Soru: 6 Şubat gecesi, siz depremin etkilerini doğrudan yaşayan bir gazeteci olarak nasıl bir süreç geçirdiniz?
Celal Çiftçi: 6 Şubat, unutulmayacak ve unutturulmayacak bir geceydi. O karanlık sabaha uyandığımızda, sadece şehirler değil, hayatlarımız da yıkılmıştı. Enkaz altında kalanların acısını, soğuğa yenik düşenlerin çaresizliğini ve sevdiklerini kaybedenlerin gözyaşlarını hissettik. O gece, her biri bir hikâye, her biri yarım kalan bir ömür olan insanlarla doluydu. Her bir kayıp, yüreğimizde derin bir yara açtı. Allah bu millete bir daha böyle bir acı yaşatmasın.
Soru: Gazeteciler açısından nasıl bir süreçti? Hangi zorluklarla karşılaştınız?
Celal Çiftçi: Çok zor şartlarda görev yaptık. Bir yanda Urfa’daki deprem gerçeğini ve oradaki mağduriyetleri duyurmamız gerekiyordu, diğer yanda Adıyaman, Maraş ve Hatay’dan gelen büyük yıkım haberleriyle karşı karşıyaydık. Depremzedelerin sesini dünyaya duyurmak için doğru ve gerçek bilgililerle haber yapmak zorundaydık. Aynı zamanda ailemizi güvenli bir yere ulaştırmak gibi kişisel sorumluluklarımız da vardı. Bu süreçte, gazetecilik mesleğimizle insanlığımızı dengelemek zorundaydık.
Soru: Deprem sonrası bilgi akışı nasıl sağlandı?
Celal Çiftçi: Bilgilerin doğru olması gerekiyordu. Ulusal ve uluslararası haber kanallarına canlı yayınlarla bilgi aktarmak büyük bir sorumluluktu. Ancak koşullar çok zorluydu. Herkes kendi derdine düşmüştü. Ama biz Urfalılar olarak kendi sıkıntımızı unutup, Adıyaman, Maraş ve Hatay’daki mağduriyetleri nasıl duyurabileceğimize odaklandık. Kimisi giysi, kimisi bir kap çorba ile destek olmaya çalıştı. Bu dayanışma ruhu, acılarımızı hafifletmeye yardımcı oldu.
Soru: O günlerin psikolojik etkileri nasıldı?
Celal Çiftçi: Çok kötüydü… Günlerce uyuyamayan çocuklar, kadınlar vardı. Travma büyük ve ağırdı. Gazeteciler, polisler, yardım ekipleri en zor görevleri üstlendi. Bir yanda ailelerimizi düşünüyor, bir yanda mesleki sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyorduk. Vicdanımız da ağır bir yük taşıyordu. Çok zor günlerdi… Her birimiz, yaşananların ağırlığını yüreklerimizde taşıdık ve bu travmanın izleri hala silinmedi.
Soru: Sizce bu felaketten çıkarılması gereken en büyük ders nedir?
Celal Çiftçi: 6 Şubat’ı unutmayacağız. O korkuyu, çaresizliği, umutsuzluğu unutmayacağız. Ama aynı zamanda büyük dayanışmayı da unutmayacağız. Çünkü acılar paylaşıldıkça hafifler ama unutulursa tekrar yaşanır. Kaybettiklerimize duyduğumuz en büyük vefa, yaşananları unutmamak ve gelecekte daha hazırlıklı olmaktır. Bu felaketten çıkarılması gereken en büyük ders, birlik ve beraberlik içinde olmanın, dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu unutmamaktır.