Barajın dibi serin olur!

Bu “he/deh/peh!” varya…

Bu partinin ipiyle bırakın kuyuya inmeyi, çeşmeye bile gidilmez. Başından beri bunu böyle bilir, böyle söylerim. Ne amaçla kurulduğunu sanki dünya âlem bilmez gibi bir demokrat, bir aristokrat, bir faşist geçinip bugünlere geldiler.

Güneydoğu Anadolu insanının huzur ve güvenliği için, her şey yolunda gitsin, huzur ve asayiş inşa idilsin, anneler ağlamasın diye bunların artık bıktıran, kabak tadı veren söz ve söylemlerini hep sineye çektik, sustuk, anlamaya çalıştık.

Dün kadın liderlerinden birisi “"HDP baraj altında bırakılırsa Türkiye siyasi kaosa sürüklenir" dedi.

Biz de he/deh/peh! Diyoruz.

Bu cümle bile başlı başına tartışılası bir cümledir.  Bir kere “ baraj altında bırakılırsa” cümlesinden bu insanların demokrasiye, sandığa ve insanların tercihlerine saygılarının olmadığını bir kez daha net olarak görüyoruz.

Demek ki neymiş? Cümleyi şerh ediyoruz:

Hanımefendi diyor ki “baraj altında kalacağımız kesin, ama biz de size biliriz ne yapacağımızı, silah da bırakmayız, dağlardan da inmeyiz! “ Diğer yandan da diyor ki “ ne yapın edin, bize yardım edin, bizim oylarımızı artırın!( artık nasıl olacaksa!)

Bu hanımefendinin bilmediği şey şudur: Bu parti, dar bir çevreye hitap eden bir partidir, varlığı bölgeye ancak huzursuzluk ve yıkım getirmiştir, yokluğu ise belki ümidimiz odur ki huzur getirir! Zira bölgeyi çok iyi bilen, gören ve tanıyan birisi olarak siz ne istediniz de size verilmedi, ayağınıza kadar getirilmedi diye sormak isterim.

Bir üst akılın maşası ve uzantısı olarak bu ülkeye verdiğiniz zararı, yıkımı, vakit kaybını, mal ve can kaybını tarih mutlaka ama mutlaka size soracaktır. Suni gerilimler yaratarak yıllarca bu ülkeyi kaosa siz sürüklediniz! Etrafınıza bir bakınız bakalım…

Ekmeğini yiyip, suyunu içtiğiniz bu ülkeden daha huzurlu, daha demokratik, daha güvenli, daha istikrarlı hangi ülke var etrafınızda? Ülke insanıyla birlikte okyanusta yol aldığınız bu geminin altına oyuklar açsanız da bu gemi batmaz, bunu bilin!  Ancak delik açanlar suyun tazyikinden boğulurlar!

Baraj altında kalmanız mukadderdir!

Ülkem insanı kaostan besleneni hiç ama hiç sevmez.

Kaos planı yapanları da asla affetmez!

Her bulduğu mikrofonu tehdit amaçlı kullanan, her meydanı savaş meydanı, her insanı gerilla (terörist) zanneden bu partinin bu tuhaf ve anlaşılmaz tutumunu halk ibretle ve hayretle izliyor.

Ekim olaylarını unutmadık!

Diyarbakır sokaklarını yakıp dökerken sarf ettiğiniz enerji ve sinerjiyi demokratik birseçime saklasaydınız belki bugün böyle panik olmayacaktınız. Oysa siz ne yapmıştınız? Yasin Börü gibi kurban eti dağıtan masum bir çocuğun ve daha nice vatandaşın ölümüne sebeb olan o fitili ateşlemiştiniz!

Siz unutmuş olabilirsiniz ama halk unutmaz!

Kürtlerin ezici çoğunluğu dindar kimselerdir ki onlar için batının ayrıştıran, boğan, dağıtan izm’lerinden ziyade islamın saran, kucaklayan, kardeşlik bağını önemser ve o bağlamda insanlara bakar. Dolayısıyla bu parti bu bölgede barajın engin suları altında kalacağını görmüştür.

Bu panik, bu ağır ithamlar, bu tehditler aslında boğulma veryansınlarıdır!

Biz de diyoruz ki panik yapmayın, daha demokrat olursanız, üslubunuzu değiştirip bu ülkenin genetik bağlarıyla ünsiyet kurarsanız şayet bu millet yeri gelirse sizi de destekleyip bağrına basacaktır.

Siz korkmayın, siz ortalığı karıştırmadıkça, siz silahlarınızı çekmedikçe, siz suları bulandırmadıkça bu ülkede kaos meydana gelmez, rahat olun. Dolayısıyla tehdit edeceğinize yüzmeyi öğreniniz lütfen.

Nitekim barajın dibi serin olur!

Meryem Aybike Sinan/ Haber7