olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
18 Ekim, 2024, Cuma
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
olay köşe yazısı üstü

20.Yüzyıl sonlarında islam coğrafyasında ulema ve ümera ilişkisi

24 Aralık 2014, Çarşamba 09:11

Günümüz toplumlarında Ümera ve ulema ilişkisi nasıl olmalı ve neye göre hareket edilmesi gerektiği konusunda maalesef kafalar karışık durumdadır.Bu konuda İslam peygamberi Muhammed (S.A.V.) bir hadisi şeriflerinde,” bir toplumda iki zümre,yani Ulema ve Ümera bozulursa o, toplum ifsada uğrar” diyerek, adeta bugün Müslümanların geldiği noktaya parmak basmıştır.Bugün gelinen süreç ile Ulemanın görevi asli görevi "emr-i bil maruf ve nehyi ani'l münker"iken bu görevini yerine getirmediği ve Ümera'nın hışmından çekindiği için ve doğruları söyleme noktasında cesaret edemediği için sıkıntı meydana getirmektedir.20 Yüzyılın sonlarına gelindiği günümüzde Ortadoğu,Afrika ve tüm İslam Coğrafyası kan gölüne döndüğü halde o ülkelerin Uleması hala sessizliğini korumakta ve Tebliğ ve Davet görevini tam anlamıyla layıkıyla yerine getirmemekte ısrar etmektedir. Oysa günümüzden çok öncesine bir misal vermek noktasında Cihan İmparatorluğu olan ve 22 milyon metre kare yüz ölçümlük bir alana hükmeden Osmanlı Devletinin en ihtişamlı padişahlarından sayılan Yavuz Sultan Selim ile dönemin Şeyhül İslamı ve bilgini Zembillili Ali Efendi arasında baş gösteren bir olaydan bahsetmemiz yerinde olur.Zembillili Ali Efendi Yavuz Sultan Selimin Devlet ve yönetim ile ilgili bir çok konuda verdiği kararlara itiraz etmiş ve bu kararları durdurmuştu.Bunun üzerine Selim Zembillili Ali'ye "Devlet işine niçin karışıyorsun"demesi üzerine Zembillili Ali Efendi"Sana Ahiretini hatırlatmak benim görevimdir.Bir gün vakti geldiğinde mutlaka öleceksin ve Rabbine hesap vereceksin.Hesabını yapmazsan cehennemi boylarsın. Ne saltanatın ne Devletin seni azaptan koruyamayacaktır."Diyerek bir nevi Sultana görevini hatırlatarak ve kendisinin de yaratılış gayesinin ve bu hassas görevinin İyiliği emredip,kötülüklerden yani Münkerden de alı koymak olduğunu anlatmak istemiştir.Yani Padişahın kudretinin ve kuvvetinin karşısında "padişahım çok yaşa" mantığı ile değil, Allah'ın koyduğu kanun ve nizamlara uymanın farziyeti ile hareket etmiştir.Bir başka Örnek de Adaleti ile meşhur Hz.Ömer (ra) döneminde vuku bulmuş bir olaydan bahsetmek gerekiyor.Hz.Ömer bir gün hutbede sahabeye şöyle sesleniyor."ey cemaat ben bir gün haktan ayrılırsam ne yaparsınız?"cemaat içerisinden yaşlı bir zat ayağa kalkarak ve kılıcını göstererek"seni bu kılıcımla düzeltirim"dedi. Bunun üzerine o adil komutan ve halife ömer ellerini açarak"ya rabbi!sana sonsuz şükürler olsun ki ben gaflete ve dalalete düşersem ve senin adaletinden ayrılırsam,beni kılıcıyla hizaya getirecek bir ümmete sahibim"diyerek rabbine şükretti.Şimdi günümüzde de bu tür cemaate ve Ulemaya ihtiyaç vardır.Çünkü Ulema yani İrşad ehli irşada muhtaç hale gelmiş ve Allah'ın emrini Ümera'nın hışmından korktuğu için tebliğ edememekte veya Ümera'nın lehinde fetva vermektedir.Mesela Suriye'de Beşar ESAD binlerce kişiyi katletmesine rağmen bazı Alimler buna cevaz vermişlerdir. Örneğin Ramazan-El BUTİ gibi bir İslam düşünürü Beşar ESAD lehinde bazı demeçler vermiştir.Bir başka örnek de Mısır'da meşru bir seçimle Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed MURSİ'nin devrilmesi ile iktidara getirtilen Darbeci General SİSİ'nin katliam ve idam kararlarına Mısır'da binlerce Alim yetiştiren EL-EZHER ÜNİVERSİTESİ şeyhi Ahmet TAYYİB'in fetva vermesi ve yine El-Ezher Fetva kurulu eski Başkanı Şeyh Abdulhamit El-ATRAŞ'ın "İlim öğrencisinin gösteri yapması haramdır"fetvası vermesi gibi.Ancak Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf El KARDAVİ gibi alimler de bu fetvalar karşısında "El-Ezher Şeyhi günahlarını itiraf etsin"diyerek Diktatörler ve zalimler karşısında nasıl dik durmanın örneğini vermiştir. Günümüzde bu tür insanlara daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.Bir yazar ve mütefekkirin dediği gibi"Esen Rüzgar karşısında yön değiştirenlerden değil,gittiği yerde rüzgar estirenlerden olmalıyız."Kısacası Ulema hakkı tebliğ ederken bu kriterler ölçeğinde hareket etmelidir.Çünkü;Ulemanın görevi Tebliğ,Davet ve Emri bil Maruf ve Nehyi Anil Münkerdir.Ümeranın hışmından korkarsa o ülkenin Ümerasına da haksızlık etmiş ol