Peygamberin yapmadığı bir duayı Bediüzzaman nasıl yapardı..

Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin kendi imzası bulunmayan ve kim tarafından yazıldığı bilinmeyen, Emirdağ lahikasına konulan kabrinin bilinmemesi ile ilgili bir mektupla bir çok insanı buna inandırarak ifsat ettiler, Bedüzzamanın kabrini parçalayan Kemalistlerin yaptığı bu zulmü adeta alkışladılar.. Bu hususta devletin bütün birimleri devreye konulmuş ve halk arka planda ne olup bittiğinin farkında bile olmadan bu tuzağın içine düşmüştü.

     Bediüzzamanın vefat günü olan 23 Mart 1960 tarihinde merhumun daha cenazesi yerde iken ve o tarihte Urfa da doğru dürüst matbaa bile bulunmamasına rağmen, Bediüzzamanın mezarım kaybolsun diye yazılan o mektup çoğaltılıp halka dağıtmışlardı,. Bunu kimler ve hemen nasıl hazırlamıştı.. 

    Ayrıca hiç bir peygamberin yapmadığı bir duayı Bediüzzaman nasıl yapardı..

   Malumunuz kabir ziyareti sünnettir. Bediüzzaman benim kabrim kaybolsun dese bu sünnete karşı çıkmış olacaktı. Halbuki kendi eserinde ahir zamanda değil bir sünnete en küçük bir İslami adaba bile riayet etmenin ne kadar büyük bir fazilet olduğunu bizlere bildirmişti.

   Bediüzzamanın kabri başında yaptığım eylem bana çok şey öğretti. Yanımda durmayıp uzaktan uzağa bizi seyreden, bizi yalnız bırakan bazı dostları nereye koyacağız. Karşımızda kimler var, yakın bir zaman da daha belirgin bir şekilde mahkemeye açılan bir dava ile bunu da göreceğiz

      Bu davayı açanda zaman zaman konuştuğumuz güya Üstadın kitaplarını okuyan ve Üstadın kabri başında yaptığım bu eyleme çomak sokan biri, Yakında bunun ismini açıklayacağım. 

      Polisler de defalarca geldiler bu eyleme son vermemi istediler. Allah'a şükürler olsun hiç bir taviz vermedik. Polisleri üzerimize gönderen perde arkasında başkaları da var.

     Ak Partili hiç bir milletvekili Milletvekili ve İl teşkilatından da hiç kimse semtimize bile uğramadı şimdiye kadar. Siyasi parti olarak sadece Hüdapar sahip çıktı bize.

    Şunu da açıklıkla arz edeyim ki, Dergahın civarında ihale alıp görev yapan güvenlik şirketlerinin tamamı iktidar partisine yakın olanlardır. . Ancak bizimle uğraşan şirket sahibi ise, Ak Partili bir milletvekilinin en yakın bir akrabasıdır, buda böyle biline.

    Yük ağır, omuzlar zayıf, ne yapalım Allah'a sığınmaktan başka var mı bir çare. 

     Allah'a emanet olun.