olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
18 Ekim, 2024, Cuma
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
olay köşe yazısı üstü

Kentlerin imajı sanıldığı gibi mi?

13 Mart 2018, Salı 09:39

Son bir yıldır Diyarbakır dışına yaptığım tüm seyahatlerde ve de bulundum her ortamda en fazla duyduğum kelimelerin başında imaj geliyor. 'Yok Diyarbakır'ın dışarıdaki imajı iyi değilmiş', 'Yok Diyarbakır hep olaylarla anılıyormuş', 'Yok Diyarbakır'ın hiçbir özelliği yokmuş', 'Yok bölgeye turistik gezi yapılamazmış' vs. vs… Uzayıp gidiyor…

Elbette bu duyduklarım beni çok üzüyor. Bu üzüntüm sadece Diyarbakır içinde değil Mardin, Urfa, Van, Batman kısacası Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin tümü  içindir. Maalesef görmeden, tanımadan, bilgi sahibi olmadan oluşturulan algı üzerinden, yani imaj üzerinden konuşuyorlar, düşünüyorlar.

 Böylesi durumlarda öncelikle dinliyor, anlamaya çalışıyorum. Daha sonra hem bölge insanı olarak, hem de bir gazeteci olarak sorumluluk duygusu içinde söz konusu kişilere bölge hakkında bazı bilgiler aktarmaya çalışıyorum.

 Bölgenin İslamiyet açısından önemi, tarihi, kültürü, gelenek göreneklerini anlatınca, karşımdaki kişiler hayretler içinde dinleyerek, 'Ama biz bunları bilmiyorduk', 'Aaa gerçekten mi', 'Bunların bazılarını biliyorum, bölgeyi gezmek istiyorum, ama bölgede olaylar var' diyorlar.'

 Her halde yaratılan imaj-algının asıl nedeni, 'Bunların bazılarını biliyorum, bölgeyi gezmek istiyorum, ama olaylar var' cümlesidir kanımca… Tabi ki, bu sorunun cevabını da veriyorum. Fakat burada başta biz gazeteciler ve kenti yönetenler olmak üzere öz eleştiri yapmamız gerekiyor.

 Neden mi?
-Kırsal alanlardaki operasyon ve yasakları sanki kent merkezinde olmuş gibi sunuyoruz, sunmamalıyız.
-Diyarbakır'ın, asayiş olayları bakımından İstanbul başta olmak üzere birçok batı kentinden daha güvenli olduğunu istatistiklerle sık sık gündemde tutmalıyız.
-Turizmle ilgili kurum, kuruluşlarla ilişkileri daha da geliştirmeliyiz.
-Bölgemize toplu yapılan gezilerde, kaliteyi düşürmeden daha ucuz imkan sunmalıyız.
-Turizm ve tanıtımla ilgili yurt içi ve yurt dışı organizasyonlara daha derli- toplu katılarak,  profesyonel anlayış içinde olmalıyız.
-Sahip olduğumuz potansiyeli 7'den 77'ye, hepimiz sorumluluk duygusu içinde gittiğimiz her yerde bıkmadan-usanmadan anlatmalı ve birer turizm elçisi gibi davranmalıyız.
 -Kentimizi yönetenler, tanıtıma önem vermeli ve bu alana daha fazla bütçe ayırmalı.
-Kentlerimizdeki kamu kurum ve kuruluşları, bağlı bulundukları kurum ve kuruluşların büyük organizasyon ve toplantılarını kentimizde yapmalarını sağlamalı.
 -Tüm ülkenin, mümkünse de dünyanın dikkatini çekebilecek spor müsabaka veya turnuvalarını kentimizde yapılabilmesi için imkan ve katkı sunulmalı.
Bir çırpıda benim hatırlayabildiklerim bunlar. Liste daha da uzayabilir. Ancak, bunları veya bunlara benzer girişimlerde bulunduğumuz takdirde kentlerin imajının sanıldığı gibi olmadığını gösterebiliriz.
Sevgiyle kalın.