Gap Eylem Planı Bölgeyi hareketlendirecek

Şahin, “Planlı dönemin başlangıcından bu yana bölgesel ve yerel kalkınmanın hızlandırılması, sürdürülebilir dengeli bir gelişmenin sağlanması ve bütün bölgelerin ulusal kalkınmaya katkılarının artırılması için bölgesel gelişme planları hazırlanarak uygulamaya konulması başta bölgemiz ve Ülkemiz için çok isabetli bir karardır.

Temel hedefler arasında bölgesel gelişmeye ivme kazandıracak, eğitimli ve nitelikli insan gücüne dayalı, istihdamı artıran, doğal kaynakları, kültürel mirası ve çevreyi koruyan, teknolojik gelişmeleri ön plana alan, sulama, ulaşım ve sanayi altyapısının tamamlanmasını amaçlayan proje ve programlar bölgemizi daha cazip hale getirecek olup başta işsizlik sorununa çözüm getirmekle beraber bölgenin cazibesini daha da yükseltecektir” dedi.

Şahin, Tarımsal üretimi artırmak için tarım sanayisini geliştireceğini söyleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu sözlerinin kendilerinde heyecan yarattığını belirterek Şanlıurfa’nın Türkiye’nin hububat ambarı olmasına rağmen tarımsal sanayinin bugüne kadar gelişmemesinin bölgede ciddi ekonomik kayıplara neden olduğu yeni eylem planında Tarımsal sanayiye yönelik yapılacak olan bu atılımla bu ayıpların önüne geçileceğini söyledi.

Yeni Eylem Planı’nın Yenilikçi, ekonomik ve toplumsal gelişimi hızlandırıcı, istihdam arttırıcı, üretim odaklı, insani kalkınmayı teşvik eden yeni politikalar yürüttüğünü hatırlatan Şahin, Yeni eylem Planında olan Karacadağ ve tek tek dağlarında jeotermal içerikleri tespit edilmesi ve buraları termal turizme kazandırılması düşüncesi bölgenin ihtiyacı olan Turizm sektörüne de büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.

Ayrıca; “Teşvik belgesi kapsamında yapılacak yatırımlar için Sigorta Primi İşçi ve İşveren Hissesi Destekleri ile Gelir Vergisi Stopajı desteğinin 10 yıl süre ile uygulanacak olması ve elde edilecek maddi karşılığın, brüt asgari ücretin yaklaşık  %30’una karşılık gelmesi, işgücü maliyeti açısından Şanlıurfa ülkemizin en avantajlı ve rekabetçi illerinden biri haline gelmiştir.

Ancak 31 Aralık 2014 tarihinde Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği (10 yıldan 7 yıla düşecek) ve Vergi İndirimi Yatırma Katkı (%50'den %35'e düşecek) oranlarındaki promosyonlu dönem sona ermiştir. Bu durum Teşvik Sisteminin ilimizde Emek yoğun sektörler ve Büyük Yatırımlar için cazibesini azaltıcı bir etkiye yol açacağı öngörülmektedir.

Aynı zamanda Şanlıurfa Suriye'de yaşanan iç karışıklıktan dolayı sosyal ve ekonomik olarak en fazla etkilenen illerin de başında gelmektedir. Bu olaylar neticesinde Türkiye'ye sığınmacı olarak gelen Suriyeli mültecilerin 420 bini Şanlıurfa'ya yerleşmiş bulunmaktadır. Şanlıurfa'nın sınırında yaşanan gelişmeler yatırım için Şanlıurfa'ya gelmek isteyen firmalar üzerinde de olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Bu olumsuzluklar nedeni ile bazı büyük firmalar almış oldukları yatırım kararlarından vazgeçmiş veya beklemeye almışlardır. Buna ek olarak özellikle son dönemde Suriyeli mültecilerin çalıştırılabilmesi ile ilgili yasa çalışmaları devam etmektedir. Ancak bölgede yeterli iş imkânları sağlanamaması durumunda yerel halk ile Suriyeli mültecilerin bu durum nedeni ile karşı karşıya gelme riski oluşacaktır.

Tüm bu bilgiler ışığında gerek Promosyonlu Sistemin olumlu etkilerini devam ettirebilmek, gerekse de bölgemizde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Şanlıurfa'yı Türkiye'de tekrar yatırımlar ile gündeme taşıyabilmek ve yatırım yapmak isteyen firmalar için cazibesini arttırabilmek adına 2012'den 2014 yılı sonuna kadar uygulanan Promosyonlu Teşvik uygulamasının aynı şartlar ile 2020 yılı sonuna kadar devam ettirilmesi gerekmektedir.” dedi.