AK Parti ve İstanbul seçimi

    23 Haziran 2019 da yapılan İstanbul  Büyükşehir Belediye Başkanlığını  AK Parti  sekiz yüz bine yakın büyük bir oyla CHP  adayı sayın Ekrem İmamoğluna kaptırdı.

İki ay evvel yapılan seçimde  İstanbul Büyükşehir  Seçiminde AK Parti ile CHP arasında   başa baş bir oy potansiyeli varken,  kısa bir zamanda bu kadar açık bir farkla  oy kaybına  uğrayan AK Partinin nerede yanlış yaptığı hakkında  ciddi bir öz eleştiri ve  istişare etmesi kaçınılmazdır. İstişareyi dinimiz emretmiştir. Ancak Sayın Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğanın etrafında bulunan danışmanlar ve davet edilen kanaat önderlerinin işe yarar bir program sunamadıkları son derece açıktır.

         Seçim yaklaşırken Kürt lerle ilgili kart AK Parti tarafından tekrar açıldı.  Ancak bu kart sadece seçimle ilgili idi. APO ve Selahattin Demirtaş üzerinden Kürtlerin oyunu alabilmek için bunlara ait bazı mesajlar okundu.  Bence AK Parti  şu hususu gözden kaçırdı ve siyaseten  yapılmaması gereken yapıldı  çünkü; zamanlama yanlıştı

         Şöyle ki : GerekApo ve gerekse Selahattin Demirtaş  halen cezaevinde bulunuyor .  Böyle bir durumda olan liderlerin tavsiyeleri  ne  kadar  inandırıcı ve gerçekçi olur.

          Irak Kürdistan yönetiminin lideri Nerçivan Barzani tam seçim zamanında Türkiyeye davet  edildi.

Geçmişte  IraktaKürtlerle ilgili Referandum un yapılması  sırasında Irak sınırında Türkiye tarafından  yapılan askeri tatbikat  nasıl izah edilebilir.

            Son zamanlarda sayın Reisicumhur recep Tayyip Erdoğan her ne kadar PKK ve yandaşlarını kast etse de “Kürdistan diye bir yer Türkiye de yok, Kürdistan kuzey Irakta isteyen oraya gitsin”  bilahare sayın Bin Ali Yıldırımın Kürdistan dan bahsetmesi çok garip bir durum meydana getirdi. Çünkü siyaset asla ve asla zikzak kabul etmez.  Verilen mesajlar berrakolmalı  ve asla  bulanık olmamalıdır. Çünkü siyasetin en büyük bir erdemi  ve hüsnü kabul görmesi  halk tarafından kabul edilen emniyettir.

          Türkiye de hukuk sistemi son derece problemlidir. Bunu Sayın  Reisicumhur geçenlerde çok açık bir şekilde dile getirdi. İnfaz yasasında değişiklikten bahsetti. Bir yıldır yapılması gerekenler gündeme geliyor amma bir türlü hayata geçirilmiyor. Şimdi düşünün cezaevinde bulunan yüzbinlerce insan  ve onların yakınları her gün ne kadar ciddi  bir problem yaşıyor ve umutla bekleyiş hayatlarının bir parçası oldu. Yaşadıkları hayat infaz yasası gerçekleşinceye kadar   adeta zehirlendi.

          Milyonlarca dosya mahkeme ve icra dairelerine açılmış ve cezaevleri tıklım tıklım dolmuştur. Bir ülkede mahkemelere  açılan dava sayısı çok ve cezaevlerinde nerede yer bulmak imkansız  hale gelmişse o ülkede çok ciddi ahlaki ve hukuki  problemler var demektir.

          Milyonlarca işsiz insanın her biri fitili çekilmiş bomba gibidir. Çünkü Fakirlik küfre yakındır.

           Bilhassa zamanında milletvekilliği ve bakanlık yapan bazılarının bazı bankaların  yönetim kurullarında görev verilmeleri izahtan varestedir. Sayın Reisicumhura danışmanlık yapmak isteyenler asla ve asla herhangi bir maaş karşılığında  böyle bir göreve talip olmamaları gerekirdi.  Hasbi olarak danışmanlık hizmetleri onlardan beklenirdi.

             Ak Parti buna benzer ve daha bir çok hususta iç muhasebe yaparak  yapılan hataları düzeltmek için çaba göstermelidir . Çıkış yoluiçin  henüz vakit vardır ve  kapanmış değildir.

            Dost acı söyler diye bir tabir var. Yazdıklarımızı lütfen  o kabilden kabul eder misiniz..