Dr. Öğr. Üyesi Müslüm Toptan, güneşin insan sağlığı açısından oluşturduğu başlıca tehlikelerden birinin içerisinde barındırdığı ultraviyole ışınlar olduğuna dikkat çekerken, birçok insanın ultraviyole ışınların ciltte oluşturduğu zararlı etkilerden haberdar olduğunu ancak göz üzerine yaptığı etkilerden habersiz olduğunu ifade etti.
Dr. Öğr. Üyesi Toptan konuyla ilgili şunları kaydetti: “A-B ve C olmak üzere üç tip ultraviyole ışın vardır ve bunlardan ultraviyole-C ozon tabakası tarafından emilmekte ve insan sağlığı açısından herhangi bir tehdit oluşturmamaktadır. Bununla birlikte ultraviyole-A ve ultraviyole-B’nin göz ve görme sağlığı üzerine uzun ve kısa dönem olumsuz etkileri mevcuttur. Ultraviyole ışınlara kısa sürede aşırı dozda maruz kalmak gözlerde batma, yabancı cisim hissi, sulanma, bulanık görme, ışık hassasiyeti ile giden halk arasında ‘kar körlüğü’ olarak bilinen tabloya yol açabilir.
Uzun dönem düşük doz maruziyet ise katarakt, yaşa bağlı makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı), göz yüzeyinde ve göz kapağı cildinde iyi ya da kötü huylu kitlelere, göze et gelmesine sebep olabilmekle birlikte alerjik göz hastalıklarını da tetikleyebilir. Geniş çeperli şapka ve başlık kullanımı göze gelen ultraviyole ışınlarını ancak %50 oranında azaltabilmektedir. Bu nedenle güneş gözlükleri aksesuar özellik taşımanın yanı sıra gözü ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerinden korumada büyük yer tutarlar.
Günümüzde artık göz sağlığı açısından küçük yaşlardan itibaren güneş gözlüğü kullanımı önerilmektedir. Normal şartlarda insan gözü parlak ışıkta göz bebeğini küçülterek ışığa karşı doğal bir koruma sağlamaktadır. Biz görünen ışığı kesen ama ultraviyoleye karşı koruma sağlamayan bir güneş gözlüğü taktığımızda göz bebeği karanlığın etkisiyle daha fazla açılacak bu da daha yüksek oranda ultraviyole ışınına maruz kalmamıza yol açacaktır. Bu nedenle ultraviyole filtre özelliği olmayan sadece koyu renk camlı güneş gözlükleri kesinlikle kullanılmamalıdır.”
10.00-16.00 SAATLERİ ARASI DİKKAT!
Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Müslüm Toptan, 10.00 -16.00 saatleri arası ultraviyole miktarının en yüksek olduğu saatler olduğu konusunda uyarıda bulunurken, ilkbahar ve yaz aylarında ultraviyole ışınların daha yoğun olduğunu ve güneşe yüksek derecede maruz kalmaktan dolayı birçok göz hastalığı görüldüğünü ifade etti.
Güneş gözlüğü tercih ederken nelere dikkat edilmesi gerektiği yönünde açıklama yapan Dr. Öğr. Üyesi Toptan şunları belirtti:
“Güneş gözlüğü tercih edilirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ultraviyole ışınlarını blokaj derecesidir. Güneş gözlüklerinin ultraviyole-A ve ultraviyole-B ışınlarını %99-100 oranında bloke etmesi gerekmektedir. Gözlük satın alırken ‘%99-100 oranında ultraviyole blokajı vardır’ ifadesini içeren sertifikaya sahip olup olmadığına mutlaka dikkat etmek gerekmedir. Güneş gözlüğü göz çevresini örterek yüze oturmalı, yüz yapısına göre seçilmelidir.
Güneş gözlüğü kesinlikle işportadan veya seyyar satıcıdan alınmamalıdır. Camlar koyu renkli olmalı ve her yerde aynı renkte olmalıdır. Numaralı gözlük kullananlar, güneş gözlüğü almadan önce mutlaka göz hekimine danışılmalıdır.”
Harran Üniversitesi Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Müslüm Toptan, uyarıların dikkate alınması ve mecbur kalmadıkça güneşin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmaması durumunda güneş ışınlarından en az şekilde etkilenileceğini hatırlatarak sözlerini noktaladı.