuna yeterli bilgi paylaşımının yapılmamasının kasıtlı yanlı taraflı olduğu kanısındayız. Bazı kurumların yer almamasını; bazı kurumları kendinden sayan diğer kurumları görmezden gelmeye çalışan zihniyet kentin sorunlarına kulak veren kafa yoran bilimden beslenen kurumları yok saymaya çalışmıştır. Kentin sorunları kentin daha yaşanılabilir halkın isteklerini bilen araştıran bilimden beslenen kurumlar olarak bulunmamamızın kabul edilemez olduğu çeşitli kaynaklar tarafından bilinçli olarak oluşturulduğunu düşünüyoruz. Kent Konseyi listesinin belli çerçevede tutulup ilan duyuru bilgilendirme sürecinin kasıtlı olarak kısıtlandığı kanısındayız. Bu kentin en büyük sorunlarının sağlık, hukuk, eğitim, yapılaşma, ulaşım, kentleşme,  çevre ve göç faktörleri göz önüne alındığında sadece kentin bir bölümü dahil edilerek büyük bölümünü dışarıda tutmaya çalışan zihniyet kentin ve halkın çıkarlarını gözetmekten yoksundur. Eğitimcinin sağlıkçının emekçinin mimar mühendislerin içinde bulunmadığı kent konseyi ancak ve ancak kentin sorunlarının üstünün kapatılması geçiştirilmesi, gelişiminin önünü tıkamaktadır. Sağlık sorunları ile ilgili sağlık kurumlarının söz hakkının olmadığı, kentin yaşanılabilir, kentleşmeye uygun halkın çıkarını teknikten bilimden beslenen gözeten mimar mühendislerin meslek odalarının olmadığı, eğitim konusunda bilimi esas alan kurum ve sendikaların olmadığı, düşünce farklılıklarından kaynaklı partilerin olmadığı. Mevcut durum yanlı taraflı kentin sorunlarına çözüm olmaktan uzak bir kurul oluşacağı farklı ses ve dinamikleri göz ardı ederek çalışma yürütemeyeceği bu tutumun biz bildiğimizi okuruz en iyisini biz uygularız mantalitesinin bu kente ne kadar zarar verdiği gelişimin sorunların ortadan kalkmasına engel olduğu bilinmektedir. Bizler bu   dinamikleri olarak söz hakkı olan kurumlar olarak bu yanlı taraflı tutumu eleştiriyor kınıyoruz. Kenti belli çevrelerin belli çevrelerin çıkarları doğrultusunda yönetildiği değil tüm kentlilerin temsiliyetinin olduğu demokratik katılımcı bir anlayış ve kente dair kararların ekolojik sınırları gözeten, koruyan bir bakış açısıyla alındığı bir kent konseyi yapısının oluşması gerektiğinin altını çiziyoruz. Bizler meslek odaları sendikalar kurumlar olarak kentin, halkın sorunlarına katkı sunmaya; eleştirilerimizi yapmaya devam edeceğiz yok saymaya çalışan zihniyeti boşa çıkaracağımızı tüm Urfa kamuoyu ile paylaşır saygılar sunarız” ifadelerini kullanıştı.

“MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCISI GİBİ MESLEK GRUPLARININ TEKNİK ANLAMDA KENT KONSEYİ’NDE YER ALMASI GEREKİR”

Şanlıurfa Şehir Plancıları Odası Başkanı Selim Açar, Kent Konseyi’nde mimar, mühendis gibi meslek gruplarının yer almamasının önemli sonuçlar doğuracağını söyledi. Açar, “Şu anda Kent Konseyi’nde iki tane grup var ve yarışıyorlar. Bütün STK’ların temsiliyet hakları vardır. Delege olarak genel kurulda oy kullanabilir veya seçimle de yönetimde yer alabilirler. Duyuruya çıktığını biliyorum. Ben Şehir Plancıları olarak gidip dilekçe verdim. Düşürme mi, güncelleme mi artık onu bilmiyorum. Ben kendi odam adına konuşuyorum. Daha önce de bu listede yer alıp oy kullanabiliyordum, şu anda da kullanabiliyorum. Kentin asli unsurları olan bu odaların tekrar neden dilekçe vermek durumunda kaldıklarını ayrıca sorgulamak gerekiyor. Geçen gün yapılan basın açıklamasında amacımız Kent Konseyi içerisinde daha çok mimarın, mühendisin yer almasını sağlamaktı. Bu kentin yönetiminde bu kentin okumuş mühendislerine, mimarlarına, şehir plancılarına ihtiyaç vardır. Baro’nun olmaması, Tabipler Odası’nın olmaması ilginç bir durum. Tabi bunları göz önüne aldığımızda o Bahattin Çelik adlı arkadaşımızın kaygıları da çok yersiz değildir. Kent Konseyi gibi bir oluşumda eğer bunlar göz ardı ediliyorsa çok büyük sıkıntılarında kapımızda olduğunu söylemek gerekir. Mühendis, mimar, şehir plancısı gibi meslek gruplarının teknik anlamda Kent Konseyi’nde yer alması gerekir. Çünkü Kent Konseyi yol gösterici bir kurumdur. Yaptırım gücü olan bir icra mercisi değildir. Yol gösterici, rapor hazırlayıcı bir kurumudur. Kentin erken uyarı sistemi diyebileceğimiz bir kurumdur. Bir kurumda da bir mimar, mühendisi, şehir plancısını görmezsek nasıl olacak? Teknik elemanın daha çok inisiyatif alması, teknik elamana da daha çok inisiyatif verilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

“BİRÇOK BİLEŞENİN GİBİ KENT KONSEYİ’NDE OLMAMASI AKILLARA BAZI SORULARI GETİRİYOR”               

Şanlıurfa İnşaat Mühendisleri Oda Başkanı ve TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Neslihan Acar, bazı odalara kurulda yer verilmemesinin akıllarda soru işareti bıraktığına vurgu yaparak, “Maalesef Şanlıurfa’nın önemli dinamiklerinden olan İnşaat Mühendisleri gibi, Elektrik Mühendisleri Odası gibi, Makine Mühendisleri gibi, Urfa Barosu, TMMOB’un birçok bileşenin gibi Kent Konseyi’nde olmaması akıllara bazı soruları getiriyor. Bunların biraz muhalif duruşuyla alakalı mıdır bilmiyorum ama listenin yanlı olduğunu düşünüyoruz biz de. Tabii yanlış bir tutum, biz de bu tutumu zaten bir araya gelip eleştirdik arkadaşlar çünkü sürecin biraz siyaset ve partiler üstü bir süreç olması gerekiyordu ama öyle oldu. Sonuçta kentle ilgili bir durum, bu sürece de bu odaların, bu inisiyatiflerin dâhil edilmesi gerekiyordu ama öyle olmadı. Tabi bununla ilgili süreç nasıl ilerleyecek, nasıl bir yol kat edilecek bilmiyoruz ama bizde bunun takipçisi olacağız. Bundan süreçlerde dâhil olmak adına ne gerekiyorsa yapacağız. En azından birkaç girişimde bulunacağız” diye konuştu.

“HUKUKİ YOLLARLA DA BÖYLE BİR HAK ARAYIŞINA GİRECEĞİZ”

Neslihan Acar, odalara ve STK’lara yer verilmediği halde olayı yargıya taşıyacaklarına değinerek, “Hukuki yollar neyse onu da yapmayı düşünüyoruz. Bileşenlerimiz ile bir araya gelip hukuki haklarımız nedir, hukuki işlemler nedir diyerek bunu yargıya taşımayı düşünüyoruz. Çünkü bilinçli yapılan bir şey ve yanlış bir tutum. Kente yön verecek birinde derece de inşaat mühendisleri olarak bizi dahil etmiyorsanız bu çok büyük bir yanlıştır. Bu kente bir haksızlık etmiş olursunuz hem de bu kentte yaşayan insanlara da haksızlık etmiş olursunuz. Dolayısıyla bu da yanlış bir tutum, hukuki yolları da neyse bu sürecin de takipçisi olacağız. Hukuki yollarla da böyle bir hak arayışına gireceğiz” şeklinde konuştu.