Habertürk yazarı Prof.Dr.Temel Yılmaz, olayın bilinmeyen ürkütücü yönünü köşesine taşıdı. Yılmaz, görgü tanıklarının ifadesine dayandırarak, saldırganın önce arabasına koşup arabadaki pompalı tüfeği almaya çalıştığını, etrafındakiler engel olunca doktora kaldırım taşı ile saldırdığını yazdı.
Özellikle geceleri hastanelerin, acillerinde can güvenliği olmadığını öne süren Yılmaz, ’‘Aklına gelen herkes, istediği olmadığı zaman doktora bağırıyor, sağlık personeline saldırıyor, hakaret ediyor. Genellikle de kimse müdahale etmiyor. Gördüklerimiz okuduklarımız bu olayların medyaya yansıyan çok küçük bir bölümü. Sadece buz dağının üstü’ ifadelerini kullandı.
SAĞLIKTA ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN HANGİ ADIMLAR ATILMALI?
Uğradıkları saldırı sonucu yaşamını yitiren doktorları sıralayan ve dünyanın herhangi bir başka ülkesinde bizde olduğu kadar “sağlık terörü” bulunmadığını anlatan Yılmaz, Fatih Altaylı’nın; ’İlkel toplumlarda bile farklı adlar altında iş yapsalar da, insanları tedavi edenlere saygı gösterilirdi. Ama biz bugün ilkel kabilelerden bile daha ilkel bir noktaya doğru sürükleniyoruz” yorumuna katıldığını dile getirdi, Doktorların can güvenliği için 3 öneri gündeme getirdi:
’* Doktor acil kliniklerde bir taraftan acil hastalara koşuştururken diğer taraftan can güvenliği endişesi taşır, çünkü hekim iyi korunmaz. Sorun özel güvenlikle çözülmez, ancak devletin kolluk kuvvetlerinin acil kliniklerde etkin görev alması sağlık ekibini rahatlatır.
* Devlet hakimini, savcısını ya da kaymakamını korumaya muktedirse doktorunu hemşiresini de koruyabilmeli. Sağlık teröristleri, gündüz hastanede de doktorun sağlık personelinin devletin koruması altında olduğunu bilmeli.
* Sağlık personeline saldırıyı önlemek için caydırıcı yasalar bir an önce çıkarılmalı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.