Ekinci\'den çarpıcı açıklamalar

Şanlıurfa’nın vizyonu en yüksek belediye başkanlarından biri olan aynı zamanda da en çok tartışılan belediye başkanı olan Ekinci, hakkındaki birçok dedikoduya ve iddiaya cevap verdi.   “Beni siyasetteki Başarı Karneme Bakarak Yargılayın” diyen Başkan Mehmet Ekinci, “İki yılda kırsalıyla merkeziyle iyi işler yapmasaydık son 1 yılda yapılan Cumhurbaşkanlığı, 7 Haziran Genel Seçimleri ve 1 Kasım Erken Seçimlerinde Eyyübiye Belediye sınırları içindeki seçmenin, mensubu olduğum partiye yüzde 70’in üzerinde yüzde 80 civarında oy vermesi mümkün olur muydu? Bu dedikodular bazı çıkar çevreleri tarafından uyduruldu” ifadelerini kullandı.

 Pozitif ayrımcılık bekliyoruz

Başkan Mehmet Ekinci, Urfa Haber Ajansı’na verdiği özel röportajında Eyyübiye Belediye Başkan Yardımcılığına önümüzdeki günlerde bir kadın başkan yardımcı atayacağını da aktardı. Mehmet Ekinci, Şanlıurfa kent merkezindeki Karaköprü ve Haliliye ilçelerine göre Eyyübiye’nin konumu, bölgesel sorunları nedeniyle Büyükşehir Belediyesinden pozitif ayrımcılık beklediklerini de dile getirdi.

Uyuşturucunun en yaygın olduğu Eyyübiye ilçesinde Belediye olarak 3 farklı proje hazırladıkları aktaran Başkan Ekinci, 36 mahallede Gençlik Evleri ve Uyuşturucu Rehabitilasyon Köyü kurmak için her şeyin hazır olduğunu birkaç bürokratik işlerinin kaldığını söyledi.

 Urfa Haber Ajansı’na konuşan Ekinci’nin açıklamalarından satır başları şöyle;

 Urfalılar kadir kıymet bilen insanlardır:: Şöyle tabi halkımız önce birinci ağızdan bilgi almak istiyor, vatandaşımız sizi yanında görmek istiyor, siz ne kadar çalışırsanız çalışın siz eğer ona dokunmadığınızda sizi çarşıda, taziyesinde, düğünde, bir dost ortamında görmediği zaman sizin çalışmanızda bir şey ifade etmez. Urfa insanımız kadirşinas, kadir kıymet bilen bir insandır. Kadir kıymet bilirken de kadrin kıymetinin de bilinmesini ister. Biz bunu belirli bir denge içersin de belirledik. Mesai saatlerinde daha çok halkımızın arasındayız, mesai saatleri dışında da daha çok ilgili müdür veya müdür yardımcıları arkadaşlarla yapılacaklar konusunda bu Pazar koalisyon toplantıları haftada bir olur. Bu Pazar acil durumlarda bir araya gelir yapılacaklar konusunda da ofis çalışmamızı yapıyoruz. Ve ikisini dengede tutturmaya çalışıyoruz. Sürekli halkın içersin de de olup kamu ile ilgili hizmetlerin aksamasında sebep vermek istemeyiz. Bir taraftan da ofis çalışmaları çok fazla sonra halkımız arasına karışırsak bu bellektir çok fazla kolay unutur. Halkımız o zamanda da anında bir tavır koyar. Gezmeyen halkın arasında da dolaşmayan bir başkan imajı koyar. Siz ne kadar başarılı işler ortaya koyarsanız koyun, sizi görmediği zaman bir şey ifade etmez. Dolayısıyla ikisini dengeli bir ortamda yapıyoruz. Ama halkımızın arasına karşılaştığımız zaman, konuştuğumuz zaman bir araya geldiğimiz zaman dışardan da aldığımız irtibatlar yaptığımız değişik anketler var, çok değişik zamanlar biz kendimiz zaman zaman kendimiz ayırıyoruz. Kendimizi tanıtmadan belki bazen muhalif görüş adında aradıklarımız oluyor. Bütün bu halkın nabzını dengede tutmak adına ciddi çalışmalar yapıyoruz. Allaha çok şükür memnuniyet noktasında çok gayet iyi, madem iyi daha ileriye götürmek lazım. Madem memnuniyet noktasında halkın memnuniyeti bu kadar iyi o zaman bunun altını iyi bir şekilde doldurmak lazım. Uğraşımız çabamız bu genel itibarıyla halkımızla aramızda çok güzel bir bağ oluşmuştur.

  Gençlere karşı büyük bir sorumluluğumuz var:Urfa çok dertli. Derdin kaynağı belki en fazla Eyyübiye ilçesi. Ama bütün Urfa'nın etkilendiği bir derttir bu. Seçim çalışmalarında bulunurken gerek yerel gerek genel seçimlerde bize yaklaşan anne-babaların çocukları ile ilgili bu tarz sıkıntıları dile getirdikleri. Ayıplı bir durummuş gibi kulağıma fısıldadıkları ve bundan dolayı ızdırab çektiklerini yakinen müşade ettim. Ve o ana kadar böyle bir olayın varlığından haberdar değildik. Evet duyuyorduk ama bu derece tehlikeli bir durum olduğunu bilmiyorduk. Bu durumu görünce ben gençlerimize karşı büyük bir sorumluluğumuz olduğunu onların ailelerine karşı büyük bir sorumluluğumuz olduğunu Urfa'ya bu topluma büyük bir sorumluluğumuz olduğunu görmüş oldum. Bu sorumluluğu yerine getirmek amacıyla da değişik çalışmalar yaptık. Önce bunun kaynağına inmeye çalıştık. Nedir bu?Bununla ilgili çalışmalar yapan Kurumlar var. Bunlarla bir araya geldik. Sonra kendimizde bazı şeyleri gözlemlemeye başladık. Mesela bunun sebeplerine geldiğiniz zaman işte gecekondulaşan bir yer çarpık kentleşmenin olduğu bir yer. Sosyal donatı noktasında ciddi sıkıntıların olduğu bir ilçe. Park konusunda Gençlik merkezi konusunda spor alanları konusunda kısıtlamaların olduğu bir ilçe. Gençler sokağa çıktıkları zaman o fiziki yapının oluşturduğu ruh hali gençleri isyana sevk ediyor. Bu isyan belli bir saatten sonra birileri tarafından kullanılıyor ve gençlerimizi elimizden almaya çalışan kötü fikirli kişiler bu anlamda onları kullandılar. Şimdi karşımıza çok ciddi bir sıkıntı olarak geldi. Burada iki konu var. Biri mevcut hastalıklı olan, bağımlı olan insanların tedavisi ikinci konu bu maddeye erişimin engellenmesi. Hastalıklı ve bağımlı olan gençlerin tedavisi ile ilgili değişik derneklerin yaptığı güzel çalışmalar var. Şunu gördüm ben bu konuyu derinlemesine araştırınca tıbbı tedaviye cevap verme oranı yüzde 3'lerdedir. 5'i kolay kolay geçmez. Ama manevi yönden yapılacak aşılamalarla kontrol altına aldığınız zaman yüzde 70-80'leri buluyor tedaviye cevap verme oranı. O zaman bizim burada tedavi şeklini değiştirmemiz gerekiyor. AMATEM gerekli o ilk kriz anında müdahale etmek için. Ama sonrasında meşguliyet tedavisinin de uygulanabildiği Rehabilitasyon köyüne de ihtiyaç var.Aile Sosyal Politikalar Bakanlığının Çocuk Hizmetleri Bölüm Müdürünü davet ettik. Sahayı dolaştık. Daha sonra dönemin Bakanı Ayşenur İslam hanımefendi İlimizi ziyaret ettiğinde bu konu dile geldi. Ve arsa baronlarının elinden kurtardığımız bir arsayı gençlerimizin hizmetine sunmak için planladık. Orada 7 milyon liralık Rehabilitasyon Köyü ile ilgili proje yatırım programına alındı. Arsa tahsisi yapıldı. Gerekli ifrazlar yapıldı. Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğümüz ihalesine çıkıyor ve burada AMATEM sonrasındaki tedavi kısımları için bu gençlerimiz burada tedavi altına alınacaklar. Ve bunlar orada meslek sahibi olarak yetiştirilecekler. Öyle bir meşguliyette kazandırılacak orada onlara. Sonrasında sınav ve kurslara tabi tutulacak bu gençlerimiz hayata entegre olacaklar. Sorunlu olan gençler sorunlu alanları yok etmek amacıyla belki mücadele içerisine girecekler. Çünkü o sorunu kendileri yaşamışlar.İkincisi AMATEM ile ilgili bir çalışmamız. Onunla ilgili de imar tadilatlarını yaptık. Şu anda gerekli tahsisin yapılmasını bekliyoruz. Bu konuda başta Valimiz olmak üzere ilgili Kuruşların Yöneticileri ciddi destekte veriyorlar. Bizde elimizden gelen desteği veriyoruz. Bu anlamda o çalışmayı da kısa bir süre içerisinde başlatacağız.Diğer konuya gelince madde erişimiz konusuna asıl önemli olan o. Kaynakların kurutulması. Kolluk Kuvvetlerinin ve bizimle beraber yapılması gereken durumlar var. Gerek sokakların parkların aydınlatılması. Parkların kontrol altına alınıp güvenlikli hale getirilmesi. Bütün bunlar belli bir koordinasyon ile yapılması gereken işler projeler. Kurumlarla bir araya geldik. Orada da bir irade belli ettik. Maddeye erişim konusunda da gerekli engellemeler yapılmak kaydıyla burada hiç olmazsa çok zor ulaşılsın, hatta ulaşılamasın bu arzulanan bir durum ama realiteye baktığınız zaman da bir şekilde ulaşılır. Hiç olmazsa kolay ulaşılan bir durum olmasın ve sonrasında biz bunu tamamen kurutalım. Bu yetmez ama. Bütün bunlar şuanda mevcut bir sorunu ortadan kaldırmak ve sonrasında tedavi ile ilgili bir durum. Ama arkadan çok ciddi bir gençlik yetişiyor. Yaş ortalaması 19 olan bir ilçe. Sadece okul çağında 130 bin öğrencisi olan bir ilçe. 363 bin nüfuslu bir ilçenin 30 yaş altı toplam nüfusa oranı yüzde 70. Bu çok ciddi bir rakam. O zaman bizim yapmamız gereken ne. Gençlerimize eğilmemiz gerekiyor.

 İlk başlarda ayaklarıma prangalar vurdurdu:Urfa'da hele hele Eyyübiye'de belediye başkanlığı yapmak zor. Ciddi zorlukları olan kozmopolit bir ilçe. Değişik ırklardan, değişik aşirete mensup kişilerden, değişik illerden gelen kişilerin olduğu bir ilçe. Sizden beklenilen hizmetin kalitesi şekli sokaktan sokağa değişiyor. Aileden aileye kişiden kişiye değişiyor. Ama burada genel kabul gören kriterleri uygulamanız lazım. Ben Allah'a çok şükür bu anlamda vicdanen rahatım. Çünkü elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Açık söylemek gerekirse ilk başladığımız anda kadromun bana ayak uyduramaması benim ayaklarıma da prangalar vurdurdu. Ama zaman içerisinde kadromuzda bazı revizeler yapmak kaydı ile bizimle aynı heyecana sahip arkadaşlarla yola devam ediyoruz. Ve buradaki öncelikler vatandaşın öncelikleri ile örtüşerek işler çıkartmaya çalışıyoruz. Vicdanen rahatım ama zaman fakiriyiz. Çünkü şimdiye adar çok ciddi çalışmaların yapılması gerekiyor ama yapılmamış. Ertelenmiş. Bakış noktasında sıkıntılı olan bir ilçe. Şimdi Haliliye ve Karaköprü'den baktığınız zaman Eyyübiye sorunlu gözüküyor. Ama bu sorun sadece Eyyübiye'nin değil Haliliye'nin de sorunudur Karaköprü'nün de bütün Urfa'nın da sorunudur. Dolayısı ile bu algıda da değişiklik olması gerekiyor. Gelen kaynaklar nüfusa göre geliyor. Ama burada ortalama bir standart olması gerekiyor. Ve o standarta erişim ile ilgili belli bir bütçe gerekiyor orada. Şimdi ortalama standartın çok altında olan bir ilçe ortalamanın çok üzerinde olan bir ilçe onların ulaşabileceği mesafe belki az bizimki çok daha fazla. Ama aynı bütçe ile bu makas daralmaz daha da büyür. Dolayısı ile burada Büyükşehir'in Eyyübiye'ye pozitif ayrımcılık yapması gerekiyor. Bu ancak pozitif ayrımcılık yapmak ile biz daha da rahat olabiliriz. Adil ve eşit davranması gerekiyor evet katılıyorum ama adillik noktasında önce aynı seviyeye getirmekte gerekiyor. Bu insanlarda bu şehirde yaşıyorlar benim ilçe belediyesi olarak imkanlarım kıt. Büyükşehir Belediye Başkanımız ile bir araya geldik. Sağ olsunlar duyarlılık göstereceklerini ifade ettiler. İnşallah kısa süre içerisinde bu duyarlılığın sonuçlarını hep beraber alırız. Başımızı yastığa koyduğumuz zaman inşallah deliksiz bir şekilde uyuruz.