Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın Normal Doğum Eylem Planı Toplantısı’nda, normal doğum oranları yüksek olan Şanlıurfa’ya plaket verildi. Emine Erdoğan, normal doğumun sağlık üzerindeki olumlu etkilerine dikkat çekerek, bu süreçte doğanın öneminin altını çizdi.
Cumhurbaşkanını eşi Emine Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde "Doğal Olan Normal Doğum" temasıyla gerçekleştirilen Normal Doğum Eylem Planı Tanıtım Toplantısı’na katıldı.
Toplantıya ayrıca Şanlıurfa İl Sağlık Müdürü Abdullah Solmaz ve Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Adem Dilek de katıldı.
Emine Erdoğan, normal doğum oranı yüksek olan Şanlıurfa’nın da aralarında bulunduğu illere plaket takdim etti.
Bu çerçevede, Şanlıurfa il Sağlık Müdürü Doç.Dr. Abdullah Solmaz ve Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Adem Dilek, Şanlıurfa adına normal doğumu teşvik çalışmalarından dolayı Emine Erdoğan tarafından plaket takdim edildi.
ERDOĞAN: HAYATİ ÖNEM TAŞIR
Emine Erdoğan, normal doğumun sağlık üzerindeki olumlu etkilerine dikkat çekerek, şu ifadelere yer verdi:
"Bir bebekle birlikte, sevginin, gücün, güvenin hayat bulduğu doğum esnasında yaşananlar, annenin ve bebeğin üzerinde bir ömür etkisi kalacak derin izler bırakır. Bu yüzden, bu özel zamanın mümkün olduğunca fıtrata ve doğala uygun bir şekilde gelişmesi, hayati önem taşır. Hızlı ve kolay bir yöntem olarak sunulan sezaryenin, anne ve bebek üzerinde kısa ve uzun vadeli hasarlar bıraktığı bilimsel olarak da biliniyor. Sezaryenle doğan bebeklerde astım, obezite gibi kronik hastalıklara yatkınlık görülürken, doğum esnasında edineceği faydalı bakterilerden mahrum kalan bebeğin bağışıklık sistemi yeterince gelişemiyor. Doğal sürecini tamamlamadan müdahaleyle doğurulan bebekler, adeta dalından erken koparılan bir meyve gibi hayata yenik ve geriden başlıyor. Öte yandan, hormonal dengesi bozulan anne adayı, normal doğum yapan bir kadına göre, çok daha zorlu bir doğum ve annelik süreci geçirmek zorunda kalıyor”.